Garen, İlos ile konuştuk dan sonra savaş meydanına geri döndü Garen'i orada keder buldu yerde yatan askerlerini görünce gözleri doldu o sırda gözüne Kreon'un darbesi ile kırılan kılıcı çarptı onu yerden aldı ve kınına koydu savaş meydanın da biraz daha gezindi yerden Slider River'ın bayrağını aldı diz çöktü o an gözünden bir damla yaş düştü. Karşısında birden Tenya belirdi ve " senin bir tek göz yaşında tüm düşmanlarını boğa bilirim" dedi. "Ben bir askerim Tenya ve düşmanımın son hissettiği şey benim kılıcımın soğuğu olmak zorunda"dedi. "Eskiden tanıdığım Garen'e hiç benzemiyorsun halkına değer veriyorsun bundan sonra işlerine karışmayacağım sadece giderken son bir hediye bırakacağım ama bununda bir bedeli olacak kırılan kılıcını efsunlayacağım ancak aldığın her canda sadece senin duyabileceğin çığlık sesleri gelecek"dedi. "kabul ediyorum" dedi Garen. Bir den kındaki kırık kılıçtan beyaz bir ışık parladı Garen kılıcı çekti kılıcın kırık yerleri beyaz bir ışık huzmesi ile dolmuştu. Garen, Glasir'e geri döndü. İlos, Garen ve askerlerini uğurlamak için ordusunu toplamıştı.
Geçen 2 haftanın sonunda Garen ve sağ kalan 14 bin askeri Slider River' a doğru yola koyulmuştu kara bulutlar Garen ve ordusunu peşindeydi. Şehirde aileler canlarının dönmesini büyük bir heyecan ile bekliyordu askerler kaleye giriyordu herkes kendi çocuğunu,kocasını,babasını bekliyordu bir süre sonra heyecanın yerini merak merakın yerini korku korkunun yerini ise hüzün aldı kara bulutlar hüzün yağmuruna dönüştü şehit ailelerinin yüreğini serinletmek için adeta. Şehit askerlerin anısına Blot'un etrafına masalar kuruldu ilahiler söylendi kimsenin ne neşesi nede iştahı vardı geriye dönen askerlerin zihinlerinde yardım isteyen arkadaşlarının sesleri ve en kötüsü de kan kokusu geliyordu her nefes aldıklarında sadece gözyaşı ve acıyı dindireceği düşüncesi ile içilen şaraplar vardı masalarda. Garen de bir masada oturmuş içten içe kendini yiyordu bütün bunların daha başlangıç olduğunu biliyordu eline içkisini aldı masasının üstüne çıktı ve sürdürdü " Bu akşam karanlık ve zulüm ün karşısında kahramanca canlarını feda edenleri anıyoruz şehitlere
selam olsun". "SELAM OLSUN" diye sürdürdü Slider River
Garen sabah bütün komutanlarını şafak atmadan topladı. " Buraya sizi toplamamın nedeni yaşadıklarımızın başlangıç olması daha fazla kalede tıkılıp kalamam İlos'un bizim için hazırladığı zırhlar 1 aya kadar elimize geçecek bende bu süre zarfında en yetenekli askerlerden oluşan 1.000 kişilik bir bölük toplayacağım ve seferler düzenleyeceğim" dedi. Diğer komutanlar Garen'e bir şey olamasın dan korkuyordu ama Garen bir askerdi neticede Slider River da turnuvalar düzenlenmeye başladı askerler sadece güç değil çeviklik,stratejik zeka, kıvraklık,gizlilik gibi birçok konuda sınavdan geçiyorlardı Garen bu bölüğe umut anlamına gelen Molben ismini taktı gittikleri yere umudu götürsünler diye.
Umut kimi insanlar için çok uzak bir limandır buraya kulaç atarak gidemeyeceklerini bilseler de yinede çabalarlar böyle zamanlarda insanlar bir birlerine destek olmalı değil mi ? İnsanlar bazen umutları yerine canlarını vermeyi tercih ederler böyle zamanlarda hayatı karşısındakinin insafına kalır.....
