Siyah Adam

85 7 4
                                    

Bütün herkes panolara doğru gitmeye başladı bizde kalabalığı takip edip panolara doğru ilerlerken müdür yanımıza gelip

''Adrian ve Colin beni takip edin. '' dedi kızgın bir ifadeyle ve ilk kez yavaşça yanımızdan uzaklaşmaya başladı. Biz Adrian ve Colin' e şaşkın bakıp

''Ne oldu ?'' diye mırıldanırken onlarsa ürkek bir yüz ifadesiyle bize bakıyorlardı. Bir kaç saniye sonra onlarda hızla müdürün yanına doğru gidip arkasından yavaşça yürümeye başlamıştı. Bizde ne olduğundan habersiz peşlerinden baka kaldık. Panolara bakmayı unutup bizim odaya çıkıp koltuklara oturup Adrian ve Colin ' i beklemeye başlamıştık. Yaklaşık 20- 25 dakika geçmişti. Kimse konuşmuyordu çünkü, herkesin kafasında müdür neden Adrian ve Colin'i çağırdı ? diye sorular dolanıyordu. Sıkılmıştım artık sessizliği bozmaya karar verip

''Ben içecek bir şeyler getireyim limonataya ne dersiniz ? '' diye gülümseyip ayağa fırladım. David 'e sanki ben konuşunca rahatlamış olacak ki yayılarak

''Hayır demeyiz Edina.'' dedi ve yüzüne sevimli bir gülümseme yaydı. Mutfağa gidip dolabı açıp limonata şişesini elime aldım dolaptan uyumlu sarı bardaklarımızı çıkartıp içecekleri doldurdum üzerlerine de bir yaprak nane koyup süsleyip tepsiyle birlikte salona gidip servis ettim. Biz limonatalarımızı yudumlarken kapı çaldı. Ben kapıya yakın oturduğum için kapıyı ben açmaya yöneldim.

''Geldiler herhalde sonunda.'' diye söylenirken kapının kolunu çevirip kapıyı yavaşça açtım ve karşımda Kenn 'le Lucy vardı. Gözlerimi normalinden daha fazla açarak onlara baktım ellerinde bavullarla kapımızın önünde dikiliyorlardı. Kendimi toparlayıp

''Sizin ne işiniz var buarda ?'' diyip kaşlarımı çatarak onlara baktım. Kenn sinsi gülüşünü yaparak odaya girmeye kalktı ama bu sefer izin vermeyerek ve birazda ayarını kaçırarak Kenn'i geri ittim. Kenn karşı odanın duvarına tutunarak doğruldu bana doğru yaklaşıp

''Yeni oda arkadaşlarını böyle mi karşılıyorsun Edina çok ayıp '' dedi ve ben şok nasıl yanlış duydum değil mi ben Kenn ' le aynı oda da kalacağım hemde Lucy 'le birlikte.

'' Böyle bir şey mümkün değil Kenn o yaptıklarında sonra seninle aynı odada kalmam. Asla kalmam. Şimdi git buardan '' dedim ama nafile hiç işe yarar mı ? tabiki yaramadı. Kenn yanımdan geçip odaya girdi. Lucy 'de bana gülümseyip Kenn'i takip etti. Ben kala kalmıştım kapının önünde. Bir kaç dakika odanın kapısında durup boşluğa bakiyordum taki Cara yanıma gelip

''Edina ne işleri var burada içeri gel hadi '' diyene kadar kapıyı hızlıca kapatıp içeri geçtim. Kenn koltuğa oturmuş öne doğru eğilmiş ellerini birleştirmiş ve kaşları çatık bir şekilde Davide' e bakıyordu. Bazen Cara'ya bazen ban bakıyordu. Cara dayanamayıp Kenn 'in önünde durup omzunda hafif bir şekilde ittirerek

'' Sen ne iğrenç bir adamsın Kenn ne işin var burada ? Niye geldin sen ? Beni delirtmeye mi çalışıyorsun ? Hemen çık odamdan. HEMEN !'' dedi. David'le birbirimize bakıp tekrar kafalarımızı Cara' yla Kenn'e çevirdik. Kenn

''Odam derken Cara ? Burası benim artık ve ben seni odamda istemiyorum.'' dedi. Cara şaşkın şaşkın ve bir o kadarda sinirli bir şekilde Kenn' e bakarken ben de dayanamayıp söze karıştım.

''Neyden bahsediyorsun sen ? Ne demek git ? Burası Cara'nın da odası'' dedim. Cara' da giderse ben bu ikisiyle de kafayı yerdim. Cara gitmemeliydi. Kenn gözlerime kısa bir süre bakıp

''Yeter ! Defolup bakın panolara, anlarsınız o zaman neyin ne olduğunu şimdi çıkın siz ikiniz odadan '' dedi ve yatağa oturup uzandı. Lucy giysi dolaplarımıza yönelip.

Vampir GünlüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin