Merhaba! Diğer hesabımdan ayrılıp bu hesaba gelerek doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum. İyi okumalar diyerek de gidiyorum. Multimedya Poyraz bu arada. *-*
Hoş çakalın!
Poyraz Çağlayan
''Poyraz Bey, yeni bir hasta randevu istedi. Özellikle sizin olmanız konusunda ısrarcı. Boş vaktiniz de yok. Ne yapayım?''
''Cumartesi günü, saat 2'den sonra boş olduğumu hatırlıyorum. Pazar tatili yeterli bana. O güne ayarlayabilirsin.''
''Peki, efendim.''
Kapının kapanmasıyla tekrar bilgisayarıma dönüp yarım kalan işlerimi halletmeye başladım. Dün geceden kalma biraz uykusuzdum, bu yüzden de yanı başımda iki tane boş kahve fincanı vardı. Yarım saat önce ayrılan, iki seansı olan ve ikinci seansını da bugün bitirmiş olduğum hastamın dedikleri vardı aklım da aynı zamanda. Oğlu olmasa intihar edecek kadar ne yaşamış olabilirdi bir kadın? Anlatamıyordu her şeyi ama tek dayanağının oğlu olduğunu söylüyordu. Derdini anlatıp giden sıradan bir hastaydı. En azından bir yakınını kaybetmemişti, yada psikiyatrik bir vaka değildi.
Yeni aldığım bej rengi rahat koltukta geriye yaslanarak, zihnimi arındırdım. Aynı düşünceli halimle diğer hastaya geçemezdim. Telefonun çalmasıyla ceketimin cebinden çıkartıp, ekranda yazan ismi görünce aramayı sonlandırdım. 2 hafta önce ayrıldığım eski sevgilimdi. Arkadaşlarıyla hakkımda yaptığı dedikodular yüzünden ilişkimiz yürümemişti. Bende sonlandırarak ikimiz için en iyisini yapmıştım. Telefonun tekrar çalmasıyla derin bir nefes verip açtım.
"Efendim Pelin?"
"Nasılsın?"
"İyiyim. Ne oldu?"
"Çalışıyor musun?"
"Evet. Ne oldu?"
"Aramak istedim sadece, bir mahsuru mu var?"
"İşim var Pelin. Kapatıyorum.."
"Hep böyle yapıyorsun zaten. 'İşim var Pelin.' 'Daha sonra Pelin.' İkinci plan olmaktan sıkıldım ben Poyraz. Gör beni biraz. Senin için yaptıklarıma bir bak."
"Hatırlatırım Pelin, biz ayrıldık. Kendine iyi bak, hoşçakal."
"Se-"
Ve telefonu kapattım.
Kaba davrandığım doğruydu ama sürekli aynı konuları açmaktan sıkılmıştım. Telefonu elime alıp, sekreterim Yasemin'e bir kahve daha getirmesini söyledim. Beş dakika sonra bir lise öğrencisiyle randevum vardı. Eskiden derslerine çok çalışırken bir anda etrafında hiç tanımadığı insanları görmeye başlamış. Bu yüzden de artık eski çalışma temposunu bile yakalayamadığı için ailesi bana başvurmuştu. Ancak ben, durumunun kötüleşebileceği ihtimaline karşı psikiyatri bir arkadaşıma yönlendirmiştim. Ailesi ise ilaçla tedavinin oğullarının sağlığını bozmaktan başka bir işe yaramadığı düşüncesiyle bir iki seanstan sonra tekrar bana yönlendirmişti. Kapının tıklatılmasıyla bakışlarımı o tarafa çevirip ''Gel.'' dedim.
''Poyraz Bey, Mete Bey geldi. Ve bu da kahveniz.''
''Teşekkürler.''
Boş bardakları alıp kulpundan tuttuğu üzerinden hafiften duman çıkan bardağı masama bıraktı.
Yasemin dışarı çıktığında kapıdan giren Mete'ye gülümseyerek baktım. Kapıyı arkasından kapatıp her zaman ki oturduğu koltuğa uzanıp, gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOLOG ♛
RomanceBen Poyraz ÇAĞLAYAN. Bir çok kızla takılmış ama kendine uygun birini bulamamış 24 yaşında bir psikoloğum. Hastalarıyla arasındaki ilişkileri iş dışına pek taşımayan ama hayatıma giren renkli çoraplı kızla her gün buluşmaya başlayarak tüm dengesini a...