Müptezel 4 ~ Eksik kalmak gibi.

1.5K 211 35
                                    

Uzun süredir yazamıyorum... Yurttan eve geçiş dönemim var. Ev bulma, eşya bulma derken çok yorgun düştüm. Yazacak vaktim bile kalmadı. Vakit buldukça atmaya çalışacağım...

Diğer hikayelerime de en kısa sürede yeni bölüm gelecek...

*************

Çaresizliğin hüküm sürdüğü yürek burkuğumdan bir parça daha koptu sanki. Hıçkırıkları boş ormanda yankılanıp tekrar tekrar içimi dağlıyordu. Ağlamaması için elimden ne geliyorsa yapmam gerekiyordu. Derin bir nefes alarak eline uzandım. Tenim sanki tenine harammış gibi yadırgasa da yerini bu seferlik umursamadım.

"Sizi kırmak istemezdim."

Nilüfer buğulu bakışlarını akan gözyaşlarıyla birlikte bana çevirdi.

"Siz derken bile kırıyorsun ama... Benim kimsem yok burda."

Dudaklarından firar eden hıçkırık cümlesini bir bıçak gibi kesti. Sonra derin bir nefes alıp yüzünü kapatan saçlarını elimden uzaklaşan eliyle çekti. Kulağının arkasına saçının bir tutamını sıkıştırışını izledim. Her bir tutamın nasıl yavaş yavaş tenine değdiğini gördüm. Her hareketine saniye saniye aşık oldum.

"Kimsem yok işte... Annem... Annem gideli çok oldu. Arkadaşım kalmadı. Burda kendimi çok yalnız hissediyorum."

Hissetme demek istedim. Ben varım diyip sarılmak istedim o kısacık anda... Yapamıyor olmak canımı sıksa, bir köşeye atsa da dilim çözülmedi. Elini sıktım hafifçe.

"Bizim çiftlik çok şenlikli olur aslında. Bi mutfağa girsen dedikodu kazanından çıkamazsın mesela... Ya da iki bahçeye ineyim desen Rıfat amcanın çenesinden illallah edersin. Hemen yalnızım diyip köşene çekilme."

Nilüfer gözyaşlarını usulca silip bana döndü. Nefesi tenimi yalayıp geçerken içimin ürpermesini engelleyemedim.

"Ya sen? Seninle de arkadaş olabilir miyiz?"

Arkadaş olmak istemiyordum ki. Yenik ruhuma merhem olmasını, ölümün kollarında yanıma yaren olmasını istiyordum. Canına can, kanına kan olmak istiyordum. O benim Müptezel'im ben onun Tiryakisi olayım istiyordum... Şimdiki zamanın destansı ekleriyle hayatımı geçirip duracaktım. Benim de kaderim buydu işte.

"Bizim arkadaş olmamız zor Nilüfer hanım. Hoş da karşılanmaz ayrıca..."

"Herkes hani beni kabullenmeye hazırdı?"

Derin bir nefes alıp bakışlarımı koruluğa doğrulttum.

"Kast ettiğim babanızdı. Hoş karşılamayabilir."

Babasının ne düşündüğü umurumda bile değildi halbuki. Ruhumun yaralarına bir kez daha çentik atmanı istemiyorum diyemiyordum sadece. Canımı istemeden yakıp durduğunu dile getiremiyordum.

Müptezel bakışlarını benim ki gibi boş koruluğa çevirdi. Her saniye an ve an nefes alışını hissedebiliyordum. Aldığı her nefesi saymak alışkanlık olmuştu benim için. Sanki ömrümün geri kalan süresini bir kronometre gibi adım adım sayıyordum. Yavaş yavaş Azrail'in deftere çentik atıyordum. Müptezel bakışlarını bir kez daha bana çevirdi.

"Ben babamı ikna edersem peki?"

Karşıma her defasında farklı nedenlerle, farklı sonuçlarla, bambaşka çözümlerle gelse de olmayacaktı. Babasının izin de vereceğine imkan vermiyordum zaten. Böyle bir olasılığı göze almak istemesem de gereksiz bir açıklamadan kaçınarak başımı salladım. Gülümsemeye çalışarak yenik ruhumun yansımasına döndüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MüptezelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin