Muscles

25 1 0
                                    

Duvardaki afişi gördüğümde tam bana göre olduğunu anlamıştım.Numarasını telefonuma kaydedip eve doğru yola çıktım.Yolu öğrendiğimden kısa bir süre sonra evdeydim.
Tam bahçe kapısından içeri girecekken Rüzgar'ların evinden gelen çekiç sesleri dikkatimi çekti ve ne kadar da beynim gitme dese de bahçe kapılarına doğru yürüdüm.Kimsenin beni göremeyeceği bir çalının arkasına saklandıktan sonra kafamı bahçeye doğru çevirdim.
İşte o an eve girmek yerine sesi takip etmenin daha iyi bir seçenek olduğunu anladım.Çünkü Rüzgar şu an yarı belden üstü çıplak bir şekilde diz çökmüş motorunu tamir ediyordu.Her hareket edişinde kasları daha da belirginleşiyordu ve ne kadar da uzaklaşmak istesem de gözlerimi ayıramıyordum.

Ama sakarlığım yine iş başındaydı ve çalıların arkasından çıkayım derken koluma dikenleri battı ve küçük ama duyulabilir çığlığımı bastıramadım.Tam kaçmaya yeltenecekken Rüzgar çoktan arkasını dönmüş ve beni görmüştü.Yüzünde yine o tapılası ukala ifade vardı ve ben yüzümün renginin kırmızıdan bordoya dönüştüğüne emindim.

Tam da hiçbir şey olmamış gibi arkamı dönüp gidecektim ki az önce dikizlediğim mükemmel vücudunun sadece bir parçası olan elleri kolumu tutup gitmemi engelledi.Bunda daha fazla utanamam herhalde diye düşünürken o mükemmel ses düşüncelerimi böldü:

"Birçok insan motoruma bayılır ve gözlerini alamaz ama senin sadece motoru izlediğini düşünmüyorum.Haksız mıyım?"deyip üzerime doğru gelmeye başlayınca tedirgin olmuştum.

"Evet haksızsın.Ne motorunla ne de seninle işim olur benim.Ben sadece..."

Tam sırtım duvara yapıştığımda o da sağ kolunu yanıma dayayıp üzerime eğilmişti.Şu an lafını verip oradan kaçmam gerekiyordu ama yüzü gözü motor yağı olmuşken bile mükemmeldi.Saçları terden alnına yapışmış ve gece mavisi gözleri daha bir koyulaşmıştı.Terlemiş olsa bile hala mükemmel kokuyordu Tam da dokunma mesafesinde duran kaslarından bahsetmiyordum bile.

"Sen sadece ne?"

"Üff sanane! İstediğim yere bakarım."

"Tabi ki istediğin yere bakabilirsin ama baktığın şey benim kaslarım olunca..."

"Senin kaslarınla il-gi-len-mi-yo-rum!!"

Muhtemelen sinirlenince daha da kızarmış olucam ki daha fazla sırıtmaya başlamıştı.Ama şu an daha büyük bir sorunumuz vardı.Evin arkasından babamın ve abilerimin sesleri geliyordu ve bu az sonra bizi bu halde görecekleri anlamına geliyordu ve şu an hiç hoş bir durumda değildik.Ben de Rüzgar'ın kolunda tuttuğum gibi garajlarının içindeki küçük alet odasına sürükledim.

Ama girdiğimiz oda o kadar küçüktü ki vücutlarımız tamamen birbirine değiyordu ve kafamın arkasındaki dolap yüzünden yüzlerimiz arasında da yalnızca birkaç santim vardı.Onun kolları benim belimde benim de kollarım onun göğsündeydi.Şu an benimle dalga geçip ortamdaki gerginliği almasını öyle isterdim ki...Ama o sadece gözlerimin içine bakmayı sürdürdü.İş başa düşmüştü sanırım:

"Sence gitmişler midir?"

"Bilmiyorum ama sen yerinden çok memnun gözüküyorsun gitmek istediğine emin misin?"

deyip o ukala gülümsemesini gönderdiğinde gözlerinin içi parlıyordu.Ne kadar da gözlerinin içine bakıp gülümsemek istesem de şu anki durumumuz uygun değildi.

"Ne alakası var!! Amma da ukalasın. Seninle bu odaya girdiysem tek nedeni babamgilin görüp yanlış anlamasını engellemekti."

"Yanlış anlaşılacak ne vardı ki?"

Sanki bilmiyordu.Uyuz işte illa bana söyletecek.Bir de kaşlarını kaldırmış ukala ukala cevabımı bekliyor.

"Yarı çıplak bir halde üzerime eğilmiş olduğun için olabilir mi acaba?"

"O yüzden mi suratın kıpkırmızıydı?" deyip daha da yaklaşınca aramızdaki küçücük mesafe de yok olmuştu.Burada daha fazla kalamazdım.Çünkü beni daha fazla sıkıştıracaktı.Ben de ona çok fazla temas etmemeye özen göstererek(!).Hemen garajlarından çıktım ve etrafı kolaçan ettikten sonra bahçemize girdim.

Arkamdan güldüğünü tabiki biliyordum ama bunu umursayacak durumda değildim. Koşarak eve girdim. Kimseye fark ettirmeden odama girme planları yaparken annemin tiz sesi düşüncelerimi böldü.
O kadar patır kütür dalmıştım ki eve kadın tabi duyardı.

"Kızım saatlerdir nerdesin allah aşķına. Ağaç oldum resmen. Hem elindeki o poşetleri odana niye götürüyosun."

Hay bin Merkür! Akıl mı kaldı yahu!

"Geldim işte anne. Al poşetlerini ben odamdayım. Lütfen soru sorma tam cıngar çıkartma havamdayım."
"Aman iyi be! Ergen olup çıktınız başıma." Vesaire vesaire...
Annem söylenmelerine devam ederken merdivenleri koşarak çıktım ve odama kapandım. Kulaklığımı da taktıktan sonra artık dinazor bile böğürse duymazdım. Ben de yalnız kalmanın verdiği huzurla yerdeki pofuduklarıma uzanıp gözlerimi kapadım ve sonrası malum...
==============================
Sekerlememi yapıp uyandiktan sonra bugün afişte gördüğüm telefon numarasını aradım ve ilandaki hocalik işiyle ilgilendiğimi söyledim. Yarın saat on ikide konservatuarda olmamı ve deneyeceklerini söylediler.

Ben de bunu halletmenin verdiği heyecanla ve daha annemgile söylemediğimi fark etmemin korkusuyla koşarak aşağı indim. Onlar da sofranin başına oturmuş ben beni bekliyorlardı.
Kişisel yağcılık yeteneklerim gereği once babamin sonra abilerimin en sonda evimizin çiçegi annemin yanaklarından öpüp kendi yerime oturdum. E tabii bu aşk böcüklüğümün bir sebebi olduğunu bilecek kadar beni iyi tanıyorlardı.Annem:
"Hayrola bu ne sevindiriklik. Ne istiyosun gene?"
"Aşkolsun anne ben buraya size müjdeli bir haber vermeye geldim."
"Neymiş o?"
"Yani nasıl karşılayacağınızı bilmiyorum ama inanın benim için de iyi olacak bir şey. Ben...şey..."
"Delirtme insanı söylesene!"
Diye homurdandı abim
"Ben bugün sokakta bir ilan gordüm. Konservatuarda çocuklara piyano öğretebilecek bir hoca arıyorlarmış. Ben de bir heyecanla başvurmuş oldum."
Deyip gözlerimi kavuşturdugum ellerime diktim ve cezanı bekleyen bir sanik misali beklemeye basladım.Fakat hiç bekledigim gibi olmadı.
Benim biricik ama biricik babam başka yerlerde sürtmemem koşuluyla <ki nerede sürteceksem> izin verdi.
Onlarda alışmamı istiyorlardı tabii ve bu hocalık işi benim icin büyük bir adim olacakti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tesadüflerin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin