Canan arka bahçede hickira hickira ağlıyordu. Yanında da Aslı vardı. O incecik bedeni daha da kötü duruyordu. Sanki aglamaktan içine çökmüş gibiydi. Affettim. Barıştık eskisi gibi olduk. Çünkü bu yaptığı ilk hataydi. Her insan hata yapabilirdi.
Çünkü "Hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. "
Aramızda küçük sorunlar oluyordu tabi. Okulda bayağı çevre edindik. Her sınıftan mutlaka tanidiklarimiz vardı. Ama en cok Misralarla iyi anlasirdik. Misralar her teneffüs yanımıza gelirdi. Ilk dönem bitmek üzereydi.
Bir çocuk vardı bizim okulda Araf.(gerçek ismini vermiyorum;)) Aslında hiçbir şey hissetmiyordum sadece begeniyordum. O çok havaliydi. Koridorda yürürken bile birçok kişi ona bakarken o kimsenin yüzüne bakmadan yürümeye devam ederdi. Ulasilmazdi. Zaten ulasilsa da umursamazdim çünkü sadece begeniyordum. Ama sürekli karsilasiyorduk. Kantinde, koridorda, bahçede her yerde.
Ama sevgilisi vardı bunu da tüm okul biliyordu. Bir süre sonra begenmemeye bile başlamıştım çünkü umursamiyordum zaten. Ilk dönem bitmeye geldi bu şekilde.
Karne günü geldi sonunda. Herkeste bir telaş, bir heyecan. En çokta 9. sınıflar. Lisedeki ilk karnelerini alacaklardi çünkü. Sanırım o heyecan Canan ve bende yoktu en çok. Biz eve gidince yapacağımız açıklamalari, entrikalari düşünüyorduk sadece.
Birbirimizi teselli bile etmiyorduk "duzeltirsin, daha ilk dönem, ikinci dönem çok çalışırız vsvsvs." gibi. Çünkü ikimizinde birbirimizden farkı yoktu aslında. Evet Canan teşekkür alıyordu ama not ortalamamiz birbirine çok yakındı. Ben matematiğim zayıf diye belge alamiyordum.
Oysa ne çabuk geçmişti zaman. Farkında bile değildik halbuki. Sanki geçen o kadar zaman bir hafta gibi geliyordu. Çünkü hiçbir şey yapmamistik. Bir dönem boyunca sadece beynimizi dinlendirip istediğimiz şeyleri yapmıştık sorumluluklarimizi değil.
Ikimiz de sustuk hiç konuşmadık. Boş boş yuruduk. Karne alma vakti gelmişti. Canan en azından belge almıştı. Ben alamadigim için karnemi almaya gitmeye çok utaniyordum.
Sınıf öğretmenimiz Pelin Hoca o dağıtıyor karneleri en çokta karnemi alırken onunla göz göz gelmeye korkuyordum. Karneleri tek tek dagitiyordu Pelin Hoca. Önce takdir alanları, sonra teşekkür en sonda da belge alamayanlar. Canan aldı karnesini oturdu tekrar yanıma sıra bana geliyordu çok az kalmıştı.
Her isim okundukca elim, ayağım titriyordu acaba bundan sonra ben miyim? diye.
Sınıfın neredeyse hepsi belge almıştı. Benimle beraber beş kişi felan dışında. Aslı takdir almıştı, Seyran da virgullerle kacirmisti takdiri. Herkesin yüzü guluyordu. En tedirgin bendim. En çokta ailemden korkuyordum, akrabalardan ne diyeceğim? diye. Çünkü bana çok guveniyorlardi. Kuzenlerim içinde en iyi okulu kazanan bendim. Beklentiler fazla yüksekti anlayacağınız.
Sonra Pelin Hoca belge alamayanlar diye başladı.
"Berken"
"Irem"
(Bu kadar çabuk muydu? Bu kadar çabuk mu geldi sira bana?)
Ayaklarım titreye, titreye karnemi almaya doğru gidiyordum, terliyordum telastan. Ama yere bakarak yürüyordum Pelin Hocayla göz göze gelmemek için utancimdan...Ama yine de işe yaramadı. Elimi uzattım karnemi almak için ama Pelin Hoca yüzüne bakana kadar uzatmadi karnemi.
Ve söyledi söyleyeceğini;
-"Irem. ........"
Arkadaşlar devamı en kisa zamanda gelecektir. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız benim için çok önemli. Şimdiden çok teşekkür ederim. : " ) ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul Hayatım
AventuraBu hikayede kendi okul hayatımı anlatıyorum. Diğer wattpad hikayelerinden ayıran en büyük özelliği ise tamamen gerçek olup abartiya yer verilmemesidir.