Kısa süreliğine bir sessizlik yaşadım. Haa şimdi anladım. Dicle yokmuş. Acaba nereye gitti ? Ya da neyse.
Dicle geldi. Makyajına son dokunuşları yapıyordu. O an bayan kuaförüne 2 erkek girdi. İçimden acaba kuaföre gelen salaklar kim diye düşünürken Yusuf ' un sesini duydum. Olduğum yerden bir anda kalktım. Şok içindeydim. Yusuf ! Bizim Yusuf ! Bayan kuaförüne girmiş. Bu anı ölümsüzleştirmem lazım diye bir kaç fotograf çektim. Yanında Aras da vardı. Imm dur bir dakika. Ben bunları yapıyorum da bunlar ne yapıyor ? Off aptal çocuklar ! Beni makyajlı görünce şok oldular tabi. Neyse bırak şok olsunlar .Bir daha göremezler nasıl olsa ...
Onların yüzündeki şaşkınlığı fazla umursamadan kendimle ilgilenmeyi düşündüm.Ama bir dakika dur ! Aras ' la Yusuf'un elindeki çantalar. Neydi böyle? Çok geçmeden ikisi de yanıma geldi. Niye olduğunu şimdi anlıyorum. Dicle yanımdan kaybolduğu zaman Yusuf ' u aramış. Bana güzel bir ayakkabı alması için. Yusuf ' la aras da beraber oldukları için .Yusuf bana ayakkabı alırken Aras da mezuniyet hediyesi bahanesiyle o ayakkabının çantasını almış. Şaşkınlık içerisindeyim doğrusu. Yusuf ilk defa kendinden başka bir erkeğin bana bir hediye almasına izin vermişti. Yusuf ' un bugünlerdeki halleri beni şaşırtıyordu. Hemen hemen her şeye müsade eder olmuştu. Tuhaf ama güzel bu durum .Sevdim.
Yusuf ayakkabıyı uzattı. Yüksek topuklu pudra renk bir rugan .Aishh ! Bu çocuk !!! Kesinlikle bana böyle eziyet etmeye karar vermiş olmalı.
Yaklaşık olarak topuk boyu 11.21 cm uzunluğunda olmalı .Aman Allahım.Sana geliyorum. Tüm gece boyunca bunun üzerinde durursam, bir daha düz basmayı unuturum diye düşündüm. Ama ne fayda. Yusuf bana bu saçma ayakkabıyı almıştı ve ben bunu giymek zorundayım. Her şey Hanzo yüzünden aslında .Çünkü o bana bu kadar yakın olmasaydı ben de onun bana yapmamı söylediği şeylerde yapmamak için ısrarcı olabilirdim. Ama ne yazık ki Yusuf 'un benden istediği şeyleri yapıyorum. Çünkü o Yusuf ben de Efal ve ben ona hayatımı borçluyum. Daha fazla bu konuda düşünüp canımı sıkmamak için bir itirazda bulunmadım. 11.21 cm ' lik ayakkabıyı gidince bildiğin Eyfel ' le yarışır oldum. Şu anda bildiğin gökdelen misali tipteyim.Hani insanlar der ya insanlara tepeden bakıyor diye. Şu anda kesinlikle öyleyim. İnsanlara tepeden bakıyorum .Neyse Aras çantayı da verdi. Ya o değil de benim şimdiye kadar tanıdığım Hanzo bu elbise için gerçekten uyumlu ve şık bir ayakkabı almıştı. Ya zaten çantaya bir şey demiyorum. Sonuçta çantayı alan ruh ikizim Aras. Bir de ayakkabıya uygun olsun filan diye şık bir şey. Buna ayakkabı kadar üzülmedim. Zaten üzülsemde ne değişirdi ki ? Sonunda hepimiz hazırdık.Dicle ile ben oldukça şık olmuştuk. Aras bordo ceket ,lacivert keten pantolon ,siyah köseli ayakkabı, beyaz gömlek giymiş oldukça tarz görünüyordu.Dicle ' yi Aras ' a doğru itekleyerek" şövalyeni kaptırmamalısın "dedim.
Dicle Aras 'ın koluna girdi. Aras bu durumdan pek de memnun değildi. Ama neyse...Yusuf siyah takım elbise , beyaz gömlek , siyah köseli ayakkabı gitmişti. Çok sıradan ve baneldi. Ama olsun çünkü benim kuzenim fazlasıyla yakışıklı bir yüze ve Playboy olacak fiziğe sahip olduğu için bu takım üzerinde sırıtmamıştı. Yani gayet yakışmıştı." Şövalyem , bana 11.21 cm topuk boyu olan bir ayakkabı aldığınıza göre tüm gece koltuk değneyim olmayı göze almış olduğunuzu düşünüyorum " dedim.
Yusuf bana bakarak " senin gibi ihtiyarın şimdiye kadarki koltuk değneyi de bendim , sıkıntı olmaz " dedi.Sinirim bozulmuş bir şekilde gözlerimi çevirdim. Yusuf durumu anlamıştı. Dicle ile Aras çıkmıştı çoktan Yusuf , gözlerimi kaçırdığım tarafa geçerek " koltuk değneyi olmak mı ? Hem de senin ? Bu hayatta yapabileceğim en güzel meslek diyebilirim " dedi. Yine benim neye sinirlendiğimi anlamış savunmasını hazırlamış ve yine benim gönlümü almayı başarmıştı. Ona bakarak gülümsedim. Sonra koluna girdim . Biz de dışarıya çıktık . Aras ' la Dicle selfie çekiniyordu. Yusuf hemen selfieye doğru yürüdü. Adam cesur benim de öyle tipim olsa ben de her gördüğüm fotoğraf karesine girerim. Neyse beni de götürdü zaten. Dördümüz bir kaç fotoğraf çekilerek arabaya bindik. Yusuf ' la ben Yusuf 'un arabasına , Dicle ile Aras da Aras ' ın arabasına doğru bindi. Çok geçmeden balo mekanına vardık .
Vayy ! Mekan süperdi. Tam gençler için düzenlenmişti. Renkler , aydınlatma, masalar , sahne cidden güzeldi. Balo da okulun hemen hemen hepsi vardı. Bilirsiniz şu inek öğrenci grupları , tenefüslerde bile ders çalışıp , boş derste kitap okuyan öğrenciler. Ha işte o grup öğrenciler yoktu. Diğerleri ise hep balodaydı.
Okulun en yakışıklı Yusuf YILMAZ ' için Yusuf ' un gözüne girmeye çalışan kızlar yer tutmuştu. Zaten okul bitiyor bu vakitten sonra Yusuf ' un gözüne girsen kaç yazar ? Aishh bu kızlar ! Cidden aptal. Yusuf 'un popüler olduğu kadar ben de popülerdim.
Bana da masa ayrılmıştı. Öğretmenler masasının hemen yanı inek öğrenci grubu. İşte Yusuf ' la aramda olan her zamanki fark buydu. O zaten sahip olduğu şeylerin sefasını sürerken ben emeklerimle kendim yapmaya çalışırdım .Bu en çok küçükken olurdu. Kumsalda kumdan kale yaparken bile benden iyidi. Hiç bir zaman onun gibi olamayacağımı biliyordum.Biz hep farklıydık...
Neyse her zaman olduğu gibi Yusuf 'a ayrılan masaya oturduk. Hemen hemen herkes gelmiş gibiydi. Öğretmenler hariç .Onlar gelmeden şu dans işi halledilsin diye daha fazla bekletilmeden dans müziğini koydular galiba diye düşünüyordum.
Yusuf ' tan tabiki kibarlık beklemiyordum. Çünkü Aras Dicle ' yi dansa kaldırıncaya kadar dans edildiğini anlamamıştı. Sonunda beni de kaldırdı." Hayaller kavalye olmak gerçekler koltuk değneyi"
Böyle dedi bir de. Sanki ben dedim ona git 11.21 cm topuklu ayakkabı al diye.
" Bence koltuk değneyi bile olamayacaksın " dedim.
" Göreceğiz Efal "
Allahım ya ne göreceksen sanki. Kendini dev aynasında görüyor arkadaş. Neyse cevap vermedim uzattıkça uzatıyor kendileri. Dans pistine çıktık .Gitti en ortasına durdu.Kesin amacı beni rezil etmek apaçık belli yani.Bu yöndeki düşüncelerimden emindim.
Dans müziği eşliğinde benim şaşkınlığım da artıyordu.Yusuf düşüncelerimin aksine bir o kadar şaşırtmıştı.Evet o benim ayağıma basmamıştı ama ben onun ayağına bastım ve basmaya da devam ediyordum. NEDEN Mİ ?Bir daha alır o bana 11.21 cm topuklu ayakkabı. Neyse Yusuf 'un ayağını mantar panoya çevirdikten sonra dans müziği bitmek üzereydi .Daha fazla bu ayakkabıların üzerinde durmak işkence olacağı için gidip masaya oturdum.Masanın altındaki bir kutu dikkatimi çekmişti. Çok geçmeden kutuyu aldım. Masanın üzerine koydum .Karşılaştığım manzara yüzümdeki ifadeyi örtemeyecek kadar garipti.
Spor ayakkabılarım burdaydı !
Bunu buraya kim getirmişti ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAEFMİRAL
Teen FictionBen hayal kurmaya üşengeç bir hayalperestim. En yakın kendim düşlerimdir. Ne zaman ne o olacağı belli olmayan bu dünyada en güzel şeyler en beklenmedik anlarda olur.Hayaller hep aynıdır , sadece kişiler değişir. Ben bir düş kraliçesiysem O da beni...