Liam'ın Görüşü
Sophia,tanrının bana bahşettiği en doğru şey...O ve onun güzel parlak yeşil gözlerine bakarken bana olan saf sevgisini hissetmemek mümkün değildi.Öylesine saçma düşüncelere dalmıştım ki mimikleri sürekli heyecanını kaybetmeden değişip dururken ne anlattığını dinleyememiştim.
"Ve Angelica,Vogue ile olan o saçma röportajından sadece transparan siyah gömleğiyle ve her zamanki kot pantolonunu giyerek çıkıyordu Liam,tanrı korusun! Makyaj bile yapmamış ve sadece kameralara bön bön bakarak birkaç güzellik sırrı vermiş." Yüksek sesle kahkaha atan kız arkadaşıma gülümsedim ve çenemi yumruk şeklindeki elime dayadım. "Olmayan güzelliği ve saçma sapan kombiniyle bu röportajda konuşup,etrafa özgüveniyle bakınması bana fazla gülünç geliyor." Gözlerimi restoranın ahşap duvarlarında dolaştırırken Sophia'yı gerçek anlamda dinleyemeyeceğimin farkına varmıştım.Tanrı aşkına,bana ne Angelica ve onun güzelliğinden? Cidden daha iyi bir konu hakkında konuşamaz mıydık...Mesela şu profesyonellik ile çizilip,etrafta ahenk oluşturmuş olan tablolar.Onlar bile sohbete davetkarlık katan bir madde olabilirlerdi.Belki Zain,o tablolara ilgi ile bakabilirdi.Kesinlikle onlar için bir eleştiri yapacağını ve sonra 'neyse siktir et' diyerek sohbeti bitirip,sigara yakacağına bahse girerdim.O böyle birisiydi.Ne eleştiriyi eksik ederdi,ne de eleştiriyi sıkıcı kılarak uzatırdı.Bu onun en sevdiğim huylarındandı...Beni hiçbir zaman sıkmazdı.
"Liam,hey!" Sophia'nın koyu kestane saçları görüş alanıma girdiğinde,yüzüme doğru eğilip merakla yüzüme baktığını gördüm.
"Beni gerçekten dinliyor musun sevgilim,nerelere dalıp gittin böylece?"
Boğazımı temizleyerek yeşil gözlerine baktım. "Sadece tabloları inceliyorum,Angelica konusunda ise sana katılıyorum hayatım.O kızın özgüveni kesinlikle Gaga'nın topuklularından bile daha uzun."
Sophia başını geriye atarak kahkaha atarken sıkıntı ile nefesimi dışarı üfledim.
"Kesinlikle! Tanrım...Sanırım onu açıklayan asıl cümle bu." Sevgilime gülerken,cebimde titreşen telefonumu elime aldım. "Harry arıyor,hemen geleceğim güzelim."
Ayağa kalkıp,ilerideki koridora yürürken Harold'ın beni bu saçma sohbetten kurtardığına sırıtmadan duramadım ve telefonu açıp,işaret parmağımla kulağıma yapıştırdım.
"Evet,Harold?" Uzun süren hışırtıdan sonra kalın sesi endişe ile ahizeden yankılandı.
"Liam,b-ben sadece rahatsız etmek istemiyorum ama sana söylemem gereken bir şey var,neredesin?"
"Sophia ile dışarıdayız,bir sorun mu var dostum?" Alt dudağımı dişleyip,merakla sordum.
"Zayn,o bir kaza geçirdi ve Louis'yi can havliyle aramış.Hastanelerde falan olay olur diye onu şehir çıkışındaki eve getirdik ve doktor çağırdık.Sayıklayıp durduğu tek şey sensin ve cidden b-ben..Onun sana ihtiyacı olduğunu düşünmeden edemiyorum.Durumu pek iyi değil.Buraya gelmelisin dostum,hemen."
Dizlerimden beni ayakta tutan güç bir anda boşalırken yere oturdum ve koridorun duvarına sırtımı yaslayıp,Harry'e zorlanmanın da doruğunda cevap verdim.
"Gel-Geliyorum."Harry'nin Görüşü.
Plan işe yaramıştı.Niall ben ve Louis iki birbirine uzak kalmaya çalışan gerizekalıyı bir araya getirecektik...Çünkü ne zaman onlarla buluşmaları için bir konuşma yapsak,sert bir dille reddedilmek bizim için sıkıcı bir durum halini almıştı.Liam,sadece normal birisi olabilmek ve insanların gözünden düşmemek için sikim sonik bir düşünceye kapılarak,Zayn'den uzak kalmıştı.Bir nevi haklıydı çünkü insanların onlara istedikleri aşkı yaşatmayacaklarının bilincindeydi...Sophia onun için en doğru seçenekti.Çocukluğundan beri tanıdığı bu kız,Liam'a daimi bir aşk besliyordu.Liam ise onu seviyordu fakat aşka dair içinde hiçbir kırıntı bulunmadığına kalıbımı basabileceğim bir tür sevgiydi bu.Yalnızca yargılanmaktan ve geri plana atılarak aşkın getirilerinden korkmuş bir oğlan çocuğu gibiydi o.Zayn ise her şeyi göze almış,Liam'ın ona aleyhine ya da leyhine olan tüm getirilerini göz kırpmadan kabul etmiş bir aşıktı...Fakat bilirsiniz,Zayn fazla gururluydu ve Liam'ın onu istememe düşüncesinden sonra birlikte inşa ettiğimiz grup,hayranlar ve tüm her şeyi bırakıp gitmişti.Ona kızamıyordum,sadece kim olsa aynı şeyi yapardı.İkisini de derinden tanıdığımızdan,emin olduğumuz tek şey vardı.Onlar birbirini gerçekten seviyordu ve birbirlerinden başka hiçkimse onlar için yeterince doğru olmayacaktı.
------------
Evet,selam.Yazamadığımın farkındayım fakat okullar başladı ve yoğunum.Okuyucuların da düşük olmasından sonra pek de ilham gelmedi desem yeridir ayrıca..Daha sık yazmaya çalışacağım.Lütfen o değerli yorumlarınız ve oylarınızı eksik etmeyin,teşekkür ederim.Bütün sevgilerimle. x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
505 / ziam mayne
Fanfiction"505'e dönüyorum, 7 saatlik bir uçuş ya da 45 dakikalık bir sürüşle Hayalimde yerinde uzanmış bekliyorsun Ellerin bacaklarının arasında Dur ve bekle bir saniye Bana böyle baktığında Ne ummuştun? Muhtemelen hala tapıyorum sana, ellerini boynumd...