Dolunay'dan
Onun yanından hızla kaçmıştım. Yoldan taksi çevirmek istedim. Bu yüzden yürümeye karar verdim. Okullar karşı karşıyaydı. Ev yurda yakındı.
Eve geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim ve hızla kapıyı kapattım. Kapının arkasına, yere doğru oturdum ve ağlamaya başladım. Ağlamayı sevmiyordum bu beni güçsüz gösteriyordu ve güçsüz biri değildim. Simay koşarak yanıma geldi bana sarılıp,"Aman Allahım ne oldu sana, iyi misin biri mi zarar verdi?"
Ona 'oğlun beni öpmek istedi ve bende onu ama bu yanlış olduğu için vazgeçtim ve şu an sinirden ağlıyorum' DİYEMEZDİM!."H-hiçbirşey sadece, yalnız kalabilir miyim lütfen?"
"Tabikide tatlım, konuşmak istersen buradayım."
Hızla odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Hala gözümden 2-3 damla yaş akıyordu. Uyumak istiyordum, ama o eve gelene kadar olmaz, yanıma gelirse onu göndermeliydim.
Az sonra dış kapıdan açılma sesi geldi ve Simay'ın 'merhaba' deyişi de. Gelmiş olmalıydı. Yatağın üzerinde oturdum ve kapı aralığından ona doğru bakmaya başladım. Çok geçmeden hızla odama girip kapıyı kilitledi."A-açar mısın kapıyı."
Deyip kapıyı açmaya çalıştım ama kolları buna izin vermedi."Açamam, beni dinlemek zorundasın."
"Dinliyorum."
"Evet seni öpmek istedim ve hâlâ da istiyorum. Bunun için benden nefret etme yalvarırım!"
"Senden nefret falan etmeyeceğim. Şimdi çıkar mısın lütfen?"
Elleri ile beni duvar ve kendi arasına aldı ve;"Bir daha kaçarsan yakaladığımda sakin olmayacağım."
Dedi ve odadan çıktı ben ise gülüyordum. Pat diye birden odaya geri gelip,"Gördüm, güldün! Haha!"
"Defol."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Sabah uyandığımda aklıma bir fikir gelmişti. Bu evdeki 2 kişiyide ilgilendiren bir fikri. Yataktan kalkıp Ediz'in odasına doğru gittim kapıyı açtığımda karşımda uyuyan bir Ediz vardı. Hemen yanına gidip onu uyandırdım.
"Delirdin mi sen?"
"Hayır, sana birşey söylemeye geldim."
"Konuş prenses."
"Annen, seni çok seviyor ama sen sevgini göstermiyorsun. Yani diyorum ki bugün hepimiz biryere gitsek?"
"Güzel olur."
Belimden tutup beni yanına yatırdı. Ben ise kalktım."Hey şimdi gidip anneni kaldır hadi!"
"Pekala!
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dışarıdaydık ve Simay çok mutlu görünüyordu. Bu beni de mutlu ediyordu. Hayatımı değiştiren bir kadını mutlu etmek hiçte zor değildi. Simay sorular soruyor Ediz ve ben de cevaplıyorduk. Simay'ın bir sorusu sessizliği getirmişti.
"Evet hoşlandığınız birileri var mı bakalım?"
Bunu ikimizde sormuştu."Hayır ve hoşlanmayı düşünmüyorum." İlk cevap veren bendim.
"Niçin?"
"Erkeklere güvenmiyorum, Ezgi hanım annemi görmüş beni bırakırken neden bıraktığını da sormuş ve oda babam olan pisliğin onu bıraktığını söylemiş. Ezgi hanım bunu anlattıktan sonra hiçbir erkeğe güvenemez gibi hissediyorum."
"Tatlım, üzüldüm ee konuyu kapatalım."
Simay'ın telefonu çaldı ve hemen bir toplantıya gitmesi gerektiğini söyledi. Sonra Ediz,"Bana güvenmiyor musun?"
"Emin değilim, ama asla güvenilmez biri değilsin."
"Gidelim."
"Nereye?"
"Seni özel bir yere götüreceğim."
Elimi tutup yürümeye başladık...Bir ormana gelmiştik biraz daha ilerlediğimizde küçük bir kulübe vardı. Oraya doğru gidiyorduk içeri girdik."Burayı babamla birlikte yapmıştık, burayı çok severdim..."
"Evet çok güzel."
"Artık çocukkenki gibi hissetmiyorum, annem babamı hep çok sevdiğini söylerdi ama bir gün boşanmak istediğini söyledi, o günden sonra babam iyi olmadı. Anneme güvenimi yitirdim. Kadınlara güveniyorum."
"Ben çok üzgünüm, hey şu güvenilmez kategorisinde bende var mıyım?"
"Sen asla aşşağılık biri olmazsın."
Ona sarıldım hikayesi çok derindi, oda yaralıydı. Annesine her baktığında yarası kanıyordu.
Geri çıktığımda,"Sen benim için çok değerlisin, sana bakınca sanki hiç kötü anılarım olmamıştı gibi hiç hissetmemişim gibi.. güvenebilirmişim gibi..."
"Ediz--"
Baş parmağını dudağımın üzerinde gezdiriyordu. Dokunuşları çok nazikti. Onun tek istediği benim istediğimdendi "SEVMEK".
Ediz yaklaştığında geri çekildim ve o,"Neden bana işkence ediyorsun neden izin vermiyorsun neden?!--"
Onu ellerimle de susturabilirdim ama sanki dudağımı kullanmak onu sakinleştirmişti ve artık konuşmak yerine karşılık veriyordu...