- BİRİNCİ BÖLÜM -
Hissettiklerinize bazen inanmak istemezsiniz düşüncelerinizden duygularınız yüzünden nefret edersiniz , aklınıza unutmanız gerektiğini anlatırken duygularınız sizi dilsiz bırakır veya bu konuda duyduklarınız da sağır olursunuz ,gözleriniz görmez sadece kalbinizin atışını hissedersiniz çünkü düşüncelerinizi durduracak kadar hızlı ve anlamlı atar .
Bende böyleyim kalbimin anlamlı ve hızlı atışını hissettiğimden beri ya da yağmurun altında döndüğümüz andan beri . O günü yani 3 gün öncesini hatırlıyorum da adını bile bilmiyordum 2 yabancı umursamazlığımızı , özgürlüğümüzü , mutluluğumuzu sergileyip sahneden ayrılmıştık 2 yabancı kalarak . O günden bu güne en büyük pişmanlığım onunla tanışmadığım olmuştu bu ayrıntı aklıma geldikçe kendimden nefret ediyordum.
Sıcak yatağımdan bu gün onunla karşılaşma umuduyla kalktım saate bakılırsa düşüncelerim ve yıllardır değişmeyen kabuslarımla yine erken uyanmıştım boşa kurduğum alarmı kapatırken esnedim , uyuşukluğun zamanı değildi alel acele dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım onu bulmalıydım eğer yağmuru seviyorsa sanırım dışarıdadır ve siyah beremi başıma geçirdim , tanıştığımız yere doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladım içimden yalvarıyordum lütfen lütfen ardından yalvarışlarım fısıltı halinde döküldü dudaklarımdan lütfen orada ol .
Tanıştığımız yere geldiğimde etrafıma baktım hızlı hızlı nefes alırken onu görme umuduyla tekrar baktım tekrar ve tekrar , yok, yok, yok ,var..! Orada karşı kaldırımda olduğu için onu görememiştim , yüzümdeki sırıtışa engel olamayarak oturduğu banka doğru koştum , yanına ulaştığımda büyük bir heyecanla "merhaba" dedim , bağırdığımı çevredeki garip bakışlardan fark edip yanına oturdum" hatırladın mı ?" dediğimde "neyi? "dedi. şaka mı yapıyordu ? 3 gün öncesini nasıl unuturdu , şaka yaptığını umarak "beni " dedim beni baştan aşağı süzüp başını hayır der gibi sağa sola salladı , o ciddiydi yüzümdeki umut dolu gülümseme sönerken belki hatırlar diye kendi etrafımda dönmeye başladım aksine "salak mısın ? " dedi hayallerimde, dönerken açılan kollarım gibi düşerken somurttum "3 gün önce yağmurun altında benimle dönerken 'salakmıyız' diye sormuyordun ama " dedim.
Omuz silkerek "muhtemelen sarhoş olduğum bir andır . " dedi . Ağlamamak için dişlerimi birbirine bastırırken salaklığıma alay eden iç sesime küfür ettim ve kalbime , salak duygularıma "neyse " deyip arkamı döndüm , öfkeli ve sert adımlarımla nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım başımdan düşmek üzere olan ve sürekli düzelttiğim beremi yere fırlattım ve üstünde zıplamaya başladım , çamurdan bereme bakarken akan göz yaşımı elimin tersi ile sildim sanki o bere hayallerimin son halini anlatıyordu ağlamam şiddetlenirken , hırsımı alamayıp bereye tekrar tekme savurdum hislerime savurduğum tokat kadar sert ve anlamlı , ama tekrar bereye tekme atarken taşa vurduğum ayağımın acısıyla bağırdım , arkama baktığımda ise onu gördüm onu ve ne kadar tokat atsamda yıkılmayan hislerim açığa çıktı ardından kalbimin atışını hissettim ve elimi tutan ellerini ......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz(Aşkın Karanlığı)
Teen Fiction*Sadece düşerken boşlukta olduğunu fark etmemek ya da dipte olduğunu ya sonsuz karanlık ya da son işte benim hikayem. Adım Mavi olsa da dıştan mavi görünsem de içimdeki siyah beni düşüncelerimle beraber kendi karanlığıma sürüklüyordu ardından yürüd...