Tahlihsiz Bodrum Yolculuğu.

97 8 7
                                    

Ablam ve abim ile neredeyse 3 saattir otostop çekiyoruz.Nolduğunu size anlatıyım.Ablam mola yerinde tuvalete gidememişti.Ve şoförden en yakın mola yerinde inmesini rica etti.Adam kaba bir şekilde bu teklifi kabul etmeyince benim canım biricik abimde şoför ile kavga etti.Bizde şu an yol kenarında otostop çekmekteyiz.Oysa ki Bodrum'a gelirken aklımda ne hayellerim vardı.Hayaller deniz,kum,taş çocuklar .Hayatlar yol kenarı,kavga eden bir abi ve abla.

"YETERR!!SUSUN ARTIK BIKTIM YETER!ŞU DURUMDA BİLE KAVGA EDİYORSUNUZ!YAKINDA HAVA KARARICAK.VE BİZ BURADA OTOSTOP ÇEKİYORUZ.BENCE BURAYA EN YAKIN MOLA YERİNE YÜRÜMEYE BAŞLAYALIM ARTIK!"

İkiside susmuştu ve düşünmeye başlamışlardı.Ve gerçektende hava kararmaya başlamıştı.Biz hala yol kenarında otostop çekelim.Ve telefonlarda çekmiyordu.

"Evet bence yakın biryerlerde mola yeri vardır oraya yürümeye başlayalım.Valizlerinizi alın.Yolumuz çok uzun sürecek."

Ablam ve ben valizlerimizi alıp yürümeye başladık.Karnım acıkmıştı,susamıştım,yorulmuştum ve kocaman valiz ile yol kenarına yürümeye çalışıyordum.Gerçekten çok şanslı bir insanım.

"Daha kötü ne olabilir ki?" diye mırıldandım.Ve şimşek çaktı.Küçük su damlaları yere inmeye başladı.

"AH HARİKA YAZ ORTASINDA YAĞMUR!!!TEŞEKKÜRLER GERÇEKTEN!PES YANİ PES!!"
Diye bağırdım.Abim ile ablamında yüzü düşmüştü.Rüzgar esmeyede başlamıştı.Ve yoldan geçen tek tük arabalar vardı.Onlarda otostop çekince bakmayan tiplerdi.Bir anda bir kurt uluma sesi duyuldu.

"Abi,abla sizde duydunuz mu?K-kurt uu-ullumasımıydı o-oo??"

Dedim korkuyla.Ablamda korkmuşa benziyordu.Abime baktğımda içinden yusuf yusuftu ama bizim yanımızda centilmen abi rolunü rolünü oynuyordu.Ben onun gözlerindeki korkuyu ördüm bir kere.

"Valla Deniz,Derin doğru söylüyo sende duydun mu sesi?"

Yağmur daha da şiddetlenmişti.Biz yavaş adımlar ile yol kenarında yürüyorduk.Yanımıza doğru gelen beyaz bir ışık gördüm.Bu bir arabaydı.Ve sürücü koltuğunda çok şirin kıvırcık saçlı kahverengi gözlü minyon tipli bir çocuk oturuyordu.Yanındaki koltukta ise turuncu saçlı,kahverengi gözlü,biraz uzamış olan kahküllerini yana atmış kardeşi olduğunu düşündüğüm kız oturuyordu.Kız camını açıp kafasını dışarı çıkardı.

"Şey Bodrum'a doğru gidiyoruz.Eğer oraya gidiyorsanız.Bizimle gelin." dedi.

Bunu söylediği anda hepimizin yüzünde güller açmıştı. "Gerçekten çoook teşekkürler." dedim neşeyle.
Ama şu anki halim berbattı.Sarı uzun sabah maşa yaptığım saçlarım bozulmuş dağılmıştı.Toz pembe topuklu ayakkabılarımın heryeri çamur olmuştu.Uzun ince bacaklarım ise otlar ve dikenler yüzünden çizilmişti.Ve pembe yarım tişörtümün sol omzunun üstünde kuş pisliği vardı.Ablamında benden bir farkı yoktu açıkcası.Ve sürücü koltuğunda oturan çocuk bana çok tanıdık geliyordu.Yoksa bu çocuk OHA

Tam anlamıyla;sıçtım...

İlk bölüm olduğu için biraz kısa ama bölümler çoğaldıkça uzayacak.

Multimedya Derin

Bonibon(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin