AKIL HASTANESİ

20 2 4
                                    

-Pek ala bu çocuğu kim getirdi buraya.

-Hiç bir fikrim yok efendim.Sadece intihara kalkışmış ve hastahane raporuna göre akıl dengesi pek yerinde değil.

-Tehsişi konula bilmiş.Yani doğuştan olan bir rahatsızlık mı?

-Hayır efendim.İddialara göre annesi gözleri önünde çok feci şekilde katledilmiş.

-Çocuğu buraya getirin.Muayne etmek istiyorum.

Kötü kokuyordu burası.Ve çok sıcaktı.Ben bu kadar sıcağa alışkın değildim.Karanlık bir koridordan geçerek beyaz kapılı,kilidi olan bir odaya girdik.Boynum sızlıyordu.Oraya ne yaptığıma dair en ufak bir şey hatırlayamıyordum.Tek hissettiğim açık bırakılmış musluk gibi boynumdan kan gelişiydi.Sonrası yine yok.Odada tek masalı iri yarılı kıvırcık saçlı ve gözlüklü korkunç bir kadın bizi bekliyor gibi öylece oradaydı.Beni buraya getiren görevli izin isteyerek dışarıya çıktı.Loş ışıklı bu odada başbaşa kalmıştık.

-Bana adını söyler misin?Bak burda seni tedavi edeceğiz.Ve senden bize yardımcı olmanı istiyoruz.O yüzden kendin hakkında bana her şeyi anlatmanı istiyorum.'bir umutla bakıyordu bana.Gerçekten beni tedavi edebileceğini sanıyordu.Bide benden yardım istiyordu.Konuşacak değil gücü,nefesi bile bulamıyordum kendimde.Gözlerim öylece masadaki saate takılmış,yelkovan la akrebin uyumuna takılmıştı.Tıpkı bir aile gibi.O kadar da zor değildi aslın uyumları.Sadece her kez üstüne düşeni yapıyordu,bu zaten uyumlarını dengeliyordu.Kadın derin bir iç çekip tekrar bir umutla bana doğru gelerek:

-Tamam hiç bir şey söyleme ama en azından neden kendine işkence ediyorsun.'boynumdaki bandaja bakarak.Eliyle tam dokunacakken sert bir şekilde iteledim.Neye uğradığını şaşırmış vaziyette hemen kendini toparlayıp masasının başına geçti.

-Pek ala seninle uğraşacağız galiba.Tamam öyleyse.'masadaki telefondan numara çevirerek birilerini aradı ve iki dakika içinde yanımda beyaz giyinmiş iki adam geldi.Duruşları bana evimizi basan adamları hatırlattı.Anneminde çığlığı aklıma gelince masada duran kağıt makasını kaptığım gibi adamlara saldırmaya başladım.Nerye isabet ettiğim bilinmez ama bir anda beyaz kıyafetleri kırmızıya bürünmüştü.Ve yine bir çığlık sesi.Galiba bu sefer kafayı yiyen o kadın olmuştu.Bir anda omzumda bir iğne hissetmiştim ve sonrası yine yok.Gözlerimi açtığımda tavanda sallanan bir avize ve küf tutmuş tavan.Bana yaptıkları her neyse vücudum onu çok sevmişti.Baş ağrısından başka hiç bir şey hissetmiyordum.

Beni pencereleri demir parmaklıklarla örülü bir odaya yatırdılar.Bir yatak,bir masa ve sandalyeden başka hiç bir şey yoktu.

PARANOYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin