Genç kız ağaçların arasında ki çalılıklardan yürüyordu. Akşam karanlığı tamamıyla çökmemişti ama ağaçların arasından güneşin batmakta olan kızıllığı görülüyordu. Ormanda ki sessizlik yüzünden nefes alışınızı bile duyabilirdiniz. Sessizliği bozan ağaçlardan birinin kırılma sesiydi. Kız sesin geldiği yöne döndü ve şaşkınlıktan öylece bakıp kaldı. Bulunduğu ormanda hayvanlar olduğu aklına geldi, hayvanlar tehlike anında ses çıkartırlardı ama görebildiği hiçbir tehlike yoktu. Bu bir hayvan olamazdı. Etrafına bakarken az ileride çalıların arkasında çömelmiş bir adam gördü.Kızı görünce bir anda şaşırdı ama yüzünde sevecen bir gülümseme vardı. 'Merhabalar küçük hanım.' dedi. Adamın elleri kirlenmişti ve büyük bir kürek taşıyordu. Kız adamın orada ne yaptığını merak ediyordu. Adın 'Adın ne küçük kız?', 'Goldilocks.' Diye cevap verdi kız. Adam kendini tutamayarak güldü ve 'Sanırım bu da beni Papa Bear yapar' dedi. Yüzüne daha garip bir gülümseme yerleşti. 'Senin yaşında bir kızın burada tek başına işi nedir?' diye sordu. 'Arkadaşım Nathan'ı arıyorum', diye cevap verdi. 'Sanırım sana yardım edebilirim. Kızın elini yakalayıp 'Sence küçük Nathan nerede saklanıyor olabilir?
'Çok üzgün olduğu her halinden belliydi. 'O saklanmıyor, kayıp. Geçen hafta ormana oyun oynamaya gelmiştik, o zamandan beri geri gelmedi.' dedi. 'Ormanlar sizin yaşınızdakiler için tehlikeli yerlerdir. Merak etme onu bulacağız' dedikten sonra tüm dişlerini gösterip gülmeye başladı. Adam önde kız arkasında onu takip edip yürümeye başladı. Gecenin karanlığında ormanı aydınlatan tek şey ayın bembeyaz ışığıydı. Kızın içi ürperdi. 'Zavallı çocuk, kaybolmasına üzüldüm.' İkisi de durdu ve adam elinde ki küreği yavaşça yere bıraktı. Kızın üşüdüğünü fark etmişti ve üsütündeki eskimiş ve ince ceketi kıza verdi. 'Bu orman hakkında ki hikayeyi biliyor musun? Kötü şeyler oldu burada çok kötü şeyler. En azından duyduklarım böyle. Bir keresinde de bir oğlan yine bu ormanda yalnız başına dolaşıyordu, ama o şanslıydı ki buraları tanıyan bir adam bulmuştu.' 'Şanslıymış...' dedi kız kısık sesle. 'Aslında ikisi de şansızdı. Çünkü adam oğlanı evine almıştı' 'Anlamadım, bunun nesi şansızlık olabilir ki?' 'Çünkü çocuk hareketli biriymiş, adamın onu kurtardığına memnun olmamış ve tekrar ormana dönmüş, maalesef o gece ölmüş. Cesedi hiçbir zaman bulunamadı.' Kız, 'Eğer hiç bulunamadıysa öldüğünü nasıl biliyorsun...?' diye şüpheyle sordu. Adam 'Ah... sonuçta birileri bilmek zorunda öyle değil mi?' dedi.
Kız yüzüne öfkeli bir gülümseme yerleştirip yavaşça yere eğildi ve küreği eline alıp hızla adamın yüzüne savurdu. 'Hikayelerine bayıldım. Şimdi seni Nathan'ının yanına göndereceğim'' Kız neşeli ıslık çalarak, derin bir çukur kazmaya başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISA KORKU HIKAYELERI
HorrorBEN YAZMIYORUM! SIZ DE GÖNDERIN PAYLASIYIM! (BIR DE GUZEL VE KORKUNCLU KAPAK YAPABILECEK OLAN VARSA ,BANA ULAŞSIN!)