3/CARTER REYNOLDS

2.5K 106 5
                                    

Bir kafede çalışıyorsun ve kafe eve servis yapıyor. Erkek çalışanların izinde olduğu bir gün olduğu için bu sefer senin eve servis etmen gerekiyor. Tek sorun sen motorsiklet sürmeyi bilmediğin için yürüyerek götüreceksin. Her şeyi aldıktan sonra yürümeye başlıyorsun. Hava kapalı gibi fakat yağmur yok ve sen kısa kollu t-shirt giyiyorsun. 10 dakika gibi bir süre yürüdükten sonra evi buluyorsun. Şu işkencenin çabuk bitmesini istediğin için hızlıca zile basıyorsun. İlk çalışta açılmıyor. Aslına bakarsanız iki veya üçüncü çalışta da açılmıyor. Tam dönüp gidecekken kapı açılıyor. Başını kaldırmadan çantanın içindeki yiyecekleri çıkarırken konuşuyorsun,

"Kapıyı daha erken açmaya çalışmalısınız efendim."

Karşında ki genç çocuk göz deviriyor,

"Belki boğuluyordum, belki özel bir andı. Bunları bilemezsin. Mümkünse söylenme."

Ona bir bakış atıp konuşuyorsun,

"21 dolar."

Çocuk bir saniye anlamında bir işaret yapıp içeri gidiyor ve o sırada yağmur yağmaya başlıyor. Gittikçe hızlanıyor. Buna bi lanet savururken çocuk içeriden bir ceket ve para ile geliyor. İkisinide sana uzatıyor. Ona anlamayan gözlerle bakıyorsun. Çocuk ilk başta gözleriyle parayı işaret ediyor,

"Bu yiyecekler için."

"Ciddi olamazsın."

"Şuanda bu dediğini umursamıyorum ve lafıma devam ediyorum. Ceket ise havanın kapalı olmasını bildiğin halde kısa kollu t-shirt giydiğin için."

İlk başta arkanı dönüp hızla yağan yağmuru görüyorsun ve sonra önüne dönüp çekinerek ceketi  alıyorsun. Kafanı o çekingenlik ile yere eğiyorsun,

"Bu ince düşüncen için teşekkür ederim. Fakat ben senin adını bile bilmiyorum. Ceketi sana geri nasıl vereceğim?"

İlk başta yaka adına bakıp tekrar gözlerini yüzüne dikiyor,

"Ama ben senin ismini biliyorum (isminiz). Zaten yarın kafeye uğrayacağım. Bunu pek sorun etme."

Masumca gülümsedikten sonra tekrar teşekkür edip kafeye dönüyorsun. Ve hala iyi insanların yaşadığını aklının bir köşesine yazıyorsun.

SONRAKİ GÜN

Kafenin yoğun olduğu saatlerde kapının içerisinden giren kişiye bakmadan en sonda ki masanın boş olduğunu söylüyorsun. O da sana cevap veriyor,

"Galiba çıkaramadın."

Yavaşça gülümsüyor. Kafanı kaldırıp çocuğa bakıyorsun ve sende gülümsüyorsun,

"Ah pardon ben yüzüne bakmamıştım. Bekle de ceketi getireyim."

Deyip arka taraftan ceketi getiriyorsun. Çocuk ceketin yıkanmış ve ütülenmiş olduğunu görünce seni taklit ediyor,

"Bu ince düşüncen için teşekkür ederim."

Deyince gülümsüyorsun,

"Sorun değil. Asıl ben teşekkür ederim."

"Pekala seninle daha çok sohbet etmek isterdim fakat kafe şuan çok yoğun."

Deyince çocuk anlayışla kafasını sallıyor,

"Bu arada adım Carter, Carter Reynolds."

"Tanıştığımıza sevindim Carter"

"Görüşürüz (isminiz)"

Kapıdan çıkarken ceketi üstüne geçiriyor. Ceketin içinden düşen notu fark edince yere eğilip hızlıca onu alıyor. Notda telefon numaran ve 'Böyle iyi bir insan olduğuna göre bir konuşalım bence' yazıyor. Carter bunu okuduktan sonra arkasını dönüp sana bakıp otuz iki dişiyle gülümsüyor. Sende ona en şirin gülümsemeni yollayıp zarifçe elini sallıyorsun.

VERİ HEPİ SON 3 *-*

Magcon ErkekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin