5

151 13 11
                                    

Zayn

Max grup evine geldiğinde hızlıca park etti ve iyi olup olmadığımı sorgularcasına bana baktı.Sevgili şoförüm için bir gülücük bahşedemeden aceleyle arabadan indim.Tanrım,sen Liam'ı koru.Tanrım sen Liam'ı koru.Tanrım sen Liam'ı koru...
Binlerce kez duamı tekrar ederken dolu gözlerle ön kapıya doğru koşuyordum.Bu hayatımdaki en kötü günden daha da kötüydü,Liam'ın beni terk ettiği günden bile daha kötü...
Nihayet ön kapıya geldiğimde,beklemeden kapıyı çaldım.Açan Niall'dı.
"Zayn,biz de seni bekliyorduk.İçeri geç."
Niall'ı dinleyip,hızla içeri adımladığımda Louis ve Harry hemen karşımdalardı.
Ve...Gülüyorlardı?
"Zaynie,bize minnettar olacağın günler gelecek o yüzden şimdiden bu minik,yalancıktan oyunu affetmeye bak dostum."
Louis ince sesiyle mırıldanırken ve arkadan etrafıma sarılan kollar ile burnuma zorla bastırılan iğrenç kokulu pamuk beni karanlığa iterken,tek düşündüğüm aptal olduğumdu.

Liam

Sophia'ya haber vermeden çıkıp,arabaya koşturdum.Sonunda ayağa kalkabilecek gücü dizlerimde bulduğum için mutluydum.Arabaya geçip,hızlıca çalıştırdıktan sonra şu an buraya fazla uzak olmayan şehir çıkışındaki eve doğru sürdüm.Patlayacak gibi hissediyordum,etrafa tüm olumsuzluklarımla simsiyah saçılacakmış gibi...Aklımdan geçen düşünceler hiç hoş değildi.Şu an beni birisi arasa ve o..onun yaşamadığını söylese sanırım direksiyonu sağa kırıp,bu koca yükseklikten aşağı düşerdim.Tanrım,sen onu koru.
Tüm bunlar benim yüzümden olduysa eğer,kendimi sikmem ya da kesmem falan lazımdı çünkü asla birine bunu yapan olmamalıydım.Hele ki Zain,benim bal ve karanfil tadında dudaklara sahip eski sevgilim...Ona bunu yapan bendiysem,gerçekten iyi olmayacaktı.Beni düşünürken arabayı dikkatsiz kullanmış olamaz mıydı? Ah evet,o Zayn Malik,tabii ki olabilirdi.
Elimi hızla direksiyona çarpıp çığlık atarken sinirle gaza bastım,az kalmıştı.Çıldırmama az kalmıştı.
Dudaklarımı çiğnemek ve kanatmayı rutin edindiğim şu saniyelerde tanrıya içimden şimdiye kadar hiç etmediğim kadar dua eder olmuştum.
Sabrımın sınırlarını zorlayan virajlı yol sonunda bittiğinde ise iyi düşünmeye çalışarak derin bir nefes aldım.Arabayı arka kapının olduğu yere park edip,indim.Cebimden evin arka kapısının anahtarını çıkarıyorken kıvırcık dostum anahtara gerek kalmadan bana kapıyı açmıştı.
"Hey,Harold.Zayn nerede? Yukarı katta mı? İyi mi?"
Gözlerini büyütüp,içeri geçmem için yana çekildi.
"Yavaş ol Payno,her şeyi öğrenirsin.Yani...Umarım."
Ben ona 'anlamadım' gibisinden bakışlarımı yollarken Louis ve Niall iki yanımdan gelip beni sıkıca tuttular.Ben ellerinden kurtulmaya çabalarken Harry onu komik gösteren fakat beni şu an sinir eden gülümsemesi ile pamuğun birine bir şeyler döküp bana yaklaştı.
"Beni ve bu ikisini affet Liam ve bir de Zayn'e kendini affettirmeyi unutma."
Harry saçma sapan konuşurken,burnuma zorla dayanan pamukla anlamsızca bana doğru büyüyen karanlığa çekildim.

⏰⏰⏰

(Yazar Görüşü)

İki genç onları tüm kalpleri ile destekleyen arkadaşları tarafından yatağa kelepçelenmişlerdi.Habersiz ve masum baygınlığı sona ilk eren ise Liam'dı.
Kumral oğlan gözlerini yavaşça kırpıştırıp,hafif hafif pencereden üzerine düşen ay ışığı için irislerini hazır duruma getirdi.Kollarını ağrıtan konumdan kurtulmak için onları kendine çekmeye çalıştı fakat bu birkaç kez tekrar etmesine rağmen olumlu sonuçlanmamıştı.Biraz durup,neler olduğunu düşündüğünde ise her şey yeterince açıktı; aptal grup arkadaşları tarafından oyuna getirilmişti.Onların canına okuyacaktı çünkü hala Liam'ın kendi kararlarını umursamıyorlardı.Bunu en azından Harry'den beklemezdi.Hiçkimseye karışmadığı ve saygı duyduğu halde Liam'ı bok çukuruna düşürmekten çekinmemişti çünkü.
Yana döndüğünde,beklediğinden daha güzel bir manzara ile karşılaştı.Uzun süredir özlediği bir manzara ile.Onun varlığını başından beri hissetmişti fakat dönmek için yeni cesaret ediyordu.
O çok güzeldi.Kış mevsiminin rengini hafif soldurduğu esmer teni,uzun yoğun kirpikleri ve kirpiklerin üzerine gölgesini bahşettiği çıkık elmacık kemikleri ile tamamen mükemmeldi.Kimse onda bir kusur bulamazdı.Liam onun her bir noktasını saatlerce izlemiş birisi olarak buna en büyük kanıt kendinin olduğunu düşündü.
Zayn,Liam'ın onu izlediğini hissetmiş gibi biraz kıpırdandı.Gözlerini açmadan hemen önce,Liam onun üzerinden gözlerini çekmişti.Zayn ise uyanır uyanmaz gözlerini Liam'a dikti.O pek kırpıştırma sürecini uzatmayacaktı çünkü karşısında en sevdiği şeyi görmek ona nadir nasip olurmuş gibi hissediyordu.Zayn birkaç öksürükten sonra eski sevgilisinden bakışlarını çekmeden boğukça mırıldandı.
"Bu oyunu neden oynadılar bilmiyorum."
Liam Zayn'e dönüp,bir süre ay ışığının aydınlattığı bal ve ela rengi renk cümbüşünü seyretti.Onun sesini bile özlemişti.
"Çok açık değil mi? Bizi bir arada görmek istiyorlar."
Zayn Liam'ın soğuk sesine karşılık hüzünlü bir kahkaha bıraktı.
"Peki Liam,onlara istediğini verecek kadar fedakâr mısın? Çünkü seni en son gördüğümde sadece kendi isteklerinin peşinde koşup,etraftakiler ne düşünür diye bir vajina ardına sığınan korkağın tekiydin."
Zayn kollarını kelepçelerde hafifçe oynatıp olabildiğince doğruldu ve Liam'ın üzerine eğilip devam etti.
"Seni pek bilmiyorum ama ben yeterince fedakâr hissediyorum,sana rağmen."
____
Yazmaktan nefret eder oldum,bu yeterince belli oluyordur.Çirkin bölüm için affedin.Belki silerim.
Neyse, tüm sevgilerim sizinle. x

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

505  / ziam mayneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin