Yağızdan beni bırakmasını istedim. Çünkü en sevdiğim arabam bakımda. Kırk yılın başı ilk defa Yağız beyefendiye işim düştü ama hala ortalıklarda yok. Onun yüzünden konferansa geç kalacağım.
Yağız benim dostum. Ona güvenirim ama her konuda değil tabi ki. Birbirimizin tam tersiyiz.
Mesela ben onun gibi 0-6 yaş espirileri yapmam bir kere fıtratıma ters düşer. Off! Artık daha fazla bekleyemeyeceğim. En iyisi taksiyle gitmek. Telefonumu alıp tam taksi çağırıyordum ki. Hizmetçi içeri girdi;
"Efendim Yağız bey sizi kapıda bekliyormuş. Haber vermemi istediler."
"Tamamdır."
Ceketimi giyip hemen evden çıktım. Yağız kapıda beni bekliyordu.
"Neredesin oğlum sen? Madem geç kalacaksın haber verseydin taksiyle giderdim."
"Abi işim vardı ya" demesin mi? Sanki bilmiyorum ne haltlar yediğini.
"Ben senin ne işin olduğunu gayet iyi biliyorum ama neyse" dedim. Ve tabi ki gecikmeden cevap verme çabasını izledim.
"Ne yapayım abi ya yakışıklı ve karizmatik olmak zor kızlar peşimi bırakmıyor" Ya ya... Neyse yukarıda Allah var benim kadar olmasa da yakışıklı sayılır. Sürekli benim yanımda durmaktan bulaşmıştır o sayılır yakışıklılığı da.
"Tabi tabi bilmezmiyim. Hadi acele et biraz konferansa geç kaldım." deyip harekete geçirdim.Yağız "Senin üniversiteye gidiyoruz değil mi?" dedi.
"Evet, sen beni bırak ben kendim taksiyle dönerim." dedim bende.
"Yok abi olur mu? Ben seni beklerim, hem belki bir yardımım dokunur." dedi gülerek.
"Sanki ben senin ne peşinde olduğunu bilmiyorum. Yine kız derdindesin değil mi?" dedim yandan bakışımı atarken.
"Yok ne kızı Uras ben sana yardımcı olurum diye kalayım diyorum."
"Yeme beni Yağız."
"Tadı kötü olan ve kötü kokan hiç bir şeyi yemek tercihim değil. O yüzden endişelenme." dedi kendinden emin bir şekilde bana bakarken. Bir dakika bu gülüyor mu? Espiri yaptığını falan mı zannetti bu nasıl ışınlana bilirim buradan? Ve anında ona ciddi misin bakışı attım.
Ve bakışım üzerine konuşmaya devam etti."Tamam biraz kızlar için olabilir." dedi.
"Kendi yaşıtlarınla takıl ve okulumdan uzak dur." dedim
"Aman yemedik okulunu. Hem ben uzak dursam bile kızlar karizmama dayanamayıp hemen yanımda bitiyorlar." dedi.
"Kesin öyledir." dedim ve tam o sırada okulun bahçesine girdik. Arabayı park edip Yağızla birlikte hızlıca okula girdik zaten epey geciktik.
ASYA'NIN AĞZINDAN
Okulun durağına geldiğimde inip koşmaya başladım mağlum ilk derse gecikmiştim ve ders cingöz Fatma hocanın dersiydi ona cingöz diyorlardı çünkü dersine hazırlıksız gelene, dersini dinlemeyene, geç girene ne yapardı bilemedim psikolojisi bozuk bir hoca nerenden bileyim ne yapacağını bir dakikası bir dakikasını tutmuyor ki.
Okulun içine girdiğimde her zamankinden daha temiz daha düzenli ve şuana kadar gördüğüm hocalar siyah giymişti. Neyse eğer daha fazla acele etmezsem Cingöz gözümü oyacak. Evet okulum sevmediğim bir şey daha merdivenleri çok dik ve uzun bana göre değil.
Merdivenlerin başına geldiğimde Alevi gördüm. Okulun son sınıf öğrencisiydi. Ve okulda bayağı bir popülerdi. Hem güzel, hem başarılı ve oda bu gün siyah giyinmiş.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birlesim
RomantikYalnızlık ve güç hiçbir zaman birbirine böyle yakışmamıştı. Asya yalnızlığın senfonisini çalarken. Uras gücünü yitirmemek için kendi içinde büyük savaşlar veriyordu. Peki bu savaşı kim kazanacak? Gücüne ve kurallarına bağlı sert adam mı? Yoksa bu k...