Hatırlatma,
Arıyor..Tufan..Arıyor..
-
Heyacandan kalbim çıkacak gibiydi.Okulun merdivenlerinden iniyorduk telefonum titredi.Arıyordu, ciddi ciddi merak etmişti sesimi, telefon hala çalarken Öykü'ye seslendim;
"Öykü arıyor ne yapacağım.Ne diyeceğimi bile bilmiyorum.Ya sesimi beğenmezse?"
"Belfü zaten hava soğuk, bir de senin nazını çekemem.Hadi aç, kapatacak şimdi çocuk."
"Ay Öykü öküz geldin öküz gideceksin."
Derin bir nefes alıp telefonu açtım.Alyuvarların şimdiden yanaklarıma hücum etmelerine şaşırmıyordum.
Belfü : "Efendim?"
Tufan : "Açmayacaksın sandım."
Belfü : "Ya özür dilerim.Ben heyecanlandım.Niye bilmiyorum da.Ya neyse boşver nasılsın?"Güldü. Gülüşünü duymak mutlu etmişti.
Tufan : "Çok kral, sen?"
Belfü : "İyiyim, yani çok kral.İyi yerine kral mı diyorsun hep?"
Tufan : "Evet.Alışkanlık"
Belfü : "Anladım."
Tufan : "Ben de arkadaşlarımla bilardo oynamaya geldim.Öyle, sen nerdesin?"
Belfü : "Yoldayım, yürümeye çalışıyorum."Güldüm.
Tufan : "Kabul etmem lazım."
Belfü : "Neyi?"
Tufan : "Ben de heyecanlandım.Yani ne bileyim"Nefes verdi, kıkırdadı.Tekrar konuştu.
"Bilmiyorum Belfü."
* Yaklaşık yarım saat sonra,
Tufan : "Belfü.Sesim iğrençtir dedin ya hani sen.Yanılıyorsun.Ses tonun..Ne bileyim iyi işte"
Belfü : "T-teşekkür ederim"
Tufan : "Emin ol tekrar duymasam bile hatırlayacağım bir ses."Kendime engel olamayıp atıldım,
"Tekrar duyarsın belki"
Kıkırdadım.Ne!? Sesini bilseniz böyle tepki vermezdiniz.
Tufan : "Yarın okul çıkışı aynı saatte arayacağım."
Belfü : "Tamamdır, meşgul olmazsam açarım Misafir Çocuğu."Güldüm, o da güldü.Gülüyorduk!
Tufan : "Belfü.."
Belfü : "Ya şaka yapıyorum.Bu arada eve gireceğim az kaldı.Kapatsak sorun olur mu?"
Tufan : "Hayır tabi ki Aslaniçe."
Belfü : "Deme şunu bana."
Tufan : "Tamam tamam"
Belfü : "Bu arada hala heyecanım geçmedi."
Tufan : "Benim geçti sayılır"
Belfü : "Neyse, kendine dikkat et Kral."
Tufan : "Sen de dikkat et."
Belfü : "Bu arada ses tonunu ben de unutmam."Güldüm.
Cevap vermesine fırsat vermeden telefonu kapattım.
"Ay of.Neydi be bu.Oh rahatladım vallaha."
Evet.Arkadaşlar kendi kendime konuşuyorum.Delirdim arkadaşlar delirdim.Ay rahatladım.Ay of.Ay aman.Ay ay ay ay !!!!
-
Yaklaşık yirmi gün sonra doğum günümdü.Sevmezdim doğum günlerini..Babamdan annemi çaldığım geceydi o gece.Herkes mutluluk gözyaşları dökmeyi beklerken..Annemi toprağa vereceklerdi.Bilseydim gelir miydim dünyaya? İzin verir miydim babamın yalnız kalmasına..Kapı tıklatıldı..Babam gelmişti.Kafasını uzatıp,
"Kar Tanem, girebilir miyim? "
Onaylar gibi başımı salladım.Bazen oda dar gelirdi bana.Beyaz tonlarını sevmiştik bu sene odayı düzenlerken.Beyaz ve mavi ağırlıklıydı.Kim sevmez ki maviyi. "Mavi huydur bende." Boşuna mı demiş üstad.Camın kenarına oturup kitap okumak için yapılmış bir köşe, yanında kitaplık.Kitaplığın üzerinde süs eşyalar..Kapının tam karşısında koskocaman iki kişilik bir yatak.Bir kıyafet dolabı, çalışma masası..Dedim ya dar geliyordu bazen.Hangi evlat annesiz büyümek ister ki zaten? Hangi evlat seçer bunu.Kim istemez annesinin dizine yatıp onunla konuşmayı.Yoruluyor bazen insan annesiz kalınca..Oysa bilmezler telefon rehberinde "annem" adlı kimse yoksa hayat ne kadar zor.-
Siz siz olun annenizin babanızın kıymetini iyi bilin canımlar.Umarım iyi bir bölüm olabilmiştir.Sizi seviyorum, gerçek okuyucularıma kooskocaman öpücükler..
Bu arada yeni kapağımız nasıl olmus?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Instagram'dan Aşk*
ChickLitGerçek bir olaydan esinlenerek yazılıyor olan harika bir aşk hikâyesi, okumayan pişman olur benden söylemesi! ** Bir yeni bildirim, @ xxxxx ' fotoğrafına yorum bıraktı. Oha! Hadi canım! Yok artık. "Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu, iki ke...