-59- ''Ali ve Alin Çelikoğlu''

633 26 0
                                    

Dedem uzun bir süre sustu, sustu şaşırmıştı belli bu soruyu soracağımı beklemiyordu belkide. Şaşkın bakışlarını üzerimden çekip, çatallamış bir sesle ''Ben sana bunu söyleyemem'' dedi ve boğazını temizledi. Derin bir nefes alıp, verdim ve bezmiş bir halde ''Yapma dede lütfen öğrenmek istiyorum'' dedim. 

Dedem başını sağa sola salladı ve ''Hayır bunu söylemek bana düşmez kızım, bunu zamanı geldiğinde annen sana söyleyecek''. 

Dede lütfen bak biliyorsun ki ben kimseye yalvarmam sana bile ama bu konu beynimi kemiriyor merak ediyorum kim bu kadın? 

Öğrenmeyeceksin demiyorum ki Alin, öğreneceksin ama şimdi değil. 

Ne zaman? 

Bak sana bunu söylemem bile yanlış ama Rahmetli Alin'in vasiyeti var, sen on sekiz yaşına geldiğinde öğreneceksin her şeyi. 

Kaşlarım çatıldı ''Ne vasiyeti?''. 

Sana bunu söylemem bile yanlış ama bilmen gerektiğini düşündüm haydi uyu artık. 

Dede o zaman beni Alin'in mezarına götür. 

Tamam ama Buseye söylemek yok. 

Tamam! 

Söz mü? 

Söz! 

Hadi şimdi git uyu yarın gideriz.

Peki dede sağ ol, iyi geceler. 

İyi geceler. 

Çakışma odasından çıkıp, büyük ve hızlı adımlarla odama gittim kendimi odaya atar atmaz telefonumu elime aldım, Esengül ve Görkem aramışlar ve mesaj yağmuruna tutmuşlardı. Hepside dedemle konuştuğum konu üzerine mesajlardı. Telefonun ekranını kaydırıp Görkemi aradım ama açan olmadı, saate baktığımda 00.30'du. Bu saatte uyuyor olabilme ihtimali oldukça yüksekti. Esengül'ü aramayı düşündüm ama saat geç olduğu için geri vazgeçtim ve telefonu tamamen kapatıp çantamdan günlüğümü çıkardım herhangi bir kalem aldıktan sonrada yazmaya başladı. 


''Düşünceler beynimde cirit atıyor, Alin kim? Emre kim? Ben her şeyi neden on sekiz yaşıma geldiğimde öğreneceğim, saçma hemde çok saçma. Hayatım oldu bir anda Arka sokaklar. Hayatım gerçekten çok heyecan verici! Görkemin okulda herkes tarafından tanılması ve bütün kızların ona sulanması beni yeterince geriyor. Biliyorum Görkem hiç birine yüz vermiyor, ilgilenmiyor ama kızların sürtükçe davranmaları beni korkutuyordu. En iyisi uyumak en güzeli uyumak geçmese'de dindiriyor.'' 

Günlüğü çantama koyup yatağına içine girdim,  yüzüme vuran ay ışığı ve gecenin sessizliği, içimdeki çığlıkları bastıramıyordu, yazdığım gibi ''En iyisi uyumaktı'' Gözlerimi sıkıntı ile kapatıp diken üzerinde bir uykuya daldım..

**

Haydi dede ya! 

Tamam kızım geliyorum Allah Allah! 

Dede, beni mezarlıktan eve bırakır mısın? 

Hani hafta sonu burada kalacaktın? Pazar gününe ne oldu küçük hanım? 

Ya şimdi dedecim, yani. Ama geç kalıyoruz. 

Nereye kabristana'mı geç kalıyoruz? 

Evet saçma oldu dede ya söz yaz tatilinin bir ayı burada kalacağım. 

Hadi hadi bin arabaya. 

Dedeme otuz iki diş sırıtıp arabaya bindim, dayımda arabayı çalıştırdı ve dedemde bindikten sonra kabristanın yolunu tuttuk. İçime bir hüzün mü çöktü yoksa heyecan mı yaptım bilemedim. Araba durduğunda içimde tarif edemediğim o his dahada çöktü üzerime. Dedem ve dayım arabada inince savsak bir şekilde bende indim ve onları takip ettim. Onlar durduğunda derin bir nefes aldım ve sağıma döndüm. Bir kabristanın üzerinde ''Ali Çelikoğlu'' bir kabristanın üzerinde ''Alin Çelikoğlu'' yazıyordu. Dedeme baktığımda soru soracağımı anlamış gibiydi ve benim sormama müsaade etmeden oldukça soğuk bir sesle ''Alin'in dedesi, Alin'in dedesinden başka kimsesi yoktu birde annen vardı yanında'', nedenini bilmem ama gözlerimden yaşlar birden süzüldü, hem Ali amca için hemde Alin teyze için bir sürü dualar okudum. Başımı sola çevirdiğimde annemi görmeyi beklemiyordum tabi oda beni burada görmeyi beklemiyordu...



 

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin