"Onu bana ver!" diye bağırdı genç adam.Karşısında,onun bu dağılışını izlemekten bıkmış olan annesi Trisha ise sigara paketini geri vermemek için fazla istekliydi.
"Anne,şu şeyi bana hemen geri ver." Bu sefer daha sakin ama patlama noktasına yakın bir sesle konuştu Zayn...Oğluna değer veren her anne gibi Trisha ona paketi vermemekte kararlıydı.Paketin içindeki sigaraları kırıp,Zayn'in odasının penceresinden aşağı sallamıştı onları.Zayn bir an sinirinden bayılacağını hisseder gibi oldu.
"Ne bokuma saçmalıyorsun anne? Gidip o şeyden yeni bir tane,belki beş yüz bin tane daha alabilecek paraya sahibim.Amacın beni mi yormak?!" Sonlara doğru damarları açığa çıkmış,sesi en az yüksek notalarındaki kadar yoğun desibelli bir hal almıştı.Trisha yine susma hakkını kullanırken ise irkilip,geriye adımlamıştı.Eski,saygılı,değer bilen ve mutlu oğlundan artık eser yoktu.Fazlasıyla depresif,tehlikeli ve saygı yoksunu bir ergen vardı sanki karşısında.
Ah evet,sahiden de Zayn ergenliğine geri dönmüş gibiydi.Kadıncağız başını iki yana sallayarak,gözlerinin dolmasını engelleyemedi.Odadan hızla çıkarken fazla küçük hissediyordu.Her şey ondan daha büyükmüş ve üzerine geliyormuş gibi...Bitmiş hissediyordu.Oğlu kadar olmasa da.
"Hey,millet! Beyaz tişörtümü bulamıyorum.Onu gördünüz mü?" Louis etrafa bakınırken, umutsuzlukla birkaç sefer aynı yerleri aradığını fark etti.İrlandalı grup arkadaşı onun bu inatçı "mutlaka bulacağım" tavırlarına sinir olmaya başlamıştı.Sahneye çıkmalarına fazla zaman kalmamıştı,artık başka bir tişört giymeliydi.
"Seni daha fazla bekleyemeyeceğiz Lou,hızlı ol.Hep geç çıkıyoruz adamım."
Louis, Niall ile göz teması kurup cevap vermeden inatçı olmaya devam etti.Harold kafasından siyah tişörtünü geçirirken bir şeyler hatırlamış gibi hissetti.
"O Zayn'de kalmış olabilir Louis,en son onda gördüğümü hatırlıyorum."
Louis başını sallayıp,eline aldığı bordo tişörtünü istemsizlikle başından geçirirken,konuşmanın başından bu yana telefonuyla ilgilenen Liam,onun adını duyduğunda başını kaldırıp,çocuklara tek tek baktı.Her şarkıda,her söylediği Zayn solosunda ve her gece yatağında tek uyuduğunda hissettiği şeyi yine hissetmişti.Bu Liam'ın elinde değildi.Bir kız arkadaşı vardı,onu seviyordu ve mutlu gibi hissediyordu.Onunlayken herkes tarafından,her şey doğruydu.Ama onunla birlikte uyumuyordu.Onunla birlikte sigara içip,dumanlarla yapabildiği şekiller hakkında tartışmıyordu.Onunla iddiaya girdiğinde ve o kaybeden taraf olduğunda,ona ceza olarak Barbie Girl açıp,dans ettirmiyordu.Her şey daha farklıydı...Çünkü kimseler,bir Zayn olamazdı.Kimse onun kadar Liam'ı eğlendiremezdi ve kimse onun kadar Liam'ı sevemezdi.Liam,bütün bunları sözde reddetse bile...
----------
Bu bölümü Liam ve Zayn'in tam olarak nasıl hissettiğini anlayın diye yayınladım.Bazı imla hataları falan yapmış olabilirim.Şimdiden özür dilerim ve okuduğunuz için çok teşekkür ederim.Sevgilerimle. x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
505 / ziam mayne
Fanfiction"505'e dönüyorum, 7 saatlik bir uçuş ya da 45 dakikalık bir sürüşle Hayalimde yerinde uzanmış bekliyorsun Ellerin bacaklarının arasında Dur ve bekle bir saniye Bana böyle baktığında Ne ummuştun? Muhtemelen hala tapıyorum sana, ellerini boynumd...
