Bölüm 3

117 7 0
                                    

"Esra saçmalama ne diyorsun sen?"

İlk tepkiyi kardesimden almıştım. Tolgaya bakıyordum gözlerinin içine. Sadece susuyordu. Anlamaya çalışıyordum gözlerinden o da olmuyordu.

"Şakaydı değil mi Esra?"

"Tabii ki de şakaydı Berna. Bulmuşum Tolga gibi birini bırakırmıyım hiç"

Yapamamıştım. Yine olmamıştı. Kollarımı boynuna dolayıp kokusunu içimin en derinlerine kadar çektim. Geri cekildiğimde gözlerindeki o bakış değişmemişti. Farklı bakıyordu.

"Arkadaşlar geldiğiniz için teşekkür ederiz. Ama eğlence bu kadar. Biz çıkıyoruz."

Lafı bile henüz bitmeden kolumdan çekip beni dışarıya çıkardı. Hatta attı desem daha doğru olur. Gösterdiği tepkiye anlam veremiyordum.

"Ne yapıyorsun sen ya?"

" Kes sesini. Bin arabaya"

"Ne diyorsun sen Tolga. Kendine gel! Sakinleş. Ne yapmaya çalışıyorsan bu şekilde olmaz." diyerek kolumu ondan kurtardım. Üzerime doğru yürümeye başlamıştı.

"Korkutuyorsun beni." Hiç böyle görmemiştim ki onu.

"Kork. Kork diye yapıyorum zaten."

"Hey hey! Kendine gel Tolga. Ne bu sinir?"

Kardeşim önüme geçip onunla benim arama barikat kurmuştu. Tabii bir de seyircilerimiz vardı artık. "Mert çekil önümden. Bin arabaya Esra!"

"Binmiyorsun arabaya falan içeri geç. "

"Bin yoksa kötü şeyler olacak!" Ne Tolga'nın ne de Mert'in dediğini yapabiliyordum.

"Ne yapacaksin lan ne yapabilirsin sen!" demesiyle Mert'in yumruk yemesi bir oldu.

"Bunu yapacağım" Ben daha kendime gelememişken kolumdan çekip beni arabaya sürükledi.

"Yapma yapma lutfen. Meeerrtt!" İnsanlar sanki bu durumu izlemekten zevk alıyorlar gibiydi. Biri de yardım etmek için gelmiyordu. Öldüreceklerdi birbirlerini.Arabadan çıkabilmek için içerde bir şeyler arıyordum ama yok olmuyor.

"Yapmayın lütfen! Mert, Tolga durun ikinizde. Yardım etsenize! Çıkarın beni burdan!!!" Kimse bana aldırış etmiyordu. Vicdansiz herifler.

"Durmazsaniz kendi canima kıyacağım!" Tamam belki dışardan klişe görünebilir. Ama tek kozum arabayı kurcalarken gördüğüm maket bıçağıydı. Sonuna kadar da bunu kullanacaktım. Hem nasıl olsa ölmeyecek miyim? Sadece sebep değişir.

"Siz birbirinizi öldürürken sizi mi seyredeceğim ben" Bu sefer dikkatlerini çekebilmiştim. Elimde bıçak var ve ben onu boynuma dayamışım. Bu sefer bakma sırası onlardaydı.

"Tamam hadi bırak onu Esra. Eve gidelim in arabadan." Mert Tolgadan önce davranıp kapıyı açmıştım. Elimi boynumdan uzaklaştırmadan yavaşca arabadan inip ikisinin de uzağına gittim.

"Esra bır..."

"Sen sakın konuşayım deme Tolga sakın!" lafını tamamlamasına izin vermemiştim. Bugün beni çok şaşırtmıştı. Şimdiye kadar tanıdığım, gördüğüm Tolga değildi bu.

"İkinizde konuşmayın. Sizin söyleyeceklerinizi duymak istemiyorum. İkinizi de görmek istemiyorum. Kendinize baksanıza siz. Ne yaptığınıza bakın bir. İkinizde uzak durum benden!" Her şeyin bu hale gelmesine ben neden olmuş olabilirim. Ama bu kadar ileri gitmeyeceklerdi. Toparlamaya çalıştıkca daha da batırmıştım her şeyi.

Onlardan uzaklaşınca patronumu arayıp işten ayrılmak istediğimi söyledim. Başta kabul etmese de izin yap kendini toparlayıp geri gel dese de en sonunda kabullenmişti. Uzaklaşmak sanırım hepimize de iyi gelecekti.

Eşyalarımı toparlamış biletimi almıştım. Artık hazırdım buradan gitmeye. Tedaviyi de bırakacaktım. Hastalık bir yandan yaşattıklarım, yaşadıklarım bi yandan yormuştu. Hayat bana ne getirirse onu kabullenip yaşayacaktım bundan sonra.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bilinmezliğe DoğruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin