"Kaç kızım kaç!"
"Anne gitme n'olursun"
Kan ter içinde sarsılarak uyanırken hızla nerede olduğumu anlamak için etrafıma bakındım. Oda da kimse yoktu. Küçük beyaz bir hastane odasındaydım. Odanın sessizliği karşısında ürperdim. Kafamı kaldırıp önüme baktım. Karşımda orta boyutlarda duvara montelenmiş bir televizyon vardı. Televizyonun üzerinde siyah dijital led vardı. Saati, sıcaklığı ve tarihi teker teker gösteriyordu. Saatin 18.43 ve sıcaklık 20 dereceydi. Tarihin 24 Ocak 2015 olduğunu gördüğümde yanlış olduğunu düşündüm ve önemsemedim. Kafamı sağa doğru çevirdiğimde beyaz benekli tülle kapatılmış bir pencere vardı.Dışarıya odaklandığımda akşamüzeri ve yağmurlu bir hava olduğunu gördüm. Hemen yanımda uzun bir çubuğa asılmış serumu gördüğümde ister istemez serumdan çıkan minik borunun yolunu takip ettim. Sağ elimin üstünde bantla yapıştırılmış iğneye bağlanıyordu. Üstümdeki hastane kıyafetleri ve hastane kokusu gerilmeme neden olduğu için yerimde rahatsızca kıpırdandım. Kafamı yavaşça sola çevirdiğimde ufak kahverengi bir şifonyer ve yanında aynı renk duvara dayanmış ufak bir dolap gördüm. Şifonyerin üzerinde bir bardak su ve sürahi duruyordu yanındaysa siyah uzun cüzdanım vardı. En yakın arkadaşım Buse'nin verdiği cüzdandı. Hatırladığım kadarıyla cüzdanı çok beğendiğim için Buse doğum günümde almıştı. Evet, en son 18. yaş günümde deli gibi eğlendiğimizi hatırlıyorum. Buraya nasıl geldiğimse hala soru işaretiydi. Acaba kolamın içine bir şeyler katmış olabilirler mi, diye düşündüm. Düşüncemin saçmalığıyla kafamı salladım.
"Yok ya olamaz. Saçmaladın iyice Duygu."
Kendi kendime konuşurken yavaşça doğrulmaya çalıştım göğsümdeki ağrı kalkmamı zorluyordu. Kollarımdan destek alarak yavaşça doğruldum başıma giren bir anlık ağrı elimi başıma götürmeme neden oldu. Biraz hareketsiz kalarak sadece başıma gelenleri düşünmeye çalıştım. Kafam ve duygularım karmakarışıktı. Nasıl buraya geldiğimi hatırlamaya çalıştıkça içimde bir yerlerde sızı oluşuyordu. Başıma ne geldiyse artık annem ve babamın da burada olması gerekmez miydi? Yanımda olmadıklarını düşündükçe aklıma kötü şeyler geldiği için sadece hastanede bir yerlerde olmalılar diye tahmin ederek kötü düşüncelerden kurtuldum. Sağ elimden serumu yavaşça çıkardım ve yataktan indim. Çıplak ayaklarım soğuk betonla buluşunca tüm vücudum titredi. Hemen ayaklarımın yanında bulunan beyaz hastane terliklerini giydim. Yumuşak ve oldukça rahat hissettiriyordu. Başımın ağrısı kendimi yıllardır uyuyormuş gibi hissettiriyordu. Çok fazla uyuduğum zamanlar başıma ağrı girerdi.
Sol taraftaki çıkış kapısının yanında bir kapı daha gördüm. Kapının üstünde "WC" yazısını gördüm. Kapının girişinde duvarda olan düğmeye bastım ve ışık yanınca içeri girdim. İçeride sağ tarafta lavabo vardı ve üstünde büyük bir ayna.
Aynada kendimi gördüğüm an gözlerim büyüdü. Karşımdaki kişi bir yabancı olmalı, diye düşündüm. Uzun kavisli kaşlarımın altındaki deniz mavisi gözlerim yorgun gözüküyordu. Göz altımda oluşan morluklara ve fazlasıyla çökmüş yüzüme bakarken gözlerimi kıstım. Aynaya yaklaşırken elim kahverengi saçlarıma gitti.. Belime kadar uzanan hafif dalgalı gür saçımı inceledim. Yatmaktan şuan birbirine girmiş ve kabarmış durumdaydılar. Neredeyse kaşıma değen kirpiklerim sık sık kırpışıyordu. Kalın şekilli dudaklarımsa tüm pembeliğini kaybetmişti. Kendime gelmek için musluğu açtım. Saçlarımı kulağımın arkasına attım ve elimi yıkadım. Yüzüme de birkaç kez su çarptıktan sonra musluğu kapattım ve duvardaki çıkıntıya asılmış havluyla kurulandım.
Yavaş adımlarla çıkıp kapıyı kapattım. Lambasını da kapattıktan sonra çıkış kapısına baktım. Kapı açık kahverengiydi ve tam kafa hizamda dikdörtgen bir cam vardı. Kapıyı yavaşça açtım, tam bir adım atmıştım ki karşımda Selin teyzem kalakaldı.Bende onu gördüğüm için o kadar rahatlamıştım ki hemen ona sarıldım. Aynı bana benziyordu tek fark onun saçının bal rengi olması ve gözlerinin koyu kahverengi olmasıydı. Teyzemi normalde görsem bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. Bana sarılmadığını fark edince ondan ayrıldım ve yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu ve elleri titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat - Sırlar
ActionYa karanlık sırlarını aydınlatacak kişi karanlığın kendisiyse?