Ayak sesleriyle kafami kaldirdim. Yaklasik yarim saattir burda oturuyordum. Kelimenin tam anlamiyla sırılsıklamdim. Hala yağmaya devam eden yağmurun altinda alnima yapisan kızıl kıvırcık saclarimi kulagimin arkasina götürdüm. Ancak gür saçlarım laf dinlemiyordu. Sinirle hepsini karistirdim. Nefesimi sinirle disari uflerken önümdeki siyah botlari fark ettim. Kafamı yukari kaldırdığımda bi çift mavi gözle karşılaştım. Kaşlarim benden izinsiz havalandi. Yağmur görüşümü bulaniklastirirken sol elimi kisik gozlerime siper ettim. Evet, yanlış gormuyodum bana elini uzatmıştı. Agzimin aralandigini fark ettigimde kaslarimi cattim. Oturduğum yerden destek alarak ayaga kalktım. Aramizdaki mesafeyi korumak adina bi adim geri cekildim. Mavi gözleri gözlerime çok derin bakıyordu. Aramızdaki bu sessizlik canimi sıkmaya başlamıştı. Ellerimi göğsüne koyup ittirdim. Ne var? Dedim. Ne dik dik bakıyorsun? Kaşları alayla havalandiginda burnumu çektim. Tam o sırada deponun tarafından erkek sesi olduğunu tahmin ettiğim sesler duydum. Bu beni huzursuz etti. Önceden burası benim mekanımdi. Sessizdi. Sadece ben vardim ve huzurluydu. Icimde büyüyen huzursuzluk endişeyle kapisiyordu. Burasıni once ben bulmustum , benimdi. Kaptirmazdim ben mekanimi. Bay mavi göze dönüp gozlerinin içine baktım. işaret parmagimi göğsüne bastırarak " bana bak seni uyarıyorum, bi daha ne seni ne de o ucube arkadaşını buralarda gormicem. Burasi benim mekanim anladin mı bi daha-" lafimi bitiremeden bi xy kromozomlu beyinsiz lafimi kesti.
"Vay mete beyler de teşrif etmişler sonunda. Ama biraz geç kaldın sanki yani batu hastanede diye duydum ben ama." 2 cocuk vardi ama karanliktan yuzlerini goremiyordum. Ta ki sokak lambasinin yanina gelene kadar. Küpeli olan surekli arkasina dönüp siritiyordu. Ve surekli birbirlerinin sırtlarına vuruyorlardi. Gozlerimi kisip kupelinin beni tanımasına şahitlik ettim. O yüz ifadesinin ani değişimini gülümseyerek seyrettim. Kulagindaki bantı gördüğümde sırıtıyordum." yalniz canim o artislik tripler burda gecmez ya." dedim keyifle. Son 1 saati unutmus gibiydim. Orada gecenin bi saatinde o kadar erkegin ortasinda böyle unutulmuş bi mekanda korkusuzca karsimdaki yavsaklara laf atıyordum. Ama benimde yöntemim buydu ışte kimi ağlar, depresyona falan girer ne biliyim cikolataya falan sarar ben de böyle birilerini döver laf atar rahatlardim. Bu benim savunma mekanizmamdi, unutma yöntemimdi hatta son zamanlarda hobim haline gelmişti. "Lan bu o pic degil mi?" dedi agzini yaya yaya. Tam agzimi acmistim ki benim kuzen - boyle diyince de bi garip oldum- benden once davrandı. " ssst hop sen doymadin sanki he gel bi de ben benzetiyim seni cok konustuk ya valla gel" ceketini cikarip kenara firlatmasini izledim. Sadece kisa kollu tisortuyle - benim bile ozendigim kaslarini ortaya cikaran tisortuyle- bu yagmurun altinda kalışını izledim. Resmen benim kuzenimdi bu çocuk. Emin olmustum şimdi. Ne ara geldigini anlamadigim ucube benim kuzenin kolunu tuttu. " abi tamam daha kizi birakcaz hadi bekliyolar simdi sirasi degil." sesizce soylese de ben duymuştum. Ve benden baska 'kiz' olarak bahsedilecek bi ademoglu yoktu burda. Mavi gözler önce bi bana döndü Sonraysa karşıda ilk geldiği kadar özgüveni kalmamış, bükülmüş sırtları, kısılmış gözleriyle ne yapacağını bekleyen xy kromozomlu canlilar topluluguna. Yanindaki çocuğun küpeliyi kolundan tuttuğunu göz ucuyla gördüm. Gözleriyle karsidakileri delip geçerken o 'kiz' in az once benden dayak yiyen surtuklerden biri oldugunu varsayarak yerimde gerinerek 'kavgaya hazirim' mesaji vermeye çalışıyordum. Bay mavi göz gözleriyle yeterince kufretmemis gibi kufrederek yerden ceketini aldi " oğlum bu iş burda bitmedi göreceksiniz siz anlamadiniz daha kime bulaştığınizi sizin ananizdan baslayarak yedi sulalenizi elden gecircem a..." gerisini dinlemedim. Kufretmeyi sevmezdim. Ben konuşarak zaman harcamazdim ki direk dalardim. Ve şu an kavgayi kacirdigima inanamiyordum. Yani kuzenimin canli performansini görmek istiyordum. Yagmurun biraz daha sankinlestigini hissederken gözlerimi 4 ahmagin ustunde gezdirip önce hangisini devirsem diye bakiyodum. Bu ahmaklarla bas basa kalmak icin sabirsizlandigimi hissettim. Babama olan sinirimi kusucaktim. Tam o sırada kolumda hissettiğim parmaklarla neye uğradığımı şaşırdım. Tam dusucekken buna sebep olan parmaklar beni dusmekten kurtardi. Suruklendigimi hissettigimde kolumu çektim ama resmen surukleniyordum. Arkami döndüğümde ucubenin coktan dağılmış olan grubun arkasından onları gozleriyle eritmek ister gibi baktigini gördüm. Ağzımı kapatmak aklıma geldiğinde boşta olan elimi beni sürükleyen kola geçirdim. Bi yandan da ayaklarimla durdurmaya çalışıyordum. Bay mavi göz, kuzenlerin yüz karası durdu. Ates saçan gözleriyle bana döndü ve küçük dilimi yutmami sağlayacak bi hareket yaptı. Beni omzundan aşağı sarkitti. Böyle bi yandan kollarimi tutuyo bi yandan da bacaklarimi. O kadar ne yapacağımı bilemedi ki yani resmen tam bi kız gibi çırpınıyordum. Hayatimda etmedigim kufurler ettim, indiğimde yapicagim abuk subuk seyler söyledim, kafasini isirdim, omzunu cimcirdim, kafasina ve arkadan fotografimi cekip gülen ucubenin kafasina tukurdum. Daha ne igrenclikler yaptim ama resmen çocuk hırs yapmis arabaya kadar götürdü pis. Arabanin onunde indirdiği gibi kafa attim çocuğa. Ustune yuruyodum ki yumruklarimi tuttu. Karnina attigim tekme malesef hedefine ulasamadi cunku ucube arkamdan sarilip havaya kaldirmisti beni. Bu iki pisligi o kadar pis geberticektim ki o kadar pis geberticektim yani. Resmen saclarimla ayni rengi almistim. Bay mavi göz mete miydi her ne zıkkımsa kapiyi acti, beni kaldiran ucube resmen arka koltuga tikti beni. Koltukta dogruldugumda camdan konustuklarini gordum. kapıyı açmaya calistigimdaysa lanet sey kilitliydi. Cami yumruklarken ayni zamanda kapiyi da tekmeliyodum. Muhtemelen beni babamain yanina goturuceklerdi ama ben buna hazir değildim. Yeterince canlı dovmemistim. Sinirimi atmam icin bi seyler yumruklamaliydim. "Bak bana bak !lan çocuk! bak eğer beni şimdi indirirseniz valla öldürmucem ya gerçekten." diye bagirdim ancak bana bakmadilar bile. Camı kiricak herhangi bi şey ararken kuzenlerin yuz karasınin cama yaklastigini göz ucuyla gördüm. " beni iyi dinle. Bak simdi." dudağını yaladi,yutkundu ve devam etti " eğer yolculuk sırasında sorun cikarticaksan-" iste bu beni sesli guldurmustu. Gözlerini kisti, dudaklarını birbirine bastirdi ve bana o tuhaf yüz ifadesiyle tip tip baktı. "Cümlenin devamını dinlemediğin için pişman olucaksin." kapinin acilma sesini duydum. Kaşlarım alayla havalanirken kafasını eğmiş bana doğru geldiğini gördüm. Ama o numarayi bi kere yerdim. Kafasina yumruk attim. Saçını kavradigimda beni belimden yakaladi. Ben onun canini acitmak amaçlı saçlarını kendime dogru çekerken o da beni kendine doğru çekiyordu. Gözlerimin büyüdüğünü hissettim. Arabadan çıktığımda bay mavi göze yukardan bakıyordum. Resmen bana sarılmış, hatta sarilarak yukari kaldırmıştı. Ağzım açık, pozisyonumuzu çözmeye çalışırken bagajın açılma sesini duydum. Iste tam o an dilim içime kacmisken mavi gözlerle aramda garip bi bakisma geçti. Gözleri sanki benim saskinligimdan belki de kucuk dusmuslugumden egleniyormus gibi muzip bi ifadeyle parlarken benim gözlerim intikam isteğiyle alev alevdi. Tam kafamın zeminle buluştuğunu hissettigimde küpeliyi gördüm. küpeliyi ve arkasindaki diger 3 kişiyi daha. Bunun benim devirdigim ahmaklar olduğunu anlamak için bi daha bakmaya ihtiyacim yoktu. Ucube nin aceleyle buyuk bagj kapağıni indirmeye çalıştığını gördüm ancak kapak , gercekten büyüktü. Hemen bacağımi uzattım. Bay mavi göz çoktan arkasını dönmüş , ahmaklarin üstüne yürümeye başlamıştı bile. Ucube son anda bacagimi fark edip sertce ittirdigi kapağı tuttu. Bunca yaptiklarinin üstüne bi de bacagimi sıkıştırsa mavi gözün silahini ceker vururdum heralde. O an kafama dank etti. Hemen doğruldum. Ucubenin beni tutmasina izin vermeden eli ceketinin arkasında olan sevgili kuzenimin sırtına atladım. Kollarimi boynuna , bacaklarimi beline dolamistim. Kupelinin tuhaf bakışlarına maruz kalmıştım. Ardındaki çocuklarinsa beni yeni tanidiklari suratlarindan belli oluyordu. Mavi göz once baya bi yalpaladi. Geriye doğru düşmekten son anda beni bacaklarimdan destekleyerek kurtuldu. Agzindan " lan!?" çıktığını duymuştum. Oysa amacım onu öne doğru düşürmekti. Şimdi çok güzel böyle kalmıştık.mavi göz once karşıya , ellerindeki sopalarla bize bakan cirkin topluluğa baktı sonra önüne düşmüş , görüş alanini işgal eden uzun, kizil, kıvırcık,saçma saçlarıma bakti sonra da kafasini yere çevirip psikopatca güldü. Sanirim kisa devre yapmıştı. Doladigim bacaklarimi çözüp yere atladım. Mavi gözün arkasını dönmesine fırsat vermeden sola doğru kaçtım. Bi kucaklamayi daha bunyem kaldirmazdi. Küpeli "bu surtuk senin miydi ya cok aradin mi sen bunu?" dediğinde yerden aldığım irice bi taşı kafasina fırlattim. Ucube kollarimi tutsa da gec kalmıştı. Böyle tam kulağının ustune gelmişti 2cm daha aşağıda olsaydi ne gülerdim. Bi yandan kollarimi kurtarmak için debelenirken bi yandan da Küpeli ye laf yetistiriyodum. "Sen doymamışsin sanki ya he? Gel sen bi buraya bi gel." Küpeli bi şeyler söyledi ama onu duymam mümkün değildi. Attığım taş büyük ve hatta büyük ihtimalle kanlı bi kavganin başlangıcı olmuştu. Küpeli renk değiştirmişti. Kulagindaki halka küpeler ve burnundan cikan duman sayesinde bogayi andırıyordu. Sanirim bi kız tarafından dovulmesini kendine yediremiyordu. 4 kişinin 2 si de benim kuzene abanmisti. Gerçekten sinirlendigimi hissettim. Onlar 4, bizse 2,5 kisiydik ve bucuk olan tabi ki de ucubeydi.
Bereli ve iri yari olani buraya doğru geliyordu. Ucubenin kollarimi bıraktığını hissettim. Kollarimin özgürlüğüyle onume ilk gelene kafa atmaya hazirdim. Yumrugu havada olan bereliyi hedef aldığım sirada icimdeki volkanin patladığını hisseder gibi oldum. Önüme aniden gecen beden beni hazirliksiz yakaladı. Her şey o kadar hizli gelişmişti ki sadece yerde yatan ucubeyi görmüştüm.ağzım acik kalmisti resmen. Ben daha kendime gelemeden sol yanağima yumruk yedim. Bu beni daha fazla ofkelendirmekten baska bi işe yaramadi. Şimdi karşımda iri bi adam vardı. Bereli ucubeye yönelmişti. Bu adam gerçekten iriydi, kaslı kolları insani urkurtucek cinstendi. Her anlamda benim iki katim sayılırdı. O pis siritisiyla ustume yururken o bi kac saniyelik zamanda babami düşündüm. Bana o ogretmisti dövüşmeyi. Kendimi savunmam gerektiğini söylemişti. Erkeklerin fiziksel anlamda benden güçlü olduğunu, bu yüzden de güç uzerine degil starateji uzerine hareket etmemi söylemişti. O bi kac saniye boyunca tahmin etmekte zorlanmadigim sebeplerden sırıtan yüzüne baktim. Hizli dusunmeliydim. Ucube çok zor durumdaydi. Yeni hastaneden çıktığını düşünürsek gercekten 0.5 kişi sayılıyordu. Elime sıçrayan ucubenin kanı beni harekete geçirdi. En fazla omuzlarına geldiğim adama dogru egilerek koştum. Hassas organini hedef aldigim sırada saclarimda hissettigim iri el canimi yaktı. Ama durmadım. Yumrugumu gecirdim. Yoncayi düşünüyordum. Laflarını,bakisini, alayci gözlerini.. Ofkemden beslenmek beni güçlü kılıyordu. Buyuk insan şeyini tutarak egildiginde ayağa kalktim. Saglam bi tekmeyi sinirle bana bakan surata yönelttim. Büyük insan yana düştüğünde burnunu tutuyordu. Ucubenin yanina kostugumda bereli mavi gözün yanina yönelmişti. Onu tamamen unuttugumu farkettigimde çocuğu ensesinden yakaladim.
Dondurdugum gibi yumrugumu gecirdim ama cok halsiz düşmüştüm. Burnum kaniyordu ve ayakta dururken sallaniyordum. Belimden kavrandigimi hissettigimde Ucubenin oksururken kan sicrattigini goz ucuyla gordum. Buyuk insan belimi fazla sıkiyordu. Beni havaya kaldırdığında cirpiniyordum. Ama o kadar yorgundum ki ayagimi bi turlu dogru yere koyamiyordum. Saat sabahin 4 u 5i falandi heralde. Bereli " bize bulasmicaktin kizil kafa." dedikten sonra yumruk atti. Bu beni güldürdü çünkü canim acimisti. Bi diğeri karnima geldi. Bereli konusuyodu ama onu dinlemiyodum. Kahkaham sokağı cinlatirken araba sesi duyduğuma yemin edebilirdim. Ama bu saatte bu sokağa gelen olur muydu ki? Ancak berelinin kafasini çevirdiğini gordum , gulusunun sönüşünü.. Belimdeki iri eller beni serbest biraktiginda dizlerimin ustunde durmak için büyük çaba harcadim. Sonunda kulaklarim gür kahkahamin iskencesinden kurtulduğunda ucubenin bağırdığını duydum. Yerde oldugumu gorunce sustugunu , yanima gelmek icin emekledigini gördüm. Yüzü gözü kandi. Gözleri kapanıyordu. Bi gunde bu kadar hırpalamaya dayanması mümkün değildi zaten. Yüzümu elleri arasina alip incelediginde kaslarimi cattim. Agzinin kipirdadigini gordum ama onu umursamadim mavi göz e döndüm bi araba dolusu adamin arasindan yoncanin basindaki adami tanıdım. Iri ve bereli olanlari göremedim ancak küpeli bana doğru gelirken arkasindaki topluluktan kactigini gördüm diger esmer de arkasındaydı. Beni gorunce yönünü degistirip sokagin sonunda gördüğüm berelinin yanina kosmaya basladi. Ancak dönmeden önce beni baştan aşağı suzup , yuzunu burusturdugunda o anlayamadigim ifadeyle uzaklasmasini izledim. Ne de hizli kosuyorlardi. Boyle ayaklari götune deye deye. Bu beni guldururken onume döndüm. Mavi göz de yanımdaydı. Çenemi tutup yuzume bakmasina yine kaslarimi catmaktan başka tepki vermedim. Cunku gercekten halim yoktu. Beni simdi alsa bagaja koysa kılımi kipirdatmam hatta yatar uyurdum bagajda gerçi beni burda biraksalar burda da uyurdum ama neyse. Uykuyu düşündükçe uykum geliyordu. Mavi gözün yüzüne baktığımda burnu kaniyor , sag kasi ve dudağı patlamıştı. Ucube ve kuzen bana gözlerinde anlam veremediğim bi ifadeyle bakiyorlardi. Endişe? Pismanlik? Ofke? Belki de hepsiden biraz. Yuzum kotu durumda olmalıydı ki bu yeni tanıştığım insanlarin gozlerinde babaminkinde gordugumun benzerinden sefkat gibi bise görüyordum. Boyle bi tek babamın gozlerinde gördüğüm ,sevildigimi hissettiren. Ya da kadama sert bi darbe almistim ve bu bilinçaltimin bana bi oyunuydu. Evet , evet öyle olmalıydı.
"Iyi misin?" dendigini duydum ama kimden duyduğumu bilmiyordum. Ucubenin kanı olmaliydi bu elimdeki. Rengi saclariminkine benziyordu ama o kadar yoğun, o kadar.. Kirmiziydi ki.. Basimi kaldirip tepemde benden cevap bekleyen iki güzel adama gulumsedim hemde samimi olanindan. "Bomba gibiyim." kelimenin sonlarina dogru sesim azalmıştı. Yerinde sallanan ucubenin burnunu sildigini gördüm. "Sadece biraz uyumak istiyorum." dedim. Mavi gözün bakışlarına rağmen bu yalan degildi. Tamam bedenen iyi gozukmuyo olabilirdim ama ruhen gercekten iyi hissediyordum. Sinirimi atmıştim sanirim.
Mavi gözün avuc içini sol gozune bastirdigini gördüm. Sonra beni kucağına aldı. Evet yalpalayarak yuruyen insan bu bitik bedeni kucagina aldi. Ve benim tek sizlanisim kafami uzun kivircik saclarimin yere deyicegi kadar asgi dusmus olmasinaydi. Arkada ucubenin kolunun altina girmiş iki adam oldugunu gördüm. Her adiminda yuzunu burusturusunu , oksuruk krizine girip etrafa kan sicratisini izledim.
Ve o an tek dusunebildigim kaninin renginin ne kadar güzel olduğuydu..