papatya güzeli: )

24 2 0
                                    

Bu sabah tekrar gözlerimi hastanede açmıştım ilk geldiğimde beni üst derecede rahatsız eden bu kokuya artık alışmış hatta hiç duymamaya başlamıştım yatağımın yanı başında bulunan saate baktığımda tedavi saatimin geldiğini gördüm birazdan elif abla odaya girip neden ayakta olduğumu soracak bende sessizce onun azarlarını dinleyecektim ve her geçen gün kolumu morartan iğnelerin verdiği acıya katlanacaktım tam 12 yıldır uygun kalp bulunamaması nedeniyle bu hastanedeydim hayatımın tadını çıkaramamış yaşıtlarım gibi eylenememiştim camdan hergün büyüyüşünü izlediğim papatyalara bakarken kapının açılma sesini duydum bu benim yaşlarımda yakışıkli bir çocuktu hasta Olmasaydım ve güzel şartlarda olsaydik hoşlanabileceğim birine benziyordu sesinden anladiğım kadarıyla biraz utanıyordu

" şey ben meryem teyzeye bakmıştım sizi rahatsız etmek istemedim fakat etrafta bir hemşire bulamadim " ah! meryem teyze daha yeni tanışmamıza rağmen bana çok yardimcı olmuş çok iyi bir bayandi bende boğuk bir sesle
" 21 numarada dedim "
Sonra teşekkür edip çıktı ve ben tekrar eski yalnızlığına geri döndüm. paptyaları oldum olası çok severim hatta annem bana papatya güzeli der hastaneye yatmadan önce yani 4 yaşındayken bütün aileye papatyadan taç yapardim bir gün yine annemle papatya toplamaya gittiğimizde hastalanmışım o gün bu gündür hep hastane deyim kapının çalınma sesini duyduğumda başımı kapıya çevirdim 2 saniye sonra elif ablanin tatlı sesini duydum

" girebilirmiyim ayzacım". Elif abla 30 larının sonunda fakat yaşını hiç göstermeyen sarışın bir bayandi sorduğu soruya hemen cevap verdim
" ah tabi elif ablacıgım "
Elif abla kapıyı kendinin geçebileceği kadar açtıktan sonra içeri iğnelerin olduğu bir masayla girdi alışmıştım artık bu görüntüye elif abla ayakta durdugum için beni azarlamaktan bıkmış olmalı ki derin bir nefes alıp hızlıca verdi ve üzerinde ayza ateşoğlu yazan iğne poşetini açıp iğneyi vurmak için hazır hale getirdi her ne kadar 12 yıldır hergün bu anı yaşıyor olsamda iğnenin yakıcılıgına alışamamıştım morarmış kollarıma bakarak elif ablaya
" dün soldan vurmuştuk dedim" elif abla kafasını hafif ce tamam anlamında aşağı yukarı salladı ben hergün yaptığım gibi gözlerimi sıkı sıkı kapatıp bitmesini bekledim elif ablanın sesiyle gözlerimi hafif hafif araladım
" bitti hayatım hala kalp bulunamadimı canım?"
" hayır elif ablacığım bi kaç kişi var fakat bana uymuyor"
" peki tatlım ben artık gideyim"
" görüşmek üzere elif ablacığım " elif abla çıktıktan sonra hemen camın yanindaki koltuğuna oturdum hala papatyaları izliyordum ve kapi çalındı anlaşılan bugün papatyalarla vakit geçirmeye çektim kapiya baktığımda annem babam vardı abim ayaz gelmiyordu çünkü dükkâna bakması gerekiyordu annem yanıma gelip başıma bir öpücük kondurdu ve babama
" hadi osman kızıma yemeklerini getir "
Her ne kadar o tatsız tutsuz yemekleri sevmesemde onlari yemek zorundaydım
Annem diz çöküp saçımı okşadı ve
" nasılsın kızım iyimisin "
" iyiyim annecim iyiyim siz nasılsınız"
" sensiziz kızım evde hep birşeyler eksik geliyor "
" anne cim Abim gelicekmi beni görmeye "
" yarın gelecek kızım "

ayazı gerçekten özlemiştim telefonda ne kadar konuşsakta insan özlüyor sonuçta babam elinde yemeklerle gelmişti ve hemen kucağıma koyuvermişti aç değildim fakat annemin ve babamin üzülmesini istemiyordum bu yüzden içlerinden sevdiğim bir yemek olan biber dolmasını zorlanarak ağzına soktum seviyorum fakat bizim için içine tuz katılmayinca o kadar da sevmiyordum Yemeğimi biraz kendim zorlanarak biraz da annemin zoruyla bitirdim ve artık uyuma vakti gelmişti kendimi yatağima bıraktım çiçekli nevresimimi üzerime çekerek uyudum

Gece güzel bir uyku çekmiştim hemen yatağımın yanindaki saate baktigimda daha 07:53 olduğunu gördüm ilaçlarım 09:00 da idi bu yüzden bende vakiiten yararlanmak istedim kapiyi biraz kıynaştırdim ve etrafı kolaçan ettim etraflarda kimse yoktu hemen çıktım merdivenlerden çıkmam benim için zararlıydı bu yüzden asansöre binmek zorundaydım hemen asansörün düğmelerine bastım içeride bir kaç hasta yakını vardi onlar la birlikte en son katta indim ve koridorun sonuna doğru yürüdüm ortam güvenliydi hemen terasın kapısına ulaştım kapıyı açtığımda daha önce hiç sahip olmadığim bir özgürlük hissi yayıldı vücuduma en uca gittiğimde insanları gördüm birer karınca gibiydiler bu gülümsememe sebep olmuştu arkadan
" selam " diye bir ses duydum arkami döndüğümde dün bana meryem teyzenin odasını soran çocuğu gördüm bende
" selam " diyerek karşılık verdim sonra o da benimle birlikte insanları izlemeye başladı sonra duduağındaki yara ilgimi çekince yüzünü incelemeye başladım keskin yüz hatlari ve mavi gözleri ile oldukça yakışikli duruyordu sonra bana döndüğünde direk bakışlarımı kaçırdım sonra beklediğimiz bir soru yöneltti bana
"İsmin ne" sanki hayatim boyunca bu soruyu beklemişim gibi anında cevap verdim
"Ayza senin ?"
"Ayza ha güzel isim benim adım da serkan "
" teşekkür ederim senin isminde güzel "
" neden hastanedesin ayza"
" benim kalbimden hastaliğim var 12 yıldır burdayım peki sen"
" ben yenlizca meryem teyzenin başında bekliyorum "
"Himmmmm neyse ben içeri gitsem iyi olacak tedavi saatim yaklasiyor " deyip gülümsedim serkan çok iyi birine benziyordu oda bana "bekle bende geliyim dedi " ve beraber aşagi indik acaba papatyalari seviyormuydu herneyse deyip odama girdim saate baaktigimda tedavi için yalnızca 5 dakika kaldigini gördüm ne cabuk zaman geçmişti öyle

PAPATYA GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin