Ediz'den
Ona sarılarak uyumuştum, bu değişikti, hemde çok. Dün yemek yedikten sonra o odasına gitti ve annem de bana 'ona kardeşinmiş gibi davranmalısın' demişti. Ama ona üstüme düştüğü günden beri farklı şeyler hissediyordum.
"AĞABEYCİĞİM kalk!"
Bana 'ağabeyim' demişti. İşte bu beni sinirlendirmişti.
"Bir daha bana 'ağabey' dersen--"
"Evet ne yaparsın? Ağabey!"
Ona hiçbirşey yapamazdım. Yapmazdım.
"Hey siz neden bağrışıyorsunuz?"
"Saçmalıyor işte!"
"Hey kız kardeşine düzgün davran!"
Annem hâlâ ona öyle hissetmediğimi ve hissetmeyeceğimi biri anlasın artık!
Bugün yılsonu Balosu vardı ve ben... kimseyi bulamadım. Belkide Burcu? Yok yok.
Kahvaltı için anneme yardım ediyordum, Dolunay da oradaydı tabaklara uzanmaya çalışıyordu. Onun yanına gidip arkasından rafa uzanarak tabakları aldım ve ona uzattım o ise elimden alıp yüzüme bile bakmadan masaya doğru gitti.
Tabakları yerleştirirken kolundan tutup,
"Özür dilerim, sana bağırmak istememiştim."
"Sorun değil."
"Neden surat asıyorsun?"
"H-hiçbirşey asımıyorum."
Dedi ve güldü. Bende yedim.
"Hadi ama yalan söyleyemiyorsun bile."
"Sınıftaki herkes kendine balo için birini bulmuş ve bende sap kaldım. Anladıysan görüşürüz."
Aha!
"Dur!"
"Ne?"
"Benimle gel, bende kimseyle gitmiyorum?"
"Ne, ciddi misin."
"Evet, gelirsen sevinirim--"
"Olur!"
Gülmekten başka çarem yoktu.
"Gel sana birşeyler alalım hadi."
"Senin alacaklarını giymeyeğim, beni oraya bıraksan?"
"Tamam ama kayıp olma."
"Telefon kartım var, ararım."
Annem ona herşeyi almış ama telefon almamış vay canına.
"Tamam benim bir işim var yarım saat kadar sürer ondan sonra hemen seni götüreceğim."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Evet ona telefon almıştım. Ve kapıdaydım. Kapıyı o açtı. Paketi ona uzattım ne olduğunu bilmiyor gibiydi açtığında,
"Telefon çok teşekkürler."
Dedi ve sarıldı. Sanırım bu hareketi beklemiyordum.
Arabaya binip alışveriş merkezinin önünde onu indirdim ve eve döndüm bende hazırlanmalıydım.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dolunay'dan
Onunla gidecektim. 'AĞABEYİMLE' ona bunu söylediğimde genelde sonu bağrışma ile bitiyor.
Bugün alışveriş merkezinden pembe üzerinde gözler olan bir kazak aldım ve yeşil bir etek.(medyada var) Ufaktan göbeğim açılıyordu, bana gülenleri şimdiden duyuyordum. Kimin umurundaydı! 8'de gidecektik ve saat 7'ye 5 vardı. Koşarak banyoya girdim. Ve duş aldım. Çıktığımda saçlarımı kurutup düzleştirdim. Ve giyindim. Ayakkabı olarak sadece pembe kazak ile ayni renkte bir bot vardı. Aşağıya koşarak indim ve beni durduran Simay'dı.
"Heey kiminle gidiyorsun tatlım?"
Ona Ediz'le demeli miydim.
"Ş-şey ben Ediz'le. Tuhaf olduğunu biliyorum ama--"
"Tuhaf falan değil iyi eğlenceler canım ikinizde."
Ona sıkıca sarıldım o çok iyi bir kadındı.
"Dolunay, makyajını yapmamı ister misin?"
"Elbette."
O kadar fazla şeyler getirmedi sadece çok açık pembe bir ruj ve rimel.
"Sen diğerleri gibi olmak zorunda değilsin, kıyafeti bile o kadar farklı ki, kötü değil çok güzel."
Makyajım bitmişti 3 dakika sürmüştü. Saat 7'48 di Ediz nasıl olmuştu cidden merak ediyordum.
Kapıya çıktım ve Ediz kapıdaydı. Bana doğru geldi, üzerinde lacivert bir pantolon üzerinde ise beyaz bir gömlek vardı saçları ise... ÇOK 'tatlı'
"Çok farklı, cok güzel."
"Teşekkür ederim, seninde saçların öyle."
Küçük bir kahkaha attıktan sonra arabaya bindik.
Ve gelmiştik, arabadan indik ve okula doğru ilerliyordum ki Ediz elimi tuttu ona şaşkın bakışlarımı yollarken o hala elimi tutuyor birlikte okulun içine giriyorduk.
İçerideydik Ediz birkaç çocukla selamlaştı böyle yarım saat geçti. Sonra Ediz ikimizde ayağa kaldırdı.
"Sakın ol tamam dans edeceğim."
"Dolunay."
"Efendim?"
"Bak biz kardeş değiliz bunu sende bende çok ama çok iyi biliyoruz. Açıkçası. Üzerime düşmeseydin ne yapardım ben?"
"Ediz ne saçmalıyorsun?"
"Sen sormuştun neden kardeş duyguları besleyemem falan dediğimi. Bak sana en başından beri farklı hissediyorum."
Ne yani düşündüğüm şey miydi.
"Şimdi bunu yapmazsam sanırım bir daha yapamayacağım prenses."
"Ediz --"
"Ne.."
"Yapma, Simay ne nasıl düşünür beni yine yurda gönderir belki yalvarırım yapma."
"Olacaklar umrumda değil isterse beni öldürsün ama seni evden asla yollamaz seni çok seviyor."
"Bunu yapamazsın."
"Yapabilirim."
"Açık konuşsana neyi yapacaksın?!"
"Anlamadın mı. İzin ver göstereyim."
İyice yaklaştı, beni öpmesine izin veremezdim. Gözleri kapalıydı ve oradan kaçtım.
