Garip

35 1 0
                                    

Saat akşam altıya doğru geliyodu ve esra çoktan mekana gitmişti ve bugün bi şekilde bu yurttan kaçıp esoyla antreman yapmam gerekiyo. Ama nasıl olucak çok merak ediyorum, derken aklıma okulu bahane etmek geldi. Bir müdürün yanına gidiyim de hallederim die düşünerek odaya daldım. Odada Buğra denen havalı öküzden başka kimse yoktu "kapı çalmak nedir bilmez misin?" dedi. Anında  konuyu değiştirerek "Müdür yok mu?" dedim "Yok ne varsa söyle" dediğinde soğuk bir bakış attım ve "boşver" dedim tam odadan çıkıyordum ki bileğimden tutu ve "Uzatma söyle işte" dedi. bende "okuldan bi arkadaşla ödev var da onun için izin alcaktım." diye açıklamada bulundum."iyi tamam git ama akşam sekizde burda ol bakıcağım" dediğinde"müdür bişey demez mi?" diye sordum "hadi git ben açıklama yaparım. " dediğinde "teşekkür ederim" dedim. Hızla yetimhaneden çıktım ve zaman kısıtlı diye otobüsle gitmeye karar verdim. Ve durağa doğru yol aldım. Eso'nun yanına gittiğimde "tuti" diye boynuma atladı. "Hadi ama, çok zamanım yok" dediğimde benden ayrıldı. "Seni alt edip gideceğim  Eso" dedim gözlerimi devirerek. Güldü ve "hıhı tabi tabi" dedi beni sinir edicek tonda. Onu aldırmadan  tişörtü mü çıkardım ve alana geçtim, o zaten hazırdı. "Hadi bakalım tuti başlıyoruz" diyerek yumruk attı.
Bu hamleden kolayca kaçtım, ve hızla tekme attım ve hemen "neden gittin?" diye sordum."Anlaşılan bizim tuti birilerini çok özlemiş " dedi ve kahkaha atarak eğildi ve ardından bacağımı tutu ve beni yere yatırdı. Üstüme çıkıp bana yumruklarını geçirdi ve bacağımla belini kavrayıp üzerine çıktım. Ve bu sefer ben  yumruklarımı geçirdim. "Çabuk bana cevap ver eso" dedim sinirle. Bir anda durdum ve üzerinden kalkıp bağdaş pozisyonunu aldım. Ondan bir açıklama bekliyordum, buna hakkım vardı. Hemen ciddileşti ve o da benim gibi oturarak söze başladı "bak titu bunu bilmemelisin bilirsen sende yanarsın beni anlaman lazım."  dedi bende anlam veremiyerek "Bak kardeşim biz kardeşiz ya ben bu pis işlere tek karışmadım ki, hep yanımda sen vardın. Aynı Cansu gibi asıl sen beni anla." dedim. Kafasını yere eğdi ve biraz durakladı bende onu izledim bu esnada aniden kafasını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı "Tuğçe bak bunu sana anlatırsam buradan çıktıktan sonra hayatın çok farklı olucak." dedi olay çok ciddiydi anlaşılan ama esoyu bu olayla baş başa brakmaya hiç niyetim yoktu bundan emindim . "Bunu bana söylemeni istiyorum eso sonuçlarına katlanmayada hazırım kardeşim." dedim oturduğu yerde biraz hareket etti sonra derin bir nefes alıp anlatmaya başladı "Peşimde adamlar var titu ama öyle her zamanki kavgadan dolayı yenilgiyi kabullenemeyen ve hırs yapanlardan değil. Tam aksine büyük çok büyük adamlar bu olayı seninde bildiğini biliyolardır artık her hareketimi herşeyi mi biliyorlar nasıl oluyo hiçbir fikrim yok ama biliyolar." dedi bense "peki neden peşindeler?" diye sordum.  Hemen etrafa baktı çok dikkatli ve yavşça sonra ban bir yer gösterdi "görüyormusun işte orası o masa her ay oraya benim adıma bir zarf konuyor ve içinde anlam veremediğim şeyler yazıyor" dedi derin bir nefes aldı sonra devam etti "Bundan tam bir ay önce bir not geldi ama o masaya değil, soyunma odasındaki dolabıma kaç ve git kurtar kendini yoksa ... Ne yapıcağımı bilemedim ve kaçtım hani benim Letonya da küçük bir evim vardıya oraya gittim babamdan kalan eve" Saate baktığımda 23:08 di görünce şok oldum ve hemen esonun üstüne atladım ve "Kızım saat kaç olmuş lan benim hemen gitmem lazım " dedim. "Nereye" diyinceden "yurttan saat sekize kadar izin istemiştim saat on bir " dedim ve hemen üstümü giydim eso da ayağa kalktı ve beni dış kapıya kadar geçirdi kulağıma "dediklerimi unutma titu çok dikkatli ol " diye fısıldadı  güldüm ve "merak erme eso senden daha iyiyim dikkat konusunda " diyerek son kez  öptüp sarıldım ve hamen yetimhanenin yolunu tutum ısız sokaklarda yürürken kendimi bir garip hissettim . Bir gariptim  bu sokaklar azıcık farklı geldi sanki  izleniyordum. Heralde esonun dedikleri aklımda kaldı yetimhanenin önüne geldiğimde basamaklarda biri oturuyordu ve ayaklarını inceliyordu taki beni fark edene kadar.
     Bu Buğra'ydı ve işte şimdi bittim ben.Hemen kafasını kaldırdı ve bir kaç saniye bana baktı ve hızla yanıma geldi. "Kendini ne sanıyorsun sen?!" diye kükriyince bir an irkildim. "Bu saate kadar nerdesin kızım sen bana cevap ver." dediğinde hala ona bakıyordum ve o kadar sinirliydi ki burnundan soluyordu biran ne diyeceğimi şaşırdım tekrar ağzını açtığında "dilini falan mı yuttun cevap versene." dediğinde biraz yumuşamıştı hemen bir yalan uydurmassam beni dama bağlar ve üzerime kaynar su falan dökerdi bu çocukta bu potansiyeli görebiliyordum derin bir nefes alıp konuşmaya başladım "kusura bakma cidden geç gelmemin bir sebebi var, ödev yetişmeyince  devam etmek zorunda kaldım" dediğimde daha çok sinirlendi sanki ne demiştim "senin şu sikimsonik ödevin yüzünden babamla nasıl kavga ettik haberin varmı lan senin?" dediğinde kendimi çok suçlu hissetim sonuçta hiç babam olmamıştı nasıl bir duygu olduğunu da bilmiyorum, genelde böyle olayları pek önemsemez ve hı evet der odama giderdim ama bu sefer olaylar farklı babasıyla benim yüzümden kavga etmişti kafamı yere eğip "özür dilerim kasıtlı olarak yapmadım" dediğinde bana baktığından emindim kolumu tutuğunda, aniden ona baktım ve "tamam sorun yok git yat bir daha olmasın aptal kız" dediğinde "hey sensin aptal özür diledik ya uzatma ve benim bir adım var öküz arabası bana Tuğçe demen yeterli" diyip kolumu ondan kurtardım ve hemen yetimhanenin içine girdim ama arkamdan "Aptal Tuğçe" diye bağırdı bende kendime yediremeyip bir iki adım geriledim ve "Öküz arabası" diye mrıldandım onun duyabileceği tonda.

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin