2. Bölüm Sıra Arkadaşı

43 3 0
                                    

Her karesi zenginlik kokan bu okula hep birlikte girdik. Okul büyük binalardan, voleybol ve basketbol sahalarından, bir sürü banktan ve kocaman bir bahçeden oluşuyordu. Derin bir nefes aldım ve kızlara baktım ikisi de büyülenmiş gibi etrafa bakıyordu. Bengü sonunda şoktan çıkıp
"Vay anasını nasıl bir okul bu? Baksana bir sürü yakışıklı var." Diye bir tepki verdi. Esra da
"Aynen gelsin yakışıklılar." Deyince ikisine bakıp kafamı onaylamazsa salladım. Ben etrafı incelemeye dönerken bileklerimi sıkan iki elle tekrar kızlara baktım. Ikisi de büyülenmiş bir şekilde bir yere bakıyordu. Baktıkları yere döndüğümde üç tane çocuğu kestiklerini farkettim. Bileklerimin kangren olma ihtimalini bildiğim için ellerinden kurtardım. Çocuklardan ikisi sıcak kanlı insanlara benziyordu ama ortada oturan hiç sıcak kanlı birine benzemiyordu. Daha çok sert bir yüz ifadesi vardı. Ben bunları düşünürken çocuk Esra ve Bengü'ye bakıp yanındaki arkadaşlarına döndü ve birşeyler söyledi. Aralarında küçük bir diyalog geçtikten sonra çocuk bana dönüp tam gözlerimin içine bakmaya başladı. Açıkçası gözlerimi ondan alamıyordum ama bir o kadar da ürkütücüydü bakışları. Gözlerinde bir sürü ifade vardı ama ben çözemiyordum. Bu bakışmada gözlerini ilk çeken ben oldum. Daha fazla burda durmamak için kızlara işaret verdim ve birlikte müdürün odasına ilerlemeye başladık. Müdürün odasına gidip sınıfımızı öğrendik. Sınıfımız 11/D idi. Sınıfı biraz dolandıktan sonra bulabilmiştik. Sınıfın kapısını tıklattım ve içeriye girdik. 30'larının sonunda bayan bir öğretmen ders anlatıyordu tahtaya baktığımda yazar adlarıyla karşılaşmam dersin edebiyat olduğunu  anlamama neden oldu. Sınıfa göz attığımda kızların büyüklenerek baktığı çocukların ve soğuk bakışlı o çocuğun da bu Sınıfta olduğunu farkettim. Ne büyük şans(!) ama. Daha fazla etrafa bakmadan hocamıza döndüm ve yapmacık bir gülümseme yolladım. Aynı şekilde karşılık verdikten sonra
"Merhaba çocuklar ben edebiyat öğretmeniniz Ayşe Serin. Bulduğunuz boş yerlere oturun." Dedi. Ben kızlara nereye oturacağımızı soracakken onların çoktan toz olup sabah gözlerine kestirdikleri çocukların yanına oturduklarını farkettim. Derin bir nefes aldım ve boş yer aramaya başladım. Öğretmenin
"Canım tek boş yer Ahmet'in yanı oraya otur." Demesiyle gösterdiği yere baktığımda Ahmet dediği çocuğun aslında sert bakışlı çocuk olduğunu farkettim. Oflaya puflaya oraya doğru ilerledim. Çantamı sandalyeye astıktan sonra yerime oturdum. Ona döndüğümde hiç bu tarafa bakmayıp sadece kalemiyle oynadığını gördüm. Kahverengi gözleri, karamel rengi gözleri, ne ince ne kalın dudakları ve kusursuz yüzüyle oldukça yakışıklıydı. Ben bunları düşünürken yamuk bir gülüşle bana döndü ve
"Daha ne kadar beni izlemeye devam edeceksin?" Diye sordu. Ben bir insanı bu kadar fazla incelemenin ve yakalanmanın verdiği utançla yavaşça başımı yere eğdim. Sonra da dersi dinlemeye başladım. Yaklaşık 20 dakika sonunda hocamız bizi serbest bıraktı. Kızlarla konuşacağımızı düşünürken onların çoktan o yakışıklılarla konuşmaya başladıklarını gördüm. Önüme döndüm ve cebimden telefonumu çıkarıp oyun oynamaya başladım. Bir dakika kadar sonra
"Merhaba ben Kaan." Diye tanımadığım bir ses duydum. Kafamı kaldırdığımda ön sıramızda oturan siyah saçlı ve kahverengi gözlü bir çocuğun bana gülümseyerek el uzattığını gördüm ve bende gülümseyerek elimi uzatıp elini sıktım.
"Memnun oldum ben de Azra." Dedim.
"Yeni geldiğin için okulumuzu sana ben gezdirebilirim." Dediğinde memnuniyetle gülümsedim ve
"Zahmet olmasın?" Diye sordum. O da
"Lütfen zevk duyarım Madam." Deyip elimi nazikçe ölünce kıkırdamadan edemedim.
"Sessiz olun!" Duyduğum sesle elimi Kaan'ın elinden nazikçe çekip bize sinirli gözlerle bakan Ahmet'e döndüm. Ben tam tersleyecekken Kaan
"Tamam sessiz oluruz. Azra neden yanıma gelmiyorsun? Hem Ahmet'in de istediği olur." Dedi. Ben de tamam dedi ve yanındaki çocukla yer değiştirdik. Kaan ile biraz sohbet ettikten sonra yanımıza Esra ve Bengü geldi. Ikisi de Kaan'a selam verince o da aynı şekilde karşılık verdi. Sonra Bengü bana döndü
"Azra seni yalnız bırakmak istemezdik ama Mesut ve Yağız bize okulu gezdirecek." Dedi.
"Mesut ve Yağız?" Diye sordum. Esra da
"Sabah kesiştiğimiz çocuklar çok tatlılar değil mi? Özellikle de Mesut?" Deyince Esra'nın Mesuttan Bengü'nün de Yağız'dan hoşlandığını anladım. Sonra da gülümseyerek
"Sorun değil zaten Kaan bana okulu gezdirecekti." Dedim. Kızlar da bana muhip bakışlarından yollayıp sıralarına geri döndüler. Sil çaldığında Kaan ile birlikte okulu gezmeye başladık ama tabi ki süremizin yetmeyeceğini bildiğim için en temel yerler olan kantin,lavabo ve öğretmenler Odası'nın yerlerini öğrendim. Zil çaldığımda sınıfa girdik. Sıradan bir okulun gününden sonra çıkış zeki çalınca kızların yanına gittim. Yanlarında Mesut ve Yağız vardı. Onlar beni görünce sıcacık gülümsediler. Ben de aynı şekilde karşılık verdim. Kahverengi saçlı  olan elini  uzattı.
"Merhaba ben Mesut ve sen de kızların çok bahsettiği Azra olmalısın." Dedi. Ben de
"Merhaba ben de tahmin ettiğin gibi Azra memnun oldum ama kızların benden bahsettiğinden haberim yoktu." Deyip ikisine de sonra görüşeceğiz bakışımı atıp Mesut'a geri döndüm. Sadece gülümsemekle yetinen Mesuttan sonra siyah saçlı olan çocuk elini uzattı.
"Ben de Yağız memnun oldum." Deyip gülümsedi. Elimi uzatıp sıktım ve
"Memnun oldum Yağız." Deyip gülümsedim. Biz sohbete dalmışken kafamı çevirmem ile kırmızı görmüş Boğa gibi bizim olduğumuz tarafa bakan bir adet Ahmet görmem ile nasıl kaçacağımı şimdiden düşünmeye başlamıştım.
Merhaba ben Bengisu ikinci yazarınız. Öncelikle şunu dile getirmek istiyorum bölümleri yazmadan önce birinci yazarla Konuşuyoruz fikirleri birleştirip ortaya çıkardığımız bölümü paylaşıyoruz o Yüzden bunu birinci yazar Yazmış bunu ikinci yazar Yazmış diye birşey yok tüm Bölümler iki yazara aittir. Bu arada Azra ve Bengü karakterleri değiştirilmiştir. Yorum ve votelerinizi bekliyoruz. Multimedyada geriye kalan karakterler var Kaan diğer bölüm gelecek.

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin