2/Matthew Espinosa

3.6K 168 52
                                    

Türkiye'de Magcon boys'un hayranı ola az sayıda kişi olduğumuzu biliyorum ki newbornları saymıyorum. Ben bu hikayeye zaten bunu bilerek başladım. Fakat bir süre sonra bendeki imaginelerde tükenecek bu yüzden yabancı imagineleri sizler için çevirebileceğimi düşündüm. Mümkünse fikrinizi yoruma belirtir misiniz?

VE İKİNCİSİ İSE ÇOK ÖNEMLİ. FARKINDAYIM BU BİR SHAWN IMAGINE'İ DEĞİL AMA EĞER SHAWN'NIN TÜRKİYE'YE GELMESİNİ İSTİYORSANIZ TWITTER'I OLAN #GetShawnToTurkey TAGINA YARDIM ETSİN. OLMAYANDA TWITTER AÇIP YARDIM EDEBİLİRSE ÇOK SEVİNİRİM. BUNU ARKADAŞLARINIZA YAYIN. ONLARDA EN AZ ÜÇ TWEET ATSINLAR. BU CİDDEN ÇOK ÖNEMLİ. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.
(bu bizim açtığımız bir tag değil. Dünya genelinde oluşturulan bir etkinlik. Her ülke kendi adına tag açıp tweet atıyor.)

***

Sokaklar boş ve hava oldukça güzel. Kaykay kaymak istiyorsun ve evden çıkıyorsun. Birine çarpmayacağını düşünerek bir yandan da telefonunla ilgileniyorsun. Daha da hızlanmaya başlamışken birine çarpmanla telefonun elinden uçuyor ve sende poponun üzerine düşüyorsun. Çarptığın kişi telefonu havada yakalıyor ama seni yakalamaya tenezzül bile etmiyor. Ellerini birbirine vurarak temizledikten sonra kendi kendine kalkmaya çalışırken bir yandan da çarptığın kişiye sinirle söyleniyorsun,

"Sen baya kibarmışsın."

Çocuğun sesinden gülümsediği belli oluyor,

"Öyle derler."

Sesi bir yerden tanıdık geliyor. Kalkmak için yerde cebelleşirken en sonunda kalkıyorsun fakat kalktığın anda acı bir çığlık atman bir oluyor. Çocuk endişeyle konuşuyor,

"Ne oldu? İyi misin? "

Göz devirerek yüzüne bakıyorsun,

"Senc- . S-SEN MATT'SİN!"

Yavaş yavaş gözlerin doluyor. (Sizi bilmem ama ben görsem ağlardım çünkü onları gördüğümü düşündüğümde bile ağlıyorum.) Matt'e sarılmak için adım atıyorsun ama geri çekiliyorsun. Matt'de sarılman için açtığı kollarını indiriyor ve tekrar ne olduğunu soruyor,

"Galiba ayağımı burktum."

Gözlerini ayaklarından çekip onun yüzüne odaklıyorsun. Sesin biraz titrek ve güçsüz çıksada konuşuyorsun,

"Sana sarılamıyorum fakat seninle bir resim çektirmedende yanından ayrılmak istemiyorum Matt."

Onun elindeki telefonu göstererek,

"Acaba fotoğraf çekilebilir miyiz?"

Diye sorunca Matt kafasını olumlu anlamda sallıyor. Kilit ekranında kendi fotoğrafını görünce keyifle gülümsüyor ve kamerayı açıyor. ( kilit ekranında kilit yok.) Ona hafifçe yaklaşıyorsun ve gülümsüyorsun. Fotoğrafı çektikten sonra telefonunda bir şeyler yapıyor. Ne yaptığını merak etsende sallamıyorsun. Yani o Matt, senin telefonunda en fazla fotoğrafa tekrar bakıyor olabilir, saate bakıyor olabilir. Sana telefonunu geri veriyor ve seni evine bırakacağını söylüyor. İlk başta itiraz etsende seni ikna ediyor ve arabaya kadar senin gitmene yardım ediyor. Adresini sorduktan sonra en fazla 5 dakika süren araba yolculuğundan sonra sana yakında görüşürüz diyor fakat sen bunun sadece lafın gelişi bir cümle olduğuna ne kadar inanmak istemesende bu düşünceye teslim oluyorsun. Eve hızla girip kapının yanındaki minik pencereden onun gidişini izliyorsun ve kendini koltuğa atıyorsun. O kadar fotoğraf çekilmişsiniz şimdi o fotoğrafı twitterda kapak fotoğrafı yapıp paylaşmadan olmaz. Kapak fotoğrafında " Burası bir gün Matt Espinosa ile çekilen fotoğraf için saklanmaktadır" yazan fotoğrafı çekildiğiniz fotoğrafla kolaj yaptıktan sonra kapak fotoğrafı olarak ayarlıyorsun ve ayrıca Matt'i etiketleyerek paylaşıyorsun da,

"Şanssız günün şanslı saati ❤"

İlk dört favorinin içinde Matt'in olduğunu fark ediyorsun. Kısa süre sonra seni takip ediyor ve tam takibinin üzerine bir dm mesajı geliyor. Mesajda,

"Notlarına hala bakmadığını hissediyorum."

Gözlerin irileşiyor ve ona hızlıca mesaj atıyorsun,

"Notlarımda ne var?"

Bir kaç dakika içerisinde cevap geliyor,

"Hadi ama. Her şeyi ben mi söyleyeceğim? Bunu öğrenmek için notlarına bakmalısın (ismin)"

(İsmimi nereden biliyor diye düşünmeyin. Twitter bionuzda isminiz yazıyor.)

Kalbin dakikada bin kere falan çarpmaya başlamışken notlarda bir telefon numarası ve altında yazanları görüyorsun,

1********* (Amerika alan kodu +1)
İyileştiğinde bana mesaj at.
-Matthew Lee Espinosa

Dmden cevap vermeden evde büyük bir sevinç çığlığı atıyorsun.

3 GÜN SONRA

Öğle saatlerine doğru heyecanla Matt'e mesaj atıyorsun,

"İyileştim."

"Emin misin?"

"Elbette eminim Matt."

"Biraz geç iyileştin. Ben senin o notu okuyunca anında bana mesaj atacağını düşünmüştüm."

"Sana yalan söyleyemezdim ama şuan gerçekten iyileştim "

"Tamam."

"Tamam."

Daha sonrasında mesaja cevap gelmiyor. Ne yani bi bunun için mi ben o kadar heyecanlanarak ona mesaj attım diye düşünüyorsun ve suratını asıp mutfağa geçiyorsun. Dolabın kapağını açıp boş boş bakarken zil çalıyor. İlk başta heyecanlansanda bugün arkadaşının seni ziyarete geleceğini hatırlayınca göz devirip, ayaklarını sürüyerek kapıya gidiyorsun ,

"İçeri geç Brooke"

Deyip tam arkanı dönmüş koltuklara doğru geçerken Matt'in sesi geliyor,

"Sanırım sen Brooke'u bekliyordun. İstersen ben gidebilirim?"

Gözlerini büyüterek kapıya dönüyorsun,

"Neden geldin?"

Heyecanın sesinden belli oluyor. Matt kafasını eğerek gülümsüyor,

"O gün ayağını burktuğun için bana sarılamamıştın. Bana sarılan hayranlardan bir eksiğin olduğunu düşünmüyorum. Belki sende şu sarılma olayının gece yatmadan önce saatlerce hayalini kurmuştun. Buna sadece burkulan ayağının engel olmasını istemedim"

dedikten sonra yüzüne bakıyor ve kollarını açıyor. Hızlıca gidip sımsıkı sarılıyorsun. Sarıldığın gibi ağlamaya başlıyorsun,

"İyi ki varsın Matt. İyi ki sana aşık olmuşum. İyi ki senin hayranınım."

Boğuk gelen sesinden sonra Matt fısıldıyor,

"İyi ki bana aşık olmuşsun. İyi ki benim hayranımsın."

VERİ HEPİ SON 2 *-*

Magcon ErkekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin