Bölüm 6 - Onlara İnanma

22 5 0
                                    

Evet gelmişti. Hatta geçmişti bile. 

-Kabul ediyorum peki ne yapacağız?

-Tamam bunun için bana biraz zaman ver ben sana her şeyi zamanı gelince anlatacağım.

- Aslında benimde bir fikrim var. Hastanede kaldığım sürece planlamıştım.

- Sen hiç hasta olmamıştın değil mi Aras?

Artık ona güvenebilirdim anlatmak zarar vermezdi hakkımda bu kadar çok şeyi bilen birine.

- Evet. Hapishaneye girmemek içindi. Ama konu bu değil.

-Biliyorum. Peki dilim varmıyor ama kardeşini sen mi öldürdün Aras?

- Deli misin sen insan hiç kardeşine kıyar mı tabiki de ben yapmadım.

- Yani çok olay duyuyoruz olmayacak şey değil. Ama ben senin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermem. Senin gibi iyi niyetli biri yapmaz. Biliyorum.

O kadar emindi ki benden. Güven doluyordu her hücreme. Gözlerime kararlı bakıp;

- Kim yaptı?

- Şahin.. Sonrada suçu üstüme attı. Evimden hatta cüzdanımdan dahi deliller çıktı. Özellikle koymuş her şeyi. Yeterli bu kadar soru cevap konumuza dönelim.

- Anlat bakalım planını.

Tam başlayacaktım ki. Seher geldi odaya. Uykulu bitkin bir halde. Ve bir şaşkınlıktır beni almıştı. Ahmetle bana dönüp;

-Bende varım.

Bu kız ne diyordu böyle? Bizi mi dinlemişti. Bu kız hasta değilmiydi. Hayretle Ahmet'e baktım.

- İyileşti mi?

- Evet son 1 aydır kendini topladı.

- Seher bana niye söylemedin?

- Abla Ahmet abinin senle konuşmasını bekledim. Ama sen her şeyi daha önce anlamışsın.

- Yinede geçerli bir sebep değil bu Seher. 

- Ahmet abimle senin iyileşip iyileşmediğini çözmek istedik. Bu intikam planları önceden ayarlanmıştı tek ulaşmamız ve anlatmamız gereken kişi sendin.

Ahmet bilmiyormuş gibi yapmıştı ama seher her şeyi açık etmişti. Ahmete öfkeyle baktım.

- Sende mi Şahinden intikam alacaksın senin derdin ne Seher?

- Size yardım edicem ama benim intikam almam gereken o değil.

- Kim?

- Babam ve abilerim. Ahmet abi anlatmıştır olayları.

- Evet anlattı.

Demek Seher babası yüzünden hasta olmuştu. O yüzden baba deyince kulaklarını kapatıp bağırıyordu. Şimdi iyileşmişti gözlerinde bir ışık vardı. Ama ben bunu nasıl daha önce anlayamamıştım ki?

- Babanın adı ne?

- Osman.

Bir an durup düşündüm ''Osman'', ''Yalı''. Kafam bu iki kelimeye takılı kaldı. Düşününce geçenlerde Ahmet'in odasına gittiğimde telefonla konuştuğunu hatırladım ve onun söylediği sözü.

''Siz bunu haketmiştiniz Osman Bey.'' neyi haketmişlerdi acaba. Bu sırada seher abla diye seslendi baktım.

- Abla.. Sen Şahinin Ahmeti tanıdığını nerden öğrendin peki.

- Sen ve ahmet mektup vermiştiniz yaa.. Yoksa siz mi yazdınız onları numarayı falan. Şahin sizin olduğunuz yere ne diye mektup göndersin yoksa.

Seherle Ahmet birbirlerine bir garip baktılar ve başlarını salladılar.

- Evet abla bizdik her şey senin anlaman içindi.

- Peki kolyeyi nerden buldunuz. Niye kolye verdiniz bana. Zeynep'in kolyesinin sizde işi ne? Beni üzmekle elinize ne geçecekti ki? Ben neden seni hiç görmedim Seher niye tanışmadık? Hoş Kenan'ın kardeşini bile tanımamışım..

- Biliyorsun biz Ahmet abimle üvey kuzeniz. Zaten babamlar ne Kenan abiyi ne de Ahmet abimi sevmezlerdi görüşmezlerdi. O kolyeyi ahmet abim hediye getirmişti Zeynep'e ve aynısından annesine de almış. O Zeynep'in kolyesi değil. Ahmet'in annesi Ahu teyzenin kolyesi. Amacımız seni üzmek değildi tepkilerini gözlemlemekti. Her şeyin farkına varmandı.

- Peki o Sen beni nerede bulacağını biliyorsun yazısını niye yazdınız?

- Yanına gidip gitmeyeceğini merak ettik.

- Nereye gideceğimi nereden bilecektiniz?

Ahmet bana döndü ve;

- Abim'in tek gideceği yeri biliyorsun ve bende biliyorum.

Aynı anda;

(-) Kumarhane.

Resmen etrafımda olaylar dönmüştü. Nasıl bu kadar saf olabilmiştim. Hiçbir şeyin farkında bile değilmişim.

- Eee amacınıza ulaştınız öğrendim her şeyi. Şimdi ne yapacağız?

- Siz Şahinden bende ailemden intikamımı alacağım. Ben size yardım edeceğim sizde bana abla.

- Onu anladım. Plan ne ? Kaç saattir bir konuşamadık şu konuyu.

Ahmet'e baktım dalmıştı. Sonra bana döndü.

- Bu konuyu yarın halledelim. Dikkat çekeceğiz artık. Hem herkes kafasındakileri toplasın yarın ortaya döksün. Benim odamda buluşuruz. Saat 5 gibi. Seher sen kriz numarası yap. Aras sende Seher'i bana getir. Anlaşıldı mı?

- Evet. (Aynı anda)

- O zaman yarın görüşürüz.

Kafa sallayıp Seherle odadan çıktık. Birkaç günde değişen yaşamıma Sehere bakarak hayret ediyordum. Bahçeye inmeye karar verdim. Nefes almak istiyordum artık. Sehere bir şey demeden aşağı merdivenlere yöneldim. Seher atıldı.

- Abla nereye gidiyorsun.Odaya gelmiyor musun?

- Bahçeye çıkacağım Seher biraz hava alıcam sen odaya çık tamam mı?

- Bende geleyim mi?

- Gerek yok sen git görüşürüz.

- Tamam abla dikkat et.

Bahçeye indim. Bir banka oturdum. Burası benim tek rahatladığım yerdi. Yine dalmıştım bir serüvene. Alabildiğince sürükleniyordum geçmişime. Dalmakta değildi bu yaşıyordum adeta içinde. Bir el hissettim üstümde. Sıçradım. Bu kadar yaşayamazdım herhalde geçmişimde. Şapkalı biri geldi ve yanıma oturdu. Hayretle ona bakıyordum ve tanımaya çalışıyordum. Tanıyamadım da suratını görmeyince. Aklıma bu sırada hademe Cafer'in gördüğü eli kolyeli şapkalı adam aklıma geldi. Peki onu neden yapmışlardı. Bu saçmalıktı. Ben neler olduğunu düşünürken o tanıyamadığım kimseden ses geldi.

- Onlara inanma Aras.

Benim saniyeler içinde o kişiyi tanımamla onun yerinden kalkması bir oldu. Bu Kenandı. Onlara derken Ahmet ve Seherden mi bahsediyordu. Niye inanmayacaktım? Beni kafamda sorularla bırakıp oradan hızlıca uzaklaşmıştı. Bende sorular içinde kalakalmıştım..




SENİN İÇİN BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin