Yeni Ev

26 0 0
                                    

"O abajuru oraya koyma Alexander!" diyorum elimdeki büyük koliyi amerikan mutfağı tarzı olan yeni mutfağımızın masamıza koyarken. "misafir odasına götür onu, Viski çiğniyor sonra." Viski bizim köpeğimiz. Şuan 2 yaşında bir Husky. ben lise 3'e giderken Alexander yılbaşı hediyesi olarak almıştı. hayalimdeki köpek Husky cinsi siyah beyaz köpeklerdi ve o da bunu biliyordu. sahi, o benim neyimi bilmiyordu ki? " Viski mi çiğniyor?" "Evet, geçen benim mac'imi de çiğnemeye kalkıcaktı. gümüş rengi şeyler ilgisini çekiyor sanırım." dememle Alexander kahkaha atıyor. "Ne gülüyorsun ya?" diyorum sırıtarak, "Gülüyorum çünkü, annesi gibi gösteriş meraklısı." tekrar kahkaha atıyor.

"Allah Allah! gösteriş meraklısı değilim ben!... En azından çok değilim yani..."

"Tamam bebeğim, gülmüyorum. Ee Viskiyi ne zaman alacağız Barkından?"

"Valla belirli bi zaman vermedim çocuğa. taşınıyoruz sonuçta ayak altında olursa yemeği falan gecikir yazık hayvana. işimiz bitince ararım seni dedim." Barkın, Alexander'ın yakın arkadaşıydı. Biz taşınırken Viski'yi ona bırakmıştık. Daha size anlatacak çok şeyim var tabi ki, küçük küçük anlatacağım herşeyi. mesela ben ve Alexander Yunanistandaydık aslında, fakat sonra okumak için İstanbula, Annelerimizin memleketine gelmeye karar verdik. uzun süreden sonra burda olmak çok güzel. İstanbul çok güzel. Yazın gelirdik çocukken en fazla bir ay falan, ama yinede hep burda yaşamayı istemiştim. daha doğrusu istemiştik, alexander da istiyordu. bizde para toplayıp taşınmaya karar verdik. Ailemizden kopmak kolay olmadı. ama birbirimizin yanındayken bize birşey olmazdı.

----------------------------------

"Of ya canım çıktı yemin ederim!" diyorum kendimi koltuğa atarak.

"En son 10 yaşımdayken taşınmıştım sanırım. Orda da küçük olduğum için iş yapmıyordum."

"Aynen ya. Ee ne söylüyoruz?"

"Noodle?"

"tamamdır." Alexander sipariş için ararken, bende telefonumla oynuyorum. Daha doğrusu Instagramda dolanıyorum. bu sırada yakınlarda bi yerde ki barda parti olduğunu öğreniyorum Kerem adında bir şirket veliahtının partisi. biraz düşündükten sonra gitmeye karar veriyorum. koşarak alexander'ın elinden telefonu kapıp "siparişimiz iptal, sağolun." deyip kapatıyorum. Alexander bana bön bön bakınca açıklama beklediğini anlıyorum, "partilere akacağımız için bu akşamlık noodle iptal beybisi" diyorum, "niye? ayrıca ne partisi?" diyor şaşkın bir ifade ile, "ya zengin bi' veliaht'ın partisiymiş işte! gidelim hadi eğleniriz biraz" ardından sırıtma. "En son ki partide olanları hatırlıyorsundur umarım." diyor sinirli bir ifadeyle. aklıma gelenler bana yavşayan bir p**, beni korumaya gelen bir adet Alexander, tartışma, Alexander'ın havadaki yumruğu, Karakol ve kapanış. " biliyorum biliyorum, sorun sende ama! ben onunla eğleniyordum asıl. neyse ya! hadi n'olur gidelim! " masum bakışımı da ekledim mi, hadi bakalım. Alexander biraz bekledikten sonra olumlu anlamda başını sallıyor. bende odama koşup ne giyeceğimi düşünmeye başlıyorum. Kırmızı dar kısa elbise mi? yoksa mavi kısa üst ve pofuduk kısa etek mi? yoksa...

-----------------

"Ummm ben bir kurtum! benden kork Alexanderrr!" diyor Adara. tahmin ettiğiniz üzere şuan kafası güzel, kendisi kadar güzel. "Tamam bebeğim, çok korktum şuan inan." diyorum ve tatmin olmayan bir surat ifadesiyle karşılaşıyorum. "Beni Kereme götür beybisiii, o zengin p** benim olmalı! tanrım! istiyorum ya." hah, harika. "hayır." diyorum keskin bir sesle. "neden bu kadar katısın? geevşeee biraz." diyor sırıtarak. bende etrafı o şahıs yaklaşmasın diye kolaçan ederken bir anda Adara kayboluyor. lanet olsun!

"ADARA!" diye bağırıyorum, duyması umuduyla. etrafa bakarken gördüğüm sahne ile sinirden beynime kan gitmiyor resmen! Adara Kenan mıdır Kemal midir onun kucağına oturmuş vaziyette saçlarıyla oynuyor. hızla oraya ilerlerken etrafımda duran insanları itiyorum. oraya vardığımda herkesin bize baktığını fark ediyorum. "Kalk Adara!" diyorum gözlerimi çocuktan ayırmadan. "Demek adın Adara, Güzel Kimse?" diyor şahıs, neydi ismi? Kerem! adının anlamını nereden biliyordu bu g**? "Sanane onun adından!" diyorum ve Adara'nın kolundan çekiyorum. "Ya napıyorsun? ben iyiydim orda." deyip tekrar oturmaya kalkıyor. bu sırada Adarayı arkama geçirip Kerem denilen herife yumruk atıyorum. beklemeden hemen karşılığını verince topallıyorum. sanırım gelirken Adara bana dövüş sanatçısı olduğunu söylemişti. dinlememiştim tabii ki. bu seferde karnına tekme atarken boşluyor tekmemi, bende boş durmadan burnuna yumruk atıyorum burnu kanarken bana doğru ilerleyip karnıma tekme atıyor ve yere yığılıyorum. "Alexander! kalk! yeter! Kerem bırak!" seslerini duyunca ikimizde ona odaklanıyoruz. sakinleşip bizim aramıza giriyor ve "Yeter. Alexander dışarı çık." diyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seni Sadece Ben AnlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin