UYUZ

97 3 2
                                    

-Hadi ama Simay artık bizim dünyamıza geri dönmelisin.
-Of Almina Batu'yla konuşuyorum olmaz.
Hafiften gözlerimi devirdim ve Simay'ın bu erkek hastalığından bir kez daha nefret ettiğimi içimden geçirdim. Ben bunları düşünürken Simay çığlığı basarak elimden heyecanlı bir şekilde tuttu;
-Hadi hemen gidelim Almina.
-Ne ? Nereye ? Simay iyi misin?
-'Batu... Batu buluşmaya çağırdı. Lütfen Almina lütfen', dedi masum bir şekilde Simay. Bu  masumluğa asla karşı koyamazdım. Kabul etmek zorunda kaldım. Hem şu Batu denen mahalleli çocuk kimmiş öğrenmiş olurum diye düşündüm.

-Simay sen önden git, biz Meteyle marketten su alıp geliriz yanına.
-Offf ya acele edin ama bak tamam mı ?
Tamam der gibi hafifçe başımı salladım. Biz Meteyle markete su almaya girdik ve ben;
-Sence nasıl bir çocuktur? dedim.
-Kim? Nasıl yani anlayamadım.
Kahretsin niye ilk cümlemi böyle kullanmıştım ki zaten.
-Batu denen şu mahalleli çocuk nasıldır sence ? Simayı üzmez umarım.
-Zannetmiyorum Almina. Bunlar genelde mahalleli delikanlı çocuklardır. Bizim piçlere benzemezler.
İçim biraz rahatlamış gibiydi. Marketten çıktık ve buluşma yerine doğru ilerlemeye başladık. Mete de beni o sırada ıslatmaya başlamıştı. Meteyi çok seviyordum. O dünyada sahip olabileceğim en iyi erkek dostdu. İyice ıslandıktan sonra "Yaa Mete kes artık şunu" diye bağırmaya başladım. O sırada köşeden döndük ve o an karşımda hiç bi kızın karşı koyamayacağı masmavi gözlü bir erkek beliriverdi. Yanında da Simay vardı. Aman Allah'ım! yoksa Batu denen çocuk bu muydu?
O sırada bana kibarca yaklaşımda bulunarak elini uzattı.
-Merhaba ben Batu.
Ne diyececeğimi bilemedim onu görünce kendimi ezik büzük karınca gibi hissettim. Zaten boyum kısaydı onun o 1.80 lik boyu karşısında iyice utandım.
-Merhaba ben Almina.
-Hımm Almina. Bakıyorum da erkek arkadaşınla çok eğleniyosunuz.
Masmavi gözlerinin üstümde gezdiğini gördüm ve neyden bahsettiğini anladım.
-Şey... O aslında...
'Neyse ney' diyerek sözümü kesti. Sinirlendiğini farketmemek için kör olmak gerekirdi.
-Hadiyin artık benim maç başlıycak top sahasına gidelim yavaş yavaş, dedi Batu.
Hafifçe başımı salladım ve yürümeye başladık.
Hele şükür top sahasına gelmiştik. Allah'ım ne kadar da pis bi yerdi.
Oturma yerlerine oturduk. Ve maç başlamıştı. Bana bağırarak konuştuğu andan itibaren  ondan nefret etmeye başlamıştım. Güzel oynuyodu fakat içimdeki nefret bu duyguya karşı koyuyordu.
Bi süre sonra Simay;
-Allah'ım oynayışına bak ya yerim, dedi.
-Kendini beğenmişin teki. Ne sanıyor kendini bu?
-Ne görünüyorsa o sanıyor kendini canım.
-O zaman kesinlikle salağın teki.
Simay bu cümleme karşılık verip kavgayı uzatmak istemedi.
O sırada Mete "Gooool!" diye bağırdı. Ve çamurlu sahaya doğru koşturdu. Ben de ani bi tepki vererek;
-Mete! Buraya gelsene üstün çamurlanacak, diye bağırdım.
Ve o serseri salak Batu üstüme küçük bi çamur parçası atarak;
-Noldu zoruna mı gittik güzeliiiim! diye bağırıp kahkayı kopardı. Sinirlerim bozulmuştu ve ne tepki vereceğimi bilemeden hızlı adımlarla ona doğru ilerlerdim ve tam o sırada...


SON AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin