Garen Hedinleri Batıda hilal biçiminde dağların arasına getirdi.Buraya Slider River dediler.Bir kale inşaat etmeye başladılar. Garen de halkın erkeklerini gerektiği zaman savaşa bilmeleri için eğitiyordu.Günler,aylar,yıllar geçti Slider River son şeklini almaya başlamıştı surları yeşil sarmaşıklarla kaplanmıştı ve surları üzerindeki oluklardan sular dökülüyordu. Tenya Hedinlere hediye olarak Blot' u verdi. Blot şehrin merkezinde bulunan gölde yetişen devasa bir ağaçtı ve Slider River'ın simgesi olmuştu.
Garen günlerden birinde sonbaharın ortalarında her zamanki gibi yabani hayvanları avlamak için kalenin doğusunda bulunan Tek boynuz ormanına gitti. Atını sürerken ileride yerde yaralı yatan bir asker gördü hemen yanına gitti bu asker Slider River askeri değildi pelerinin logosunda devası bir yıldız vardı boyu kısa ama vücudu yerindeydi bu asker Sudri ırkına mensuptu. Garen onu atına alıp hemen kaleye döndü. Asker ölmeden önce Garen'nin gözlerinin içine baktı ve ağzından 3 kelime döküldü Yıldız Tepesi yardım. Orası Slider River' a 64 fersah uzağındaydı ve bu 1 haftalık yol demekti ama Garen yardıma gitmesi gerektiğini biliyordu. 20 bin askeri ile zaman kaybetmeden yola koyuldu. Askerlerin ellerinde uzun kılıçlar vardı bunlar hantal ancak kalın zırhlara karşı en iyi seçimdi. Askerlerin zırhları ince ve hafifti hızlı yol alabilmeleri için Yıldız Tepesine 1 günlük yol kalmıştı. Garen yolda geç kalmamış olmak için dua ediyordu. Vardıklarında Yıldız Tepesinin koruyucuları Glasir'in yiğitleri düşmanla savaşıyordu. Garen hiç konuşmadı ve beklemeden atını düşman saflarına sürdü askerleri Garen ile ölüme bile at sürerdi bu yüzden kimse tereddüt etmedi.
Garen düşman saflarını yarıyordu atı ile bir bütün olmuş eğeri bırakmıştı ve birden Garen'nin atına bir mızrak saplandı Garen düştü ama hiç beklemeden kalktı kılıcını kavradı ve düşmanın üstüne yürüdü tek eli ile düşmanının boğazını kavradı ve sıktı düşmanı anında son nefesini verdi Garen kılıç kullanmaya gerek bile duymamıştı ama beklemediği bir şey oldu iri gözleri kırmızı bir düşman geldi bu gelen Kelle Avcısı Kreon du Garen' e kılıcını savurdu, Garen karşıladı ama kılıcı kırıldı Kreon hızlı davrandı ve kılıcını sapladı Garen yere yığıldı gözü kapandı ve birden Tenya belirdi "benden düşmanının kanını iste dedi" Garen bu benim savaşım dedi ve gözünü açtı Kreon tam öldürücü darbeyi vuracak iken hançerini Kreon'un bacağına sapladı ve bunu fırsat bilip ayağa kalktı Kreon a yumruklarını savurmaya başladı. Kreon Garen'nin atığı yumruğu tutu Garen miğferinin sivri tarafı ile Kreon a vurdu ve sersemletti. Garen yerden aldığı bir kılıç ile Kreon un gırtlağını kesti ve Tenya Vukona diye bağırdı bunun anlamı Tenyanın Muhafızları idi askerleri de onla birlikte bağırdı 6 saat sonra zafer gelmişti ama kimse bunu kutlayamadı çünkü çok fazla kayıp verilmişti. Yıldız tepelerinin sahibi Glasir'in kralı İlos, Gare'nin yanına geldi. Garen tokalaşmak için elini uzattı İlos elini iti ve sarıldı Garen gülümsedi. İlos sarılmayı bırakınca şöyle dedi " size zırh lazım evet kesinlikle lazım komutanına döndü ve sürdürdü ocakları ateşleyin bu gece yıldızları yakın yıldız ışığından zırh döveceğiz" dedi.
Garen ve askerleri Glasir' e yöneldi 2 hafta burada konaklayacaklar dı . İlos, Garen ' i yanına çağırdı;
-İlos: Hoş geldin kardeşim.
-Garen: Teşekkür ederim. Beni neden ? buraya çağırdın.
-İlos: Seninle müttefik olmak istiyorum.En zor zamanımda beni tanımadığın halde yardımıma geldin.Peki neden ?
-Garen: Ormanda yaralı haberci ne rastladım. Ölmeden önce yardım istedi gözlerinde halkı için duyduğu korkuyu gördüm ama neden ? böyle bir ordu toplanıp iş savaşa kadar geldi. -İlos: Bunun sebebi Glasir' in zenginliği , küçük bir sandık çıkarttı sandığın içindeki taş insanın gözünü kamaştırıyordu."Bu anor dedi sizin zırhlaranızı bu madde den yapıyorum" dedi.
-Garen: Şunu merak ediyorum Kleon gibi nam salmış bir kral böyle büyük bir orduyu cevher için neden telef etsin.
-İlos: Kral mı ? Ahahağaha Kleon kral falan değil o sadece bir köpek onun kralı aç gözlü Lemur.
-Garen: Gare'nin rengi birden sap sarı oldu kanı çekildi bu kadar masum canı alan kardeşi olmamalıydı. Garen hemen konuyu değiştirdi. "Benim halkım o zırhları ala bilecek kadar zengin değil."
-İlos: Yanılıyorsun bunlar askerlerinin dökülen kanları ile zaten ödendi.
-Garen: Hızlıca kalktı ve sarıldı.
Kan dökmek bu kadar kolay olmamalıydı.Neticede dünyada kimse can veremezdi,kimse ölen askerlerin geride bıraktığı ailesini,göz yaşlarını göremezdi işte bu savaşın acı yüzüydü.Ama birinin kalkıp bu nefrete,acımasızlığa dur demesi gerekiyordu....
