3.Bölüm "Ekin Su"

14 2 0
                                    

Neler oluyorrr? Neden ben bişey bilmiyorum. Neredeyse Koray' la çarpışmamızdan 1 hafta oldu. Ha siz bilmiyorsunuz. Pınar Hanım ortalarda yok. Bi andan Koray'dan yemek teklifi alıyorum. Bi andan Mert'ten.. Ne yapacağım bilmiyorum. Koray and Mert. Of offoofofooffofof. Sıkıntılı günleerr. En iyisi ikisininde red etmek. Ama neden? Mert'i boşver ama neden Koray bana yemek teklifi ediyor? Bana çarpışma için özür yemeği olduğunu söyledi. Ama hiç inandırıcı gelmiyor. Ne yapacağım günlük. Neden Mert'i boşveriyorum ? Koray'ın teklifi neden beni bu kadar ilgilendiriyor? Kafamda delice sorular?¿
-
Sabah zombi gibi uyandım desem inan yalan olmaz. 2 saatte kendime gelebildim. Ki okula da geç kaldım zaten. Okula vardığında ne henüz 2.derse girmemişlerdi. Mert'i sınıfın kapısında meraklı aceleli bi bekleyişler içinde buldum. Beni görünce yanıma doğru geldi.
"Nerelerdesin Ekiiinn?" dedi meraklıca. Bende gayet normal ve rahat bi pozisyonda:
"Geç kalktım. Niye ki???" dedim. Mert'i önümden iterek birşeyler söylemesine engel oldum. Mert bana karşı birşeyler hissediyordu. Bu zaten belliydi. Ama bende öyle bişey yoktu. Sanmıyorum. Ona bi cevap vereceksem önce bana karşı dürüst olmalıydı. Cevap derken yemek cevabı. Dürüst derken de itiraf tabii ki..
"Ekin?" sınıfa girerken Koray beni görmüş. Artık Koray'dan nefret ediyorum. Sebebini bilmediğim saçma bişey var içimde. Şu ana kadar sevdiğim çocuğa bitmeyecek bi kin beslemisim sevginin yanı sıra.
"Buyurun benim;?" dedim alaylıca. Şaşırarak yanıma yaklaştı.
"Gidecek miyiz bugün yemeğe?" dedi. Biraz şaşkın biraz meraklı birazda keyifli.
"Hayır." dedim kesin ve sinirli bi ses tonuyla. Aptal çocuk. Birşeyler söylemesine fırsat vermeden sınıfa girdim. Yine Mert'in yanina oturmak istemedim. Zaten Merve yerime oturmamişti. Kendi yerime geçtim. Kafamı sıraya gömmüşüm sanırım. Kafami kaldırınca bütün sınıfı basımda gördüm. Merve hariç tabii.
"Noluyo ya? Dağılın." dedim kesin ve herkesin duyacağı şekilde. Koray belirdi sınıfın kapısında. Mert yine yüzüme bakarak "Yüzün kıpkırmızı. Ağladın mı sen?" dedi fısıldarcasına. Ağlamamıştım ki. Sahi kaç dakika geçmişti , neden ders başlamamıştı?
"Yaaaaaaaaaa yeterrr. Bi gidin başimdan." diye bağırdım sabırsızca. Hepsi bi anda dağıldı. Rahatladım. Koray yanıma geldi onlar gidince. Mert bundan rahatsız olmuştu. Offffff.
"Neyin var Ekin!?" dedi tedirgince. Neden tedirgin oluyor ki? Bende başımdan savarcasına:
"Diyelim bişeyim var. Sana söyleyeceğini felan mı zannediyosun? Burayı terk et. Çık sınıfımdan!" sonunda bağırmıştım ama banane. Üzülsün ağlasın. Oofoffffff neler oluyor bana ? Neden bu kadar acımasız olduuum? Üzüldüğü her halinden belliydi. Yavaşca sınıftan çıktı. Yeliz yanıma gelip beni tuvalete götürmek istedi. Koray sınıftan çıkınca öğretmen gelmişti. Yeliz öğretmenden izin almış beni götürmek istiyordu. Herkesin bana baktığını görünce reddetmedim. Sınıftan yavaşca çıktım. Koray ilerdeki sınıfın önünde biriyle konuşuyordu. Arkasını dönüktü ve biraz ilerlesem ne konuştuğunu anlayabilirdim. Yeliz'e sen git işareti yaptım. Yeliz gidince ona biraz daha yaklaştım.
"Ya Ekin bu. Ne yaptığı belli olmuyo. Anlıyo musun?"
"Kızı seviyor olmam bunu değiştirmez."
"Evet yüzüne söylemeye cesaretim yok."
"Yemeğe davet ettim ama gelmek istemiyor ne yapabilirim"
"Evet orda teklif edecektim."
"Teklif derken itiraf işte."
Arkasını döndü bi anda. Hoppaalaaa. "Kapatmalıyım" diyerek üzerime doğru gelmeye başladı. Geri çekilmedim iyice karşıma gelince hızlı bi tokat geçirdim. "Sen nasıl bi insansın ya? İnsan mısın? 10 gün olmadı tanışalı. Sen gelmiş 'Ekin' i seviyorum diyosun'. Gelmiyorum o yemeğe. Çünkü itiraf felan istemiyorum. Zaten etsende sevgilim seni bulur parçalara ayırır." sevgilim yok. O o anki saçmalığım. Sözlerim bitince arkamı dönüp tuvalete yöneldim. Tabii ki bileğini tuttu ve kendine yöneltti. Ona bakınca derin bi offff çektim. "Sana hemen bi itiraf felan yapmıycaktım. Yani yapıcaktım ama.." birşeyler daha geveliyecekti ama durdu. Sonra başka bi konuya atladı. "Hem sen neden beni dinliyordun ki?" dedi sinsice gülerek. "Yemek teklifini kabul ettiğimi söyleyip bağırdığım için özür dileyecektim. Ama maalesef bayım sizden ne özür dileyeceğim ne de yemeğinize geleceğim." dedim ve tuttuğu bileğini kurtardım. Tekrar elimi kaldırdım ama sonra vazgeçtim. Yeliz'i saçını yaparken buldum.Bizi dinlememişti anlaşılan.

Like ve yorum bekliyorum..

PlânHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin