Arkadaşlar vote ve yorumlarınızı bekliyorum :))
******
Bu gün okulun son günü . Ben okulun son günü hep sevinirdim hem tatile gireceğim hemde karnemi iyi getireceğim için . Ama bu yıl mutsuzum . Hemde çok . Bunun nedeni Emre mi bilmiyorum.
Edanın bana ezik olduğumu hatırlattığı gün, hani şu öpüştükleri fotoğrafı gördüğüm gün okuldan çıkıp gittim . Bir parktaki banka oturdum ve saatlerce ağladım . Eve gittiğimde ağlamaktan gözlerim şişmiş olmalı ki annem beni görünce bir çığlık attı yan komşumuz olan Meral teyze duyup eve geldi . Bende sınavım kötü geçti biraz ağladım gibi yalanlar uydurup tüm gün boyunca uyudum . Bir sonraki gün okulda herkes bana bakıp güldü ve ezik gibi bir şeyler zırvaladılar.
Edayla karşılaştık ama bu sefer beni aşağılamadı . Emrede olanları öğrenmiş olmalı ki oda bana bakıp güldü . Aslında bu beni en çok yıkan şeydi . Yani okuldakilerin veya Eda'nın ne düşündüğü umurumda değil ama Emre... Onun beni aşağılaması kalbimi çok kırdı .
Yani kısacası artık okulda adım Eylül değil Ezik...
Her neyse artık bunları düşünüp daha çok üzülmek istemiyorum. Bu gün karnemi alacağım ve ailemi yine gururlandıracağım .
******
Okulun bahçesine girerken bahçenin kalabalık olmasına aldırmadan hızlı adımlarla okul kapısına ilerledim ama arkamdan gelen sesleri de duymadım değil .
- Aaaaa ezik değil mi o ?
- Ezikk ezikk ezikkk ...
- Emre nerde Emre ?
İnsanlar ne kadar anlayışsız , ne kadar düşüncesizler , benimle dalga geçince ellerine ne geçiyor acaba . Onlar yüzünden okuldan nefret ediyorum .
- Eylülll
Arkamdan ezik değilde Eylül olarak bağırılmasına mı şaşırayım yoksa sesin sahibinin Emre olmasına mı bilemeden yavaşça arkamı döndüm .
Önde Emre elinde çiçeklerde yere çökmüş bir şekilde arkada ise tüm okul alaycı bir ifadeyle bana bakarken ben dikkatimi Emre'ye vermekle meşguldüm. Yani şu anda resmen Emre.Önümde.Diz.Çöktü ve konuşmaya başladı .
- Eylül ben senin değerini bilemediğim için senden çok özür dilerim , dediğinde benim gözlerimin fal taşı gibi açıldığına emindim . Emre konuşmaya tekrar devam edince gözlerimi düşünmekten vazgeçtim.
-Yaa Eylül ben seni seviyorum , deyip elindeki çiçekleri bana uzatınca titremeye başladığımı hissettim. Yüzümde hafif gülümseme oluşurken çiçekleri aldım ve kekeleyerek :
-G-ger-gerçekten mi ? Diye sorduğumda Emre bir kahkaha kopardı ve arkasında bulunan kişilere dönüp:
- Arkadaşlar kusura bakmayın ama bu kadar oyunculuk yapmam bile büyük başarı , derken kaşlarım çatıldı ve gözlerim dolmaya başladı . Emre'nin arkasındakiler de gülmeye başladığında sinirden ellerimin titrediğini hissettim.
-Yeterrr!!! diye bağırdığımda herkes susup bana döndü Emre dahil .
-Yeterr ya yeterr neden anlamıyorsun neden? Sana aşık olduğumu göremiyor musun ? Yoksa anlamak mı istemiyorsun ? Yaaa ben senden beni sevmeni istemiyorum ki . Sadece sevgime saygı duymanı istiyorum . Çok demi ben senden çok şey istiyorum . Kusura bakma seni adam zannedip saygı bekledim ama unutmuşum adam olmadığını , deyip arkamı döndüm ve bir adım attığımda tekrar Emre'ye dönüp :
- Haa bu arada bu çiçekleri de seni sadece popülerliğin için seven , daha doğrusu seni sevmeyen ve seni sadece kullanan okulumuzun biricik(!) sürtüğü Eda'ya verirsin , diyerek Emre'nin bana verdiği çiçekleri Emre'nin önüne fırlattım .
Hızla öğretmenler odasına doğru yürüdüğümde gözümden yaşlar süzülüp akıyordu . Öğretmenler odasının yanına geldiğimde göz yaşlarımı silip rehberlik hocamızın yanına doğru ilerledim .
- Hocam annem biraz rahatsızda ben karnemi şimdi alabilir miyim? dediğimde rehberlik hocamız:
- Tabi Eylül'cüm nasıl istersen , deyip karnemi bana uzattı .
- Teşekkürler hocam , deyip hızla öğretmenler odasından çıkıp çıkış kapısına doğru yöneldim .
Okuldan çıktığımda her zaman gittiğim parka gidip bir banka oturdum ve hıçkırıklarla ağlamaya başladım . Yine aynı şeyi yapıyordum . Yine kendimi üzüyordum. Yine aşka yeniliyordum ve yine yeniden üzülüyordum .
Birden omzumda bir el hissedince elin sahibine bakmak için kafamı kaldırdım . Sonra ayağa kalktım elin sahibine yani Miraya (unutanlar varsa Mira Eylülün mahallerden arkadaşı ) sarıldım. Kollarımı boynuna sıkıca doladım ve dahada sıkı sarıldım.
Bu dünyada gerçek dostu bulduğun zaman asla kaybetmemek gerektiğini bir kez daha anladım . DOSTLUK her şeyden daha çok önemli aşktan bile ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİK PRENSES
Teen FictionFakir bir kız imkansız bir aşkı yaşarsa İmkansız aşkı yüzünden herkes tarafından ezilirse Aslında evlatlık olduğunu ve fakir olmadığını öğrenirse İşte EZİK PRENSESİMİZ Eylül..! Bir insan fakirken ezik zenginken nasıl prenses olabilir kii ???