2.BÖLÜM:DENGE

20 3 1
                                    

Sabah kararımı uygulayarak Tan Yalı'sına gitmek için yola çıktım. Şansıma gece yağmur yağmıştı ve her yer çamur ile su birikintileri içindeydi. Tabiki durağa gidene kadar her yerim çamurlandı. Tam binecekken kartımı evde unuttuğum aklıma geldi ve yürümek istemesem de yola başladım. Önümdeki kocaman çukuru görmeyerek dengemi kaybetmiştim ki biri ben yığılmadan beni tuttu. "Hanfendi lütfen dikkatli olun, Büşra!?" "Rüzgar?" "Nasıl tesadüf bu ama." "Evet nereye gidiyorsun yine seni bırakabilirim." "Hayır teşekkür ederim." "Hadi ama eğer sapık ya da hırsiz falan olsaydım dün gece seni evine bırakmamış olurdum." Bir yandan da o haklıydı tabi. "Tamam o zaman."diyerek arabaya bindim yavaşça. "Nereye gidiyoruz?" "Tan Yalısı'na." "Tan Yalısı mı? Neden ki?" "Çok soru sorma lütfen." "Tamam hanımefendi." Rüzgar'a rastladığım için şanslı sayılırdım. Sonuçta evimle Tan Yalısı arasındaki mesafe o kadar çoktu ki, oraya vardığımda gerçek bir çamur adam olurdum her halde. "Teşekkür ederim beni bıraktığın için." "Önemli değil, bu kartım bir sorun olunca arayabilirsiniz hanımefendi." Elindeki beyaz dikdörtgen karti alarak yalıya yöneldim. Bu nasıl bir evdi yani? Saray gibi, köşk gibi. Kar gibi bembeyaz, görkemli ve ihtişamlı. Denize ve bahçeye bakan tarafları var. Gerçekten harika. Bahçe kapısını dikkatlice araladım ve o harika peyzajın içinden yürümeye başladım. Önümde duran ahşap ve camlı kapıyı bir kez tıklattım. Kapıyı evin yardımcılarından biri açtı. "Buyrun?" "Merhaba ben Ela Hanım ile görüşecektim." "Tabi bir dakika lütfen." Bu süre zarfında bir kez daha etrafa bakmak istedim ama bayan tekrar yanıma geldi. "Buyrun Ela Hanım sizi odasında bekliyor." Onu takip ettim. 2. katta 3.odaya doğru ilerledik. Evin içinin de en az dışı kadar güzel olduğunu söyleyebilirim. Bir kere her kat ayrı konseptte. Burası daha çok saray havasında. Altin rengi ağırlıklı. "Büşra, gelsene?"diyen Ela hanımin tiz ve hafif peltek sesi beni kendime getirdi. "Tamam efendim."diyerek karşısındaki koltuğa oturdum. "Büşracığım, öncelikle efendim yok, anne de lüten. Ayrıca sen artık Selin'sin unutma." "Tamam ef- anneciğim." "Aferin kızım (!). Giyiminde tercih etmiş olduğun tarzını sevmedim. Şimdilik yan odadaki eşyalardan giyin. Hazır olunca alışverişe çıkarız. Bu arada odan artık yandaki oda." "Tamam."diyerek yan odaya doğru ilerledim. Gereksiz samimiyete pek gerek yoktu. Odama(!) doğru ilerledim. Doğrusunu söylemek gerekirse hayallerimi süsleyen bir odaydı burası. Burasının benim odam olacağını da anca rüyalarımda düşünürdüm. Toz pembe dolabımın kapağını yavaşça araladım. Bu da neydi? Anca mağaza vitrinlerinde gördüğüm elbiseler karşımda asılıydı. Beyaz kabarık etekli dize kadar inen elbiseyi giydim aralarından. Bir de altın rengi zarf çantayı aldım. Şifonyerimin üzerinde duran bir Iphone 6 ile bakışıyorduk. Hemen elime alıo çantama koydum. Çünkü bana ait olduğunu biliyordum. Ayağımdaki topuklularla düşmemek için merdivenlerde yavaşça indim. Bu topuk seslerini sağır sultan bile işitti bu arada. Aşağıya indiğimde Ela Hanım'ın iltifatları pek iyi gelmedi değil açıkçası. "Kızım ne kadar güzel olmuşsun!" Yanındaki hizmetli elindeki bardakları yere düşürdü? "Selin Hanım!! Bağışlayın lütfen sabah sizi tanıyamadım." Sakin bir ses tonuyla "Önemli değl gerçekten."dedim. "Selin, çıkalım mı artık?" "Tamam geliyorum." dedim ve arabaya doğru ilerlemeye başladık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin