Anıl.5

67 20 3
                                    

Medya-Serra
*Okumaya başlamadan önce vote verin!

Hayatımı gözden geçiriyorum,film sahnesinden bir farkı yok sanki.İki saat önce tecavüze uğruyorum,İlk defa bir erkeğin beni teselli etmesine izin veriyorum.Annemle olan bağım neredeyse kopuyor.Annem de bunun farkında ve çabalıyor,birşeyler yapmaya,aramızı düzeltmeye.

Bazen çocuk parklarına gidiyorum.Babasının elinden tutup,onu kaydırakta beraber kaymaya ikna eden kızı.

Salıncaktan "Baba beni salla" diye bağıran çocugu.

Baba eksikliği çok koyuyor be.

Çok.

Derslerdende kopuyorum,arkadaşlarımdanda.Ruhum sadece müzik dinleyip,kitap okumak istiyor.Bu bir ay böyle geçiyor,son olaylardan sonra psikolojim darmadağın oluyor.Unutkanlığım artıyor. Küfrediyorum,Uyuyamıyorum,Dağınığım.
Aynaya baktığımda bedenen on yedi,Ruhen yetmiş yedi yaşında olan birini görüyorum.Göz altlarım uykusuzluktan mahvolmuş,Kilo vermişim.Yüzüm neredeyse bembeyaz solgun bir şekilde,Saçlarım darmadağın.
Sanki bunlar hiç geçmeyecek gibi geliyor.Hiç.

Mayonez Tayfa ile görüşüyormuyum,hayır.Sadece Mine ve Anıl ile.Zaten o olaydan sonra Savaş benimle birkaç kez konuşmaya çalıştı,Her seferinde yolumu değiştirdim.
Sanırım o da bıkmış olmalı ki,artık yanıma bile gelmiyor.Gözlerine bakıyorum,içinde küçük masum,sevgiye muhtaç bir çocuk yatıyor,sonra kahverenginin en güzel tonu gözlerinden çocuk yok oluyor ve heryeri kırıp döken bir Savaş geliyor.Yaptığı herşeyden pişman,evet ama devam ediyor.Kalp kırmaya.
Bir am kahverengi gözleri beni buluyor.Uzun süre bakıştıktan sonra gözlerimi istemeye istemeye çekiyorum.

Bugün okul çıkışında Anıl'dan bir mesaj aldım.
"Dertlere derman olunur."
Bu mesajdan sonra hafif tebessüm ettim.Ve zar zor cevap yazdım.
"Mermaid Kafe?"
"Bahçede,arabada bekliyorum."

Arabasına doğru ilerlerken,Savaş bahçe kapısında bekliyordu.Göz teması bile kurmadan Anıl'ın arabasına bindim.Arabası güzeldi,siyah renkte.Tertemiz görünüyordu.Bir erkek için fazla temiz.
Radyodan çalan şarkı,Pera grubunun seslendirdiği bir şarkıydı,Sensiz Ben.
Sözleri çok anlamlıydı,sanki..sanki bana mesaj vermek istiyordu.
"Bul beni kaybolmuşum,
İzim silinmiş,dilim suskun."
Şarkının tam bu cümleleri bittiğinde radyodan çalan bir ses arabadaki sessizliği bozdu.
"Bu şarkı Savaş'tan,Serra'ya."
Saf gibi dışarıyı izliyordum,Bir anda farkettim.
Ne demişti?
Yani Savaş benim için seçmiş bu şarkıyı?
Bilmediğim bir nedenle istemsizce gülümsedim.Yol boyuda yüzümden eksik etmedim.

Kafeye vardığımızda Anıl ile yine denize bakan salıncaklı köşeyi kaptık.
Tam burdan İstanbul'un güzel denizini sonsuza kadar izleyebilirdim. Çaprazımızda kiraz ağacı vardı.Kış mevsiminden dolayı üstünde karlar vardı ve o kadar iç açıcı bir görüntüsü vardı ki....
Beyaz gelinliğini giymiş bir geline benziyordu kiraz agacı.

Anıl ile sohbet çok hoştu,dışarıda hava çok soğuktu.Hafif kar yağıyordu.
O yüzden içim ısınsın diye bir kahve sipariş etmiştim,Anıl'da kahve içmişti.

Anıl konuşuyordu,anlatıyordu.Hiç bir şey anlamıyordum.Tek odaklandığım yüzü olmuştu.
Anıl,sarı saçlı,Yesil gözlü,kaslı,çok tatlı bir erkekti.
Her kız ona rahat aşık olurdu.
Ben bunları düşünürken Anı bana seslendi.

-Serra,benim olmana izin verirmisin?
- Şey....

Mayonez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin