1

14.1K 519 444
                                    

"O geliyorsa beni yok say, Boyeon."

"Hadi ama!" Beni ikna etmenin yollarını arıyordu. "Eğlenceli olabilir!"

Gözlerimi devirip başımı hayır anlamında salladım. O herifin olduğu bir mekana asla gitmeyecektim. "Ondan hoşlanmadığımı bildiğin halde ısrar ediyorsun."

İç çekip küfretti. Kahvesini yudumlarken bile homurdanmaya devam ediyordu.

"Neden bu kadar ısrarcı olduğunu anlayamıyorum."

Bardağını masaya koydu. "Sen bu kadar inatçı olmasaydın ben de ısrarcı olmazdım."

Dudağımı dişleyip"Bugün 'Game Of Thrones'un yeni bölümü var," dedim kurtuluş yolu bulmak amacıyla.

Yüzünü buruşturdu. "Sen o diziyi izlemezsin ki!"

"Geçen hafta başladım." dedim gururla. Ve yalanla.

İnanmamış bir tavırla kaşını kaldırdı. "Kimlerdensin?"

"Stannis."

"YALANCI!" diye bağırdı. Sesinin tizliği yüzünden kantindeki herkes bize bakıyordu. "SENİ TANIYORUM, SEN STANNIS DESTEKLEMEZSİN! SIRF BEN ANLATTIM DİYE BÖYLE YAPIYORSUN!"

Kahkaha atarak işaret parmağımı dudağıma götürdüm. "Sakin ol. Tabiki hayır."

Kahvesinden bir yudum daha aldı. Kaşlarını çatmıştı. "Stark destekliyorsun, değil mi? İşgalciler."

"Hayır," dedim. "Kimseyi desteklemiyorum."

Elini masaya vurdu. "Hala yalan söylüyorsun. Ve lanet olsun, Haru, konuyu değiştirme!"

Sinsice gülümsedim. "İşe yarıyor ya, sen ona bak."

Kahvesini kafasına dikip bardağı benimkinin altına koydu. "Atışmaları kaçıracağına inanamıyorum."

"Kim o atışmaları kaçıran?" Namjoon masadaki sandalyelerden birini ters çevirip oturdu.

"Haru. İzlemediği bir diziyi bahane ediyor."

Evet, sayın seyirciler! Bu yılın ispiyonlama ödülü Lee Boyeon'a gidiyor!

Ellerimle yüzümü kapatıp gülmemeye çalıştım. "Lanet..."

Joon kafamı kolunun altına alıp parmak eklemlerimi saçıma sürttü. "Direnmeye çalışma, bu kafadan kıvılcım çıkacak!"

Kahkaha atmayı denedim fakat Joon'un kaslı kolları ağzımın üstüne kapanmıştı ve boğuk bir ses çıkarmama neden oluyordu. Kolumu beline dolayıp gıdıklamaya başladım. "Çek elini!"

Sonunda kafamı kurtardığımda derin bir nefes alıp Namjoon'un koluna vurdum. "Amacınız ne sizin?!"

Namjoon vurduğum yeri ovuşturdu. "'Flex Queen'i orada göremeyenler hayal kırıklığına uğrayacak Haru."

"Umrumda değil. Laf atmaktan daha iyi şeyler için uğraşmalıyım. Örneğin ders çalışmak."

İçtiğim kahveye dadanan Namjoon gülerken ağzındakini dışarı püskürttü. Ağzını silerken kahkahaları daha da büyüdü. "Sen... haha... ders mi? Hahahaha!"

bad // min yoongi [devam etmeyecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin