GÖZCÜ

PART 6

"Lan ben sizi napayım çocuklar, her hafta birini dövüyorsunuz en azından bu sefer dövülen taraf oldunuz da BELKİ aklınız başınıza gelir!!!" Diye bağırdı müdür en az 10 dakikadır bize bağırıyordu daha doğrusu onlara bağırıyordu.
"Şeyy... Hocam" dedim epey çocukça bi tonda ve gelen cevap beni çok şaşırttı
"Efendim aras?" Dedi müdür gıdımcık sinir içermeyen bir sesle herhalde onlara şuan kızgınmış gibi rol yapıyordu
"Bence bu kadar yeter çocukların yüzünde damarlarından yumuşak olan kalmadı hepsini taş kestiniz resmen adrenalinden ölcekler" dedim ciddi bir tonda
"Şaka mı yapıyorsun yoksa ciddimisin!"
"Elbette ciddiyim hocam"
"Lan ben senin yardımına ihtiyacım varmıydı s*kt*ğimin çocuğu" diye bağırdı bores. Lan o benim anneme mi küfretti şimdi yaktım çırasını
"Ben senin!!" Devamı onun üstüne atlarken kimse bana yetişememişti onun yüzüne inen kafam ve çenesinden çıkan 'çıt' sesiyle bores yere yıkıldı ve sağır edici bi çığlık attı
"Aras!!! Napıyorsun!" Müdür yanıma gelip arkasındaki kutuya elini götürdü ve biraz ona baktı tahta minik kutunun içinden uçarak kurşunlar bi mermi şeklini aldı ve tabancasının içine koydu emniyetini açtı ve ayağıma doğru silahı indirdi ve ateş etti tam atarken tek diyebildiğim "ya hocam!!!" Olmuştu ve ardından merminin ayağıma çarparken dağılışını izledim ve ayağıma çarpıncaki acı "hocaaaaam!!!!!" Dedim ve kapı açıldı giren bizim beden hocasıydı girince gördüğü durum şuydu: bir çocuk yerde biri ayağını tutarak zıplıyor ve çığlık atıyor müdürde elinde 'ceza tabncası' denilen cismi tutuyordu. ama adam yinede hiç önemsemeden girdi
"Efendim gelecek ders 10/A ve 10/D sınıflarıyla dersim var eğer izniniz olursa savaş similasyonu yapmak istiyorum."
"Peki hangi türlerden olcak?"
"Klasik piyade,yetenek kabiliyeti ve psikolajik silahlanma" müdürün gözleri büyüdü
"Psikolajik silahlandırmamı! Onun nasıl etkileri olduğunu en iyi bilen sensin mirovvich!"
"Biliyorum efendim ama bunu tecrübe etmezlerse iş gerçek savaşta daha kötü olacak"
"Pekala" dedi ve koltuğuna oturdu
"Dışarı çıkın aras cezanın süresi de 9 saniye sonra kesilir" dedi ve bıkkınca bana baktı ve hepimiz ayağa kalkıp odadan çıktık biz gider gitmez odada minik ama güçlü bağırışmalar oldu.

**beden dersi zamanı (40 dakika sonra)

Beden dersine gireceğimiz için heyecanlıydım çünkü geri kalan 3 ders boyunca bu savaş antrenmanı yapılacaktı hatta uzarsa okul kapandıktan 1 saat sonra bile devam etcekti. Ama en güzel nokta kurallardı koç (tabii ki bi hayvansal)
- tüm silahlar depodan getirelecektir ve takımdan 1 kişi ise psikolojil silah alacaktır
- tüm takımlar 5 veya 6 kişi olmalıdır
- toplam yetenek puanı çok yüksek veya çok düşük olursa o takım karma yapılacaktır
- takım üyelerini yarışmacılar belirler
- size verilecek 'pes etme' düğmesini psikolojik silahlara dayanamdığınızda kullanacaksınız, normal silahlarla vurulursanız zırhınız otomatik can kaybı yaratacak ve öldürcektir
- yakın temas izni var fakat fiziksel şiddeti abartmak yasak
- sona kalan 3 takım kazanır
- takımınzdan kalan son kişi bile olsanız ilk 3 takıma girdiğinizde tüm takım ödül alır
- yetenek kullanımı serbest
ÖDÜL
- los angeles/ colopus yaratık üniversitesi'nde 3 gün kalcaksınız ve kendi dalınzdaki en iyi kişilerden eğitim alacaksınız
- doping enjektörü kullanma izni verilecektir (tek bi kez)
- 1 hafta boyunca farklı bir ders programı alcaklardır.
Ödülde kurallarda benim için harika!!!. Takımımızda zaten belliydi thomas,ben,minima,demar,mixi ve jack. Ama hala şu psikolojik silahları anlamadım....
"Koç!" Dedim
"Efendim aras!"
"Psikolojik silahlar nasıl birşey hocam ve etkileri kaç saat bizi felç eder yada onun gibi" bunu demm sanırım koçun anılarını hatırlamasına sebep olmuştu çünkü soğuk soğuk terliyordu hemde domuz gibi (çok terliyor anlamında).
"En az 1 saat en fazla... 1 ay" bunu der demez ise herkes fısıldaşmaya başladı lan sanki filmdeyiz!!
"Peki hocam başlayalım mı?" Koçu hayal aleminden kurtarınca bana gözleriyle teşekkür etti ve arkadaki silah dolabının kilidini açtı
"Silahları almadan önce takımları kurun ortalamanın altı veya üstü olan bir takım olursa o takımı dağıtırız!" Dedi ve herkes takımlarının yanına geçti bende hemen mixi'nin yanına gittim ve birlikte jack'in yanına yürüdük bizle aynı anda thomas,minima ve demar geldi
"Peki kim psikolojil silahı alcak?" Diye bi soru savurdum
"Ben alırım" dedi minima ve koçun yanına gidip fısıldadı ve koç ona bir demir kol kıskacı ve bir ağızlık verdi ağızlığın üstünde kablolar vardı bir iki kişide geldi ve koç kullanımını anlattı onlara ve herkes başını sallayınca takımlarına döndü
"Ee kullanımı nasıl?"
"Söyleyemem ama basit ancak emin olun bunu size karşı kullanmasını istemezsiniz" başımızı salladık ve koç bir snaiye sonra yanımıza geldi bize bi baktı ve başını sallayıp gitti giderkende bize bağırdı "bölge 12 ye gidin ordan başlıyacaksınız" minima başını salladı ve koşarak gitti bende hemen bir hidra 10A2 (uzun namlulu tam otomatik bir saldırı tüfeği) kaptım ve peşinden gittim.
Bizim gireceğimiz kısım en uzaktaki kapılardan biriydi arena 3 tam 10km'lik bir alandı ve okulun hemen dibindeydi. Bizde başlamaya 5dk kalmıştı ve son kez planımızı yapıyorduk yeteneklerde olacağı için özellikle bana güveniyorlardı ve bende tüm oyun boyunca gelecek gözüyle dolaşmalıydım cidden işim zordu ama thomas'ın ki daha da berbattı hem tuzakları kuracak hemde elindeki misis 2ww (ağır makinalı tüfek) yi taşıyacaktı.
"Plan basit zaten minima merkezde aras ve thomas önde, jack ve demar arkayı kollayacak bende ağaçlardan sizi kollayacağım." Mixi elindeki Imp-5'in (patlayıcılı mermi ateşleyen A sınıfı bir keskin nişancı tüfeği) mermilerini şarjörüne dolduruyordu yandan da haritaya bakıyordu.
"Tamam öyleyse o zaman gelin şu ilk 3 girip ödülleri kapalım!" Gözümü kapattım ve odaklandım gözümü açtığımda herkesin hareketlerini yapan sis geldi ve bende hafiften sırıttım mixi de bana baktı "hahaha!! Aras yüzündeki bu tip varsa yenilmemiz imkansız" ve tekrar gülmeye başladı ve bi anda düdük çaldı ve otomatik kapılar açıldı.
"Hadi gidelim!" Dedi thomas ve beni bekleyip yürümeye başladık...