-Ne?Alara sen kendinde misin?
-Yani o anlamda demiyorum.Sadece bir aylığına.Buğra'yı kıskandırmak için.
-Ne saçmalıyorsun sen?
-Lütfen.Ben ciddiyim.
-Şunu bir doğru düzgün anlatsana.
-Buğra bizi sevgili zannediyordu.Ben de bu oyunu devam ettirmek istedim.
-Neden böyle bir şey yapayım ki?
-Bilmem.Aklında ne var mesela?
-Aslında kalıcak bir yere ihtiyacım vardı.Yiyecekleriyle beraber.Sizde kalabilirim.Görev süresi boyunca.
-Ne?
-Şaşırdın mı?Ben şaşırmıyorum da sen niye şaşırıyorsun anlamadım.
-Yani tamam olur.Ama lütfen Buse problem olmasın.
-Ben onu hallederim de Buğra'yı kıskandırmak senin için neden bu kadar önemli?
-Gıcık oldum işte.
-Alara bana yalan söyleme hissedebiliyorum.
-Uff,tamam!Ben ondan hoşlanıyorum. Çocukluğumdan beri.Onu seviyorum.O bana ihanet etti.Aslında her şey çok iyiydi ama...Uf işte!Böyle.Bundan daha fazla bahsetmesek olur mu?
-Tabikide sevgilim.
-Bu sadece bir oyun Uzay.1 ay dayanıcam artık.
-Ben sana meraklıyım sanki.Buse bana çok kızıcak ondan ayrıldım diye.Aslında daha işim bitmemişti ama olsun.
-İşi bitmemişmiş.
Buğra görür diye Uzay'ın elini tuttum.O elini birden çekince şaşırmıştım.
-Yavşama Alara.
-Uzay sana yavşamıyorum.Sadece sevgililer böyle yapar.Sonuçta Buğraların oraya gidicez görmesi lazım.
-Yalnız bu şekilde olmaz.
-Hangi şekilde be?Canımı sıkmaya başladın sen.
-Şu üstündekilere bak.Ben böyle biriyle el ele tutuşmam.Yani çok pardon.
-Beğenemediniz mi Uzaylı Prensciğim?Hem benim yanımda elbise yok ki.
-Buse'nin vardır ama.Gel yukarı yatak odasına çıkalım.Dolabından bir tane kıyafet almaya bir şey demez herhalde.
-Saçmala olmaz.Ben hırsızlık yapmam.
-Buna hırsızlık denmez.Ödünç alıcaz.Sonra koyarız.
-Hay...
-Benim sevgilimsin Alara ama bu şekilde değil. Şimdi düş peşime.
-Uff tamam!
Yukarı çıktığımızda sağdaki ilk odaya girmiştik. Buse'nin odası çok düzenliydi.Tabi bir de kocaman gardrobu vardı.Uzay içinden üç tane elbise çıkartmıştı.Üçü de siyahtı.
-Bunlardan birini giy.Ama tabi istersen en açık olanı giyebilirsin sevgilim.
-Olmaz yasak evlenmeden olmaz.Öyle açık saçık giyinemem.Sen gel beni babamlardan iste de sonra bakarız sevgilim.
Bunları söylerken birazda cilve yapıyordum.
İkimizde sesli bir şekilde gülmeye başladık.
-Tamam ver şu sağdakini giyeyim.
-Al bakalım.
-Eeee?
-Ne?
-Çıkmayacak mısın?
-Seni izleyebilirim.
-Evlenmeden olmaz dedim ya.
Tekrar gülmüştük.Uzay odadan çıktığında ben de bir çırpıda üstümü değiştirdim.Ayağımdaki siyah babetlerim de zaten elbiseyle uyumluydu. Dalgalı uzun saçlarımı da salıp dudağıma kırmızı bir ruj sürdüğümde işim bitmişti.Uzay beni görünce ağzı açık kalmıştı.
-Ağzını kapa da sinek kaçmasın.
-Seni böyle görünce bu biraz imkansız.
Kıkırdadım.
-Şapşal.
Uzay elimi tutmuştu.Ben de onun elini sıkıca kavradım ve Buğraların bulunduğu odaya doğru ilerledik.Girmeden önce son bir kez daha bakıştık.Evet,ben emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAYLI PRENS
Science FictionUzaydan kovulmuş biri... Sıradan bir hayata sahip Alara... Bu ikisi ya birbirini tanırsa?