Dile anlamlar yüklemek, kelimeler üzerine düşünmek benim için yeni bir mesele değil ki Levi Strauss. Ben hep bana söylenenlerin diğer anlamlarını sorguladım; soruların ve çoklu anlamların içinde kayboldum.
Ben hiç şöyle dümdüz, içimden geldiği gibi konuşmadım ki Levi Strauss. Hep yan anlamlar ürettim. Yan anlamlarım çoğaldı, ama ben çoğuldum hem çocuktum da.
Söyleyemedim içimden geleni genellikle, ya sustum ya da "öyle anlamasın" diye başka cümleler kurdum. Sonra da insanların beni anlamamasından yakındım.
İnsan beni anlamıyor Levi Strauss, sen çözümle beni. Kelimelerime bak, belki görünür içim. Görünmezse de sende kalsın hepsi, kelimeden bol ne var şu dünyada?
Düşündüm de, kelimeler ne kadar yalnız. Biri tarafından bir araya getirilmeye muhtaçlar. Ben yüzlercesini yan yana getirdim umarım mutludurlar, ama yan yana getirdiğim kelimeler onu yanıma getirmeye yetersiz. Biraz yardım etseler keşke bu ne bencillik!
Kelimeler olmasaydi düşünebilir miydik Levi Strauss? Onu nasıl düşünürdüm? Belki daha iyi olurdu günümün tamamı bana kalırdı, ah ne çok vaktimi alıyor.
Her vakit geçirdiğin alır mı vaktini bu kadar?
Senin vaktini kim aldı şu dünyada Levi Strauss?