Yine her zamanki gibi neşeli bir şekilde uyandım bu sabahta. Güneş odamin içini doldurmuştu. Mutlu bi güne daha merhaba diyip saate bakıp 7:15 olduğunu gördüğüm anda yataktan fırladım. Daha duş alıp giyinicektim. Hızlıca duşa girdim. Ve en sevdiğim gül kokulu duş jelimi kullanıp son bi 5 dakika daha suyun altında kalıp derin bi nefes alıp musluğu çevirdim. Bornozumu giyip çıkarken annemin sesini duydum.
"Miraaa uyanmadn mı dahaa hadi okula geç kalıyorsun."
"Uyandım anne duştan çıktım üstümü giyinip geliyorum. "
Hızlıca okul formami giyip aşağı indim. Yine mükemmel kahvaltı soframizi hazırlamıştı Senia sultan.
Günaydın babacııım diye çığlık atarak ve koşarak gidip babamn boynuna sarılıp öptüm. Babam bu hayattaki en değerli varlığımdı. Ha bide abim var ikisine de çok bağlıym. Babam da bana karşılık verirken abim karşıma dikilmiş tip tip bakıyordu."Ne,ne oldu?"
"Hiiç.."
"O nasıl hiç demekmis öylee.. Günaydın en sevdiğiiiim."
"Bunu duymasaydm sana trip atabilirdim minnagmmm"demsiyle benim kahkaha atmam bir oldu. Çünkü minnagm hitabi sadece abime aitti ve ben 1.75 boyumla ve 60 kilomla hic de minnak sayilmazdim. Çok seviyorum sizi diyip sandalyeme geçtim. Hızlıca kahvaltı yapıp abimle birlikte servise bindik. Aynı okulda olduğum için çok mutluydum. Okulla ilgili en ufak bi sıkıntım olsa abim hallediyordu. Ben 10. Sınıf o ise son sınıftı. Servisten inip okula girdik.
"İyi dersler mira"
"Sana da abicim. "
Sınıfa girdim.Herkes yine klasik en öndekiler test kitaplarıyla en arkadakiler telefon ve tabletle uğraşıyordu. Üçüncü sıra cam kenarı benim klasik yerimdir.2 senedir hiç değişmez. Ve yanımda dünyalar tatlısı dostum eylül oturur. Onların servisi bizden 5 dakkika sonra gelir genelde. Vee gelmiştii..
"Günaydıın Eylül"
"Günaydın Mira"
"Naber"
"İyi ne olsun bildiğin gibi her şey. "Diyip gülümsedi. Bende tebessüm ederek karşılık verdim. Telefonumu açıp twittera girdim bi gezinip çıktım. O sırada hoca girdi. Vakit kaybetmeden derse girmişti. Bu bizim okulun bi adetiydi bütün hocalar saniye geçirmeden derse baslarlardi.. ve nihayet son ders gelmişti. Ama garip bi şey vardı. Tuhaf bi his. Ben genelde ilk ve son ders çok mutlu olurdum. Ama bugün tuhaf bi şey vardı anlam veremediğim. İçimdeki sıkıntıyı düşünürken zil çaldı ve çıktık. Servisin önünde abimle karşılaştık.
"Nasıl geçti günün?"
"İyiydi abicim dersler falan işte senin?"
"Aynen miros da pek bi sıkıldm bugün ya biraz gezsek mi?"
"Yok abi ya yorgunum ben sen takıl."
"Yaa off mira mizikcilik yapma işte zaten coktandır birlikte takılmıyoruz malum dersane özel ders falan lütfen kırma abiciginiii"
Biraz düşündüm. Aslında iyi gelebilirdi belki içimdeki sıkıntı geçerdi.
"Pekala,geliyorum"
"İşte buu. Nereye gidelim prenses ?"
"Farketmez yaa"
"Dikmen vadisi uygun mudur? "
"Olur oluur"
Güzel bi yerdi yeşillik su falan. Taksiye binip gittik. Gidene kadar hiç konuşmadık. Indik yürümeye başladık sonra durup bi kaç selfie yaptık. Tam hadi dicekken telefonu çaldı abimin. Arayan babamdi.
"Oğlum"
"Efendim baba"
"Mirayla birlikte misin?"
"Evet "
"Ona çaktırma sakın şimdi beni iyi dinle"ve abim yanımdan uzaklaştı.. ikisinin arasında özel bi meseledir diye ilgilenmedim çok doğrusu.bir kac dakika sonra abim yanıma geldi ve beti benzi atmıştı.
"Abi ne olduu ne bu halin söyleseneee"Boş boş yüzüme bakıyordu ve en sonunda ağzından bi kelime çıktı.
"Gitmemiz gerek"
"Neden ki daha yeni geldiik?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Fısıltı:UMUT
Teen FictionGidip gelmeler,bilmediği gerçekler, yanında olan insanlar ve yanındaymis gibi davrananlar.. Bunlar gibi bir çok şey Miranın hayatının parçasıydı. Hayat süprizlerle dolu derler ya tam da o Miranın hayatı işte...