bir çığlık ile uyandım. Etrafta hiç bir şeyin olmaması ise cabasıydı işin. 19 yaşındaki için çok zor bir hayat yaşıyordum. Babamın beni tetikçi yapmasına şaşmamalı. Sosyopat birinin hayatı böyle olmalıymış. Ona göre bu hastalık değil Tanrı'nın verdiği bir hediyeydi.
Tanrı neden insanları hastalıklarla sınasın ki?
Tanrı neden insanları duygular ile sınasın ki?
Tanrı neden müziği sevmesin ki?
Tabi ki cevabı basit. Çünkü en güzel melodilere şeytan sahiptir. Tabi ki Tanrı'nın yada Tanrıların duyguları olduğu için olabilir mi? Tanrı'nında aşık olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Düşünmediniz çünkü Tanrı en yüce idi hep bizim için. Tanrı en büyüktü. Tanrı hep vardı çünkü. Bana göre ise Tanrı evrenden sonra oluştu. Çünkü böyle olması daha mantıklıydı.
Bir telefon geldi ve elimi o eski demiri paslanmış ev telefonuna uzattım. Telefonu sesim kısık bir şekilde "Ne" diyerek açtım. Arayan kişi hastaneden olduğunu belirtti ve
"Walter ... " dediği zaman öldüğünü anladım.Ses tonu tedirgindi ve böyle şeyleri söylemekten bıktığını gösterirdi. "Öldü efendim, üzgünüz " dedi .
"teşekkürler " diyerek telefonu kapattım. Koltuğumda oturuyordum. Tek kişilik koltuğumda. Tek kişilik olmasının nedenini şimdi anlıyorum. Çünkü benim arkadaşım,dostum,güvenebileceğim herhangi birinin olması yanlıştı. Çünkü ben her zaman yanlızdım. Walter geldikten sonra düzenim bozulmuştu. Küfür edip evi dağıtamıyordum. Arayacak kimsem de yoktu. Dolaba gidip bir bira aldım ve tekrar o tozlanmış TEK KİŞİLİK koltuğuma oturup yudumlamaya başladım.
ŞARKI LİNKİ
(https://www.youtube.com/watch?v=RgMVVWHLbfE)