Bavulunu hazırlamaya koyuldu Alanis, ne kadar elbise ne kadar şort ne kadar gömlek varsa doldurdu o kocaman bavuluna. Gören ömrü boyunca orada yaşayacak sanardı.
Ella bilet tarihini yarına almıştı,arkadaşını biran önce görmek için sabırsızlanıyordu resmen,o kadar sene görüşememişlerdi artık olacak o kadar diye düşündü Alanis.
Masadaki makyaj malzemelerini ve parfümlerini de aldı Alanis, kocaman topuklardan tut sandaletlerine kadar bütün ayakkabılarını doldurdu bavula. Ella bu duruma çok sevinecekti! o kocaman bavulu görünce mutluluktan havalara uçacağı kesindi!
Sonunda kalktı bavulunun başından Alanis, sahi kaç saat olmuştu? 2 mi? 3 mü? O sinir fermuarları zorla kapadı, bavulunun tekerleklerini sürerek kenara çekti. Ah Alanis ah bu koca bavulu o merdivenlerden aşağı kim indirecekti şimdi? Aklına birden eşi geldi, o burada olsa indirirdi şimdi diye düşündü, daha sonra kendine sinirlenip kafasını iki yana salladı, sanki düşünceleri düşüp gidecekti.
Kafasını iki yana sallamasıyla başının döndüğünü hissetti, sabahtan beri daha doğrusu uyanık kaldığı onca zamandan beri ağzına tek lokma sürmemişti, yemek yemeye ihtiyacı vardı ama iştahı yoktu.
Hava ne zaman kararmıştı? o kadar zamandır bu koca odanın içinde mi duruyordu? bir yudum su bile içmeden? çevresinde olan bitenlerin farkına varamıyordu artık. Cidden tatile daha doğrusu bir omuza, Ella'ya ihtiyacı vardı. İyi ki arkadaşını aramıştı.
Odanın ışıklarını kapattı ve odadan çıktı, merdivenin başında ki lamba anahtarına gitti elleri, duvarı yokladı bir kaç saniye ama bulamadı tedirgin oldu her zaman ki gibi, karanlık korkusu vardı Alanis'in, o kadar olaydan sonra kafası o kadar dalgındı ki bunu bile unutmuştu. Odanın lambasını kapatıp çıkmadan önce merdiven lambasını yakar, sonra odaya tekrar girer ve lambayı kapatırdı. Çocukluktan bu yana böyleydi Alanis hemde her zaman. Karanlığa ilk kez alışmıştı her ne kadar tedirgin olsa da düşünemiyordu korkusunu, kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı, korkusundan mıydı? yoksa eşinin onu aldattığı anın zihninde canlanmasından mı? Düşünemiyordu. Bir gün iyi hissediyordu bir gün kötü, gülüyordu ama birden ağlamaya başlıyordu. Gülmekten gözümden yaş geldi derler ya hani, onun ki öyle değildi, onun ki en mutlu olduğun anda gözüne inen perdede en acı çektiğin anların yaşanmasındandı. Ellerini tekrar duvarda gezdirdi,sonunda lambanın anahtarını bulmuştu, biran yakmak istemedi ışığı, kendini karanlığa hapsetmek istedi, ama bununla yüzleşmeye hazır değildi. Yaktı ışıkları, gözleri bir süre ışığa alışamadı bir kaç kez kırpmak zorunda kaldı, gözlerini kırpmak için bile olsa kapamak istemiyordu artık Alanis.
Yavaş yavaş indi merdivenlerden, karnının gurultusu yüzünden mutfağa doğru yöneldi. Yemek yemek istemiyordu ama buna mecburdu. Sepetten kendine sandviç ekmeği çıkardı ve masaya koydu, çekmeceye uzattı elini bıçağı eline aldı. Sandviç ekmeğini ortadan ayırarak ikiye böldü, içini doldurmak için buzdolabına doğru yöneldi, dolabın kapağını açacağı sırada kapı zilinin sinir bozucu sesi duyuldu.
Alanis kendi kendine ''Bu saatte kim bu?'' diye mırıldandı, kimseyi çekecek hali yoktu şu zamanlarda, oflaya oflaya kapıya yöneldi.
Kapı deliğine doğru eğildi, o küçük gözleriyle delikten kim olduğunu görmek için baktı, kapıda ki adamı görünce şaşırdı. Bu eşi Tyler'dı. Sinirlendi, o kadar sinirlendi ki saçları resmen tel tel olmuştu.
Kapıyı açmak için eli kapı koluna bile gitmedi, nefret ediyordu ondan, birde utanmadan kapıya nasıl gelir diye mırıldandı kendi kendine.
Kapı o kadar ısrarla çalıyordu ki, açmazsa kulakları, açarsa da beyni sinirden patlayacaktı! Tekrar kapıya döndü Alanis ve bir hışımla kapıyı açtı. Tyler, Alanis'in kapıyı açtığını görür görmez sağ ayağını içeri attı, Alanis'in kapıyı suratına kapatacağını biliyordu, ayağımı koyarsam Alanis kapıyı kapatmaz diye düşündü, halbuki Alanis bırak ayağı orada diye kapı kapatmamayı, kafası orada olsa bile o kapıyı kapatırdı!
''Biliyorum beni burada görmek istemiyorsun ama, seninle konuşmam gerek, lütfen dinle beni!''
Alanis bu sese dayanamıyordu. Kulaklarını tıkamak istiyordu resmen!
''Hatalıyım, haklısın yapmamam gerekirdi, ama herkes son şansı hakkeder''
Alanis dayanamadı artık. ''Biz boşandık, neyin şansından bahsediyorsun?''
''Gidecekmişsin, annen aradı söyledi! Bizi böyle bırakacak mısın?''
Alanis, artık cidden saçlarını yolmak istiyordu, annesine sinir olma nedeni apaçık belliydi, bitmiş evliliğini düzeltmeye çalışıyordu, o kadar senedir olduğu gibi hala Alanis'in hayatına burnunu sokuyordu.
Alanis dayanamadı. ''Biz? ne saçmalıyorsun Tyler! Ne bizinden bahsediyorsun? Git buradan!'' Ayağının orda olmasını umursamadan bir hışımla kapıyı kapattı, Tyler acıyla ayağını geri çekti. Alanis ayağını çektiğini görür görmez kapıyı suratına kapattı. Keşke ayağı yerine kafasını koysaymış diye bir hışımla bağırdı.
Mutfağa yöneldi tekrar, Tyler'in köpek yavrusu gibi kapıda hala beklediğini biliyordu, ama asla kapıyı tekrar açmayacaktı.
Guruldayan karnı Alanis'i daha da sinirlendirdi ama o guruldamaya rağmen mutfağa dönmekten vazgeçti. İştahı suratsız Tyler yüzünden daha da kaçmıştı.
Merdivenden yukarı çıktı, banyoya yöneldi, yüzüne bir su vursa kendine gelirdi belki. Aynada kendini görür görmez o küçücük gözleri fal taşı gibi açıldı! suratı zombiden farksızdı resmen. Depresyon halindeki kadınlar böyle mi olurdu? Bir daha depresyona girmeyi düşünmüyordu sanırım!
Banyonun ışığını kapattı, ve odasına yöneldi, uyumak istemiyordu ama gözleri öyle söylemiyordu, göz kapakları çoktan düşmüştü. Birileri bu halini görseydi cidden bir daha Alanis'le görüşmek istemezdi.
Alanis başını yastığa koydu, önceki geceler gibi uyuyamadığı için sağa sola bile dönmeden direk uyuyakaldı, sanırım uzun süre düşünmek zihni yorduğu kadar vücudu da yoruyordu. Tekrar iyi ki Ella'yı aramışım diye düşündü. Cidden Alanis'in tatile ihtiyacı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN YAZI
RomantikAlanis arkasını dönüp gideceği sırada, Salvador seslendi ; -Yaz hiç bitmez... Kadın arkasını dönmedi ama durdu, adamın o güzel gülüşünün yüzüne yerleştiğini tahmin edebiliyordu. Kadın omzunun üstünden dönüp baktı,gülümsedi adama. Gülümseyerek cevabı...