Acı... Duygusuzluk... Hissizlik...
Benim rutinim buydu.Zaten benden başka bir şey beklenmezdi ki. Kötüler hep hissizdir. Aslında kötülerin hiç acı çekmediğini düşünürler ama yanılıyorlar. Kötüler acı çektikleri için kötü olmuşlardır. Kötülerin adı benziyor adlarımızın ortak noktası dünyada ki cansız varlıklar cansız olabilirler ama çok önemliler.Emre'nin adı hariç o hepimizden her konuda farklıydı.Ama o hariç Emre. O acı çektiği için kötü olanlardan değildi. Zaten acı onun kendisiydi. Yine de mutluydum. Buruk bir mutluluk. Yanımda uyuyan Emre biraz kıpırdanınca ona döndüm. Çok masum oluyordu uyurken belki o acı olmaya layık değildi. Kötü olmayı biz değil çevremizdekiler belirliyor bizim için.Bizde onlar için rolümüze bürünüyoruz. Emre'nin kulağına eğildim.Kokusunu içime çekmek için.
"Uyandın mı sevgilim?"
Bir an uyanması beni korkutmuştu.
"Ne yapıyordun orada bakalım?"dedi beni güçlü kollarına alırken.Cevap vermedim sustum.
"Yoksa beni öpmeye mi çalışıyordun?",deyince ona baygın bir bakış attım.
"Saçmalama.Sadece sen kokluyordum. Belki bir daha göremem kokunu alamam diye."
"Kızım saçmalama.Sanki şimdi ölücem."
"Alay etme her şey olabilir.Tedbirli olmalıyım belki şimdi okula giderken araba çarpacak ve öleceksin o zaman ne olacak?"
"Ölmek isteyen kız şimdi de ölümden mi korkuyor?"
"Artık ölmek istemiyorum.Çünkü hayatımda sen varsın,Ateş var, Dolunay var,Su var,Toprak var."
"Yani tek sebebin onlar ?"
"Evet."
Sessizce uzandık her sabah böyle olurdu. Gözüm duvarda ki saate takıldı okul saatine yarım saat kalmıştı.
"Hadi hazırlan geç kalacağız."
"Peki."
Ben diğer kızlar gibi ne giyeceğini düşünenlerden değildim .Zaten dolabımda ki her şey siyahtı. Okulumuz serbest kıyafeti yürürlüğe koymuştu.Çoğu kişi sevinmişti. Ama ben sevinmemiştim. Her gün farklı şey giyemezdik ya.
Oturma odasında Emre beni bekliyordu. Tabii ki kahvaltı hazırlamamıştı. Çünkü biz okula erken gidip okulda yemek yiyen tiplerdik.
Okula yaklaştığımızda gözler bizim üzerimizdeydi.Bir şey mi olmuştu?Evet normal de herkes bize bakardı.Ama bu farklı bir bakıştı anlayabiliyordum.Benden önce içindekini kelimelere döken Emre oldu.
"Ne bakıyorsunuz lan ."diye kükredi Emre. Kükremelerine alışmıştık artık.Etraftakiler cevap vermiyordu normal olarak.Yanımıza koşarak Toprak geldi.
"Emre oğlum bak sakin ol tamam mı?"
"Dolandırma lafı."
"Hani şu Poyraz var ya çakma Çağatay."
"He."
"O Güneş'i seviyormuş."
Ne!!?O çocuğu Emre'nin eline bırakmadan ben gebertecektim.Nerede olduğunu tahmin edebiliyordum bu saatte kantin de olurlardı.Evet oradalardı. Kantine girdiğimi görünce herkes sustu.Çünkü kıyametin kopacağını tahmin edebiliyorlardı.Fazla zekilerdi!!! Poyraz beni görünce yüzünde muzip bir gülümseme belirdi.Yavşak! Arkadaşları da oradaydı Yağmur da Rüzgar da. Onlarla çok güzel günlerimiz geçmişti. Yine de arada sırada Yağmur'la buluşuyordum. Hızlı adımlarla masaya ilerledim. Masaya elimi vurup doğruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREVİMİZ İYİLİK
Fiksi Remaja"Kötünün iyi olma hikayesi..." Her kötü iyi olamaz diye kim demiş ki. *** Onlar hiç kötü olmayı istemedi ki. Asıl onları kötü yapan yaşadıkları geçmişleridir. Onların acıları kötülüğe gebeydi. Belki bir umut olur da iyi olabilirim diyen bir kötü. N...