Bölüm 5 - Teklif

15 4 0
                                    

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ahmet, Kenan'ı tanıyordu ve hatta lakabını bile biliyordu. Ama nereden tanıyordu? Ona bakıp anlatmasını bekliyordum. Sustu. Dayanamayıp sormam gereken tam da o soruyu sordum.

- Şahin'i nereden tanıyorsun?

- Onunla bir husumetim var Aras.

- Nasıl? Neden anlatır mısın? 

- Kenan benim abim.

- Ne abin mi? 

Bu nasıl olabilirdi. Kenan'ın bir kardeşi olduğunu duymuştum. Ama onu hiç görmemiştim. Kardeşim Zeynep Amerika da doktorluk üzerine okuduğundan bahsetmişti. Sonra hafızamı zorlayınca adını hatırladım. Evet adı Ahmet'ti. İnanamıyordum. Benim nefret ettiğim adam onun abisiydi. Peki o  neden abisine düşmanlık duyuyordu. Olayın şokunu yaşadığımı anlayarak sustu. Dayanamayıp neler yaşadıklarını sormak istedim.

- Abinle olan husumetin ne peki?

- İlk konu miras davası.

- Ne mirası neyi bölüşemediniz? İkinci konuda mı var?

-  Evet ikinci bir konuda var bunu şimdi açmayalım. Dedemin yalısını bölüşemedik ama bir tek Kenan'la değil.

- Nasıl başka kardeşin daha mı vardı?

- Yok hayır. Dedem 2 evlilik yaptı. Üvey bir babannem daha var. Onun çocukları ve torunları. Hatta bu torunların birisini sen tanıyorsun.

- Ben mi tanıyorum?? Sen değil misin işte.

- Evet. Ama Seher benim üvey kuzenim oluyor.

- Neee!!

Allahım neler oluyordu. Bu ne karışık olaydı. Konuyu bir türlü kavrayamıyordum. Bunlar saçmalıktı. Bunca zamandır Kenan'ın yakınlarıyla sessizce yaşıyormuşum. Hemde kardeşi bile dibimdeymiş. İnanamıyordum.

- Şu olayı baştan anlatır mısın hiç bir şey anlayamıyorum?!

- Tamam dinle. Dedem vefat etmeden bütün mirası torunlarına eşit bölünmüştü. Yalnız Dedemin olduğu yalı kalmıştı. Seherin kardeşleri bir kurnazlık yapıp Sehere düşen payın eksik olduğunu söylediler. Ve yalıyı istediler. Oysa yalı satılacaktı ve para bölünecekti. O zamanlarda da dedemin yalısında gömü altın olduğu konuşuluyordu. Hem altınlara konmak istediler hemde yalıya anlayacağın. Biz iki kardeş bu duruma itiraz ettik tabi. Mahkemelik olduk. Dava açtık. Yalnız duruşma esnasında bir şey oldu. Seheri konuşmaya çağırdıklarında kardeşlerinin yaptıklarını dürüstçe anlattı ve gömüden bahsetti. Daha sonra gömüden dolayı yalının devlet tarafından el konmasına karar verildi.Davanın çıkışında Seher'in babası Osman Bey çok sinirlendi. Seheri orada dövmeye başladı. Kardeşleri de babalarını tutacakları yerde vuruyorlardı. Bu olaydan sonra Sehere çok eziyet ettiklerini duydum. Babası onu bir odaya kapatmış. Yemek su bile zor vermişler. Karanlıkta yatmış kalkmış. Abilerinden babasından çok dayak yemiş hele babasından. Onu delirten de babası olmuş. Seher buraya geldiğinde çok kötüymüş. Ben buraya geleli 3 sene oldu o zaman Seheri gördüğümde çok şaşırmıştım.

- Neden Seherin başından geçenleri anlatmadın?

- Bu benim hastamın özeli Aras. Ayrıca bu durum benim özelime de giriyor.

- Haklısın peki abinle husumetini anlatmadın. 

- Demiştim ya yalıya devlet tarafından el kondu diye. 

- Evet.

- İşte gömü varmış Bulundu. Daha sonra tekrar bir dava daha gerçekleşti. Bizim payımız eksik çıktı. Yalı abimle bana kaldı. Sorun bundan sonra başladı. Abim yalının tapusunu üstüne aldı. Evleneceğini söyledi. Eve daha çok ihtiyacı olduğunu söyledi. Ve o evde evlenince oturacağına söz verdi. Bende abimdir deyip kabul ettim. Ama abim Yalıyı satıp parayı kumarda kaybetmiş. Ben ona güvenmiştim. O sırada ben Amerika'daydım. Bir gün beni arayıp başı belada olduğunu söyledi kumardan birazda borcu kalmış. Ben Amerika'ya gitmeden önce sana para göndereceğim deyip bir kağıda imza attırmıştı. Oysa beni kandırmış. Borçlarını ödemek için bütün hisselerimi almış ve onlarla da kumar oynamış. Birde utanmadan beni borcu için yanına çağırdı. Olayları duyunca abimle kanlı bıçaklı oldum. Kısaca bu yani Aras.

- Peki ikinci konu nedir?

- Ondan bahsetmek istemiyorum Aras.

- Niye ama?

- Ben Abime karşı çok öfkeliyim bana yaşattıkları için ve öfkem dinmeyecek.

- Bende.

- Sen neden öfkelisin abime anlatır mısın? 

- Kısacası bana çok zararı dokundu diyelim.

- Anlatmayacaksın yani?

- Evet anlatmayacağım. Ama şunu söylemeliyim ki ondan nefret bile etmiyorum artık.

- Ona öfkeli misin?

- Öfkeden çok intikam doluyum.

- Merak ettim abimin sana ne gibi bir zararı dokunduğunu. Ama emin ol o pislik her şeyi yapar. Ben sildim onu  benim öyle bir abim yok. Benim düzenimi, hayatımı, tüm hayallerimi mahvetti.

- Benimde her şeyi mi elimden aldı. En önemlisi kardeşim Zeynep'i..

Kafama bir anda dank etmişti. Yani biz Ahmet'le akrabaydık öyle mi? 

- Aras kardeşinin ölümünü annemden duymuştum. Onunla ilgili birkaç olay biliyorum. Zeynep'in ablasının yaptıklarını yani..

Zeynep'in ablası bendim ama. Her şeyi biliyordu. Yinede anlatmak istemiyordum. Sustum.

- Demek Zeynep'in ablası sendin Aras. Çok şaşırdım. Bu kader mi bilemedim. Yaşadıklarını biraz biliyorum gibi. Zor olmalı senin için.

- Kader bizi bu şekilde tanıştırdı işte Ahmet. Evet gerçekten çok zor günlerdi.

- Evet iyiki de.. Seni bulmama çok sevindim. Uzun süredir birlikteyiz ve bunu yeni öğreniyoruz. Geçmişini anlatsaydın çoktan anlamıştık.

Kızmıştım.

- Ahmet.. Ben çok şey yaşadım ve bunlar yenir yutulur değildi tamam mı? Anlatamazdım. Anlatamazdım.

- Anladım. Sakin ol. Bence kader bizi boşuna bir araya getirmedi Aras.

- Ne demek istiyorsun?

- Aslında bizim hayatımız bir kişi üstüne kurulu.

- Kim o kişi ?

- Şahin.

Evet haklıydı. Oda bende Şahinden nefret ediyorduk. Ahmetle abisinin arasında ne geçtiğini bilmesem de o pislik Şahin'in suçlu olduğunu tahmin etmek zor değildi.

- Aras sana bir teklifim var. Hemen cevap vermek zorunda değilsin.

Bunun çıkma teklifi olmayacağı malumdu. Ama ne diyecekti kestiremiyordum. Söyleyeceği şeye kulak kabarttım.

- Tamam söyle.

-  Kenan'dan intikam almak ister misin?

İşte fırsat ayağıma kadar gelmişti. Yıllardır biriken intikamımı almanın zamanı gelip çatmıştı belki de. Ahmet'e biraz şüpheli şekilde baktım. Çok istesem de kararsız kaldım. Ahmet sorusunu tekrarladı. 

- Hem sana hemde bana yaşattıklarını ödeme zamanı gelmedi mi sence Aras?

SENİN İÇİN BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin