Louis'nin kalbi ağzında atıyordu. Bunu daha önce Niall'da teklif etmişti ama onu bile reddedip
Kendi 'kulvarı' dışına çıkmamıştı. Yani cidden, at yarışı işinden bahsediyorum.
Şimdiyse yeni tanıştığı biriyle korku tünelindeydi.
Gözleri yumulu, dişleri sıkılı, gururu yerlerde, ödü; patlamaya hazır.
''Sanki kaymıyor?'' BOM!
''Sakin ol.'' Dedi Harry gülerek çünkü Louis resmen yerinde zıplamıştı.
''Boş bulundum.'' Dedi gözlerini hiç açmıyordu.
''Gözlerini açsana, en azından burada biraz ışık var değil mi? Gözlerini kapatınca gördüğün tek şey karanlık.''
Louis bir süre durup cümleyi beyin süzgecinden geçirdi.
Tamam dedi içinden bunu kabul edebilirim.
Balını yana çevirdi ve gözünün tekini hafifçe açtı. Ona sırıtarak bakan Harry'yi gördü.
''Bence kaymıyoruz.''
''N-ne kayması?'' dedi Louis kolu neredeyse omzunda olan çocuğa bakarken.
''Tekerlekler diyorum, kaymıyor. Sanırım kurumuş yani.''
''Ha. Şey, öyle görünüyor.'' Ve Louis cümlesini bitirir bitirmez rampadan aşağı uçmaları bir oldu.
Frenler yine kaymıştı. Kapıya büyük bir gürültüyle vurduklarında ve dönemeçte neredeyse yan yatacaklarında Louis kendini Harry'nin kucağında buldu.
Korkudan falan değildi, vagon neredeyse sola doğru devriliyordu çünkü hızını kesememişti.
İkiside kapıya vurduklarında karınlarına giren güvenlik demirinden dolayı karınlarını ovalamaya başladılar.
''Öyle görünüyor olabilir ama hissi biraz farklı.''
''Tanrım diğer rampada kesinlikle uçacağız.'' Dedi Louis sızlayan karnına elleriyle bastırırken.
''Hızlanmadan çıkalım gel.'' Harry daha Louis ne olduğunu anlayamadan güvenlik kolunu kaldırıp sol tarafa atladı.
Elini Louis'ye uzattı. Louis Harry'nin kendisine göre oldukça büyük ellerini tuttu ve Harry'nin onu dışarı çekmesine izin verdi.
Louis vagonun diğer kapıya çarpıp aşağı doğru çığlık atar gibi çıkardığı kayma sesiyle Harry'nin elini tutup beline dolanması bir oldu.
''Sana yemin ederim Harry bunu birine anlatırsan seni bu vagonlardan birine bağlayıp kusana kadar ya da tüm kemiklerini kırana kadar döndürürüm!''
Harry gülerek ellerini Louis'nin sırtına koydu. ''Peki sert çocuk.''
''Komik değilsin biliyorsun mi?'' dedi suratını gömdüğü yerden. Ki bu tam olarak Harry'nin göğsü oluyordu. ''Gülmesene!''
''Gülmeyeceğim, eğer göğüslerime buf buf sıcak hava üflemeyi kesersen! Huylanıyorum!''
Louis kafasını kaldırdı. ''Afedersin.''
Harry eliyle yüzünü düzeltti ''Gülmüyorum gördüğün gibi. Ama gülerken çok tatlıyımdır.''
''Fark etmedim.'' Dedi Louis ellerini cebine sokup etrafında şöyle bir döndüğünde tam arkasındaki şu ışıklı iki kafalı ejderha ona doğru tısladı. Louis de Harry'yi duvarla arasında sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
''Amazement'' Park
FanfictionLouis bir kez daha eve kızarmış ıstakoz gibi dönmemek adına, geçen gün çıkan kavgada kırılan ama pinti patronun güç bela izole ve koli bantlarıyla tutturduğu şemsiyenin altında nefes nefese kalmış bir şekilde at yarışı spikerliği yapıyordu.