"Mira dedem.." dedi ve sessizlik çöktü anlamıştım kötü bir şey olduğunu. İçime bir şey oturmuştu resmen,boğazıma bi düğüm gözlerime bi kaç damla yaş.. soramiyordum ne olduğunu çünkü alacağım cevaptan korkuyordum. Ya kötü bir şey söylerse bunu kaldıramazdm. Ben içimdeki fırtınayla uğraşırken taksiye binmiş dedemlerin evine yaklaşmıştık bile. Onların evi de bizimkine benzerdi sadece bir kat fazlaydı. 3 katılydi onlarınki kocaman bir bahçe ve türlü türlü çiçekler vardı bahçelerinde anneannem çok severdi çünkü.. ve gelmiştik. Abim taksiciye parayı uzattı indik. Indik lakin ben çakılıp kalmıştım yerime.Ambulans, polis arabası...
"Mira miraa miraaa" abimin sesiyle irkilmistim. Donuk bir bakışla döndüm ona doğru.
"Hadi girelim canm"
Emin değildim çünkü beynim sürekli kötü bir sey yok olumlu düşün diye komut vererek çeşitli bahaneler uydururken kalbim kaybettik diyordu ve ben ilk defa kalbimin sesini dinlemek istemedim.Kendimi toparlamaya çalışarak kafamla onaylar gibi yaptım ve abimden destek alarak yürümeye başladık. Bahçeden adımımızı atar atmaz annemin feryatlarini duymuştum ve bu benim dünyamın başıma yıkılması olmuştu. Korktuğum gerçek başımıza gelmişti. Olduğum yere yığılarak sesli sesli aglamaya başlamıştım ve abimde yanıma çökmüştü.Dedem çok değerliydi küçüklügümn anıları tamamen dedemle doluyken onu kaybedemezdim. Onu kaybetmek hayatımın eksilmesi demekti çünkü genel kültürümn tamamı,hareketlerim ve ahlakımn yarısı dedeme aitken onun ölmesi nasıl benden bir parça koparmazdi ki?
"Hadi mira annemin yanına gidelim ona destek olmalıyız" kafamla onayladm yine ve koşarak ilerledim. Kapı açıktı sağlık çalışanları bayılan anneannemle ilgileniyolardi ve hemen anneme sarılmış babam gözüme ilişti. Babam bizi farketmis olmalı ki annemin yanından ayrılıp ayağa kalktı. Koşarak anneme gidip sarıldım yeniden aglamaya başladım annemde daha çok aglamaya başladı. Babam bana nasıl çok değerliyse annemede öyleydi dedem her ne kadar yansıtamasalar da. Çünkü dedem tam bi istanbul beyefendisiydi. Ağır abi havaları vardi. Herkesle,kızıyla bile belli bir mesafesi olmasi gerektiğini düşünürdü. Yine kendi içinde düşüncelere dalmisken annemi teselli etmem gerektiği aklıma geldi.
"Seni çok seviyorum"diyebilmistim sadece.Belkide uzun süredir-6 yıldır- anneme söylemedigim bi cümleydi. Babamn aksine annemle aram buz gibidir ondan ötürü.
"Hadi anne toparlan, dedem seni böyle görse üzülmez miydi hadi kalk o yüzden son kez bakalm dedeme" diyip kolundan tutup kaldırdm annemi.
Dedemi gördükten sonra küçük bir kriz daha yaşadık. Babam ve abim sayesinde toparlandık ve evimize gittik. Ertesi gün öğle namazında defnedilecekti. Bütün bi gece geçmek bilmemisti resmen..
◆◆◆
Cenaze işleri tamamıyla hallolmus herkes anneannemlerde toplanmıştı. Eve yine hemen girememistim çünkü her adımım bir anıyı hatırlatıyordu yavaş yavaş bütün anılar gözümün önünden geçe geçe ilerledim sonunda kapıya geldim içeri girdim. Herkesin elinde kuranlar yapmaları gerekeni yapıyorlardı. Bende bir kuran alıp okumaya başladım. Bu dedemin bize en büyük mirası sayılabilirdi. Dini eğitimimiz. Çevremizdeki insanların çoğu bizimle aynı şartlarda fakat dini eğitimleri olmayan kişilerdi. Bunlarn aksine dedem dini yönden tam donanımlı ve bizleride öyle yetiştirmeye çalışmıştı. Hep derdi bi gün ölüp gidersem arkamdan bana bi yasin okuyacak kızım, torunum olsun istiyorum diye. Her söylediginde tombis yanaklarını sıkıp allah göstermesin dedem derdim. Yine gözlerim dolmuş aglamaya başlamıştm...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Fısıltı:UMUT
Novela JuvenilGidip gelmeler,bilmediği gerçekler, yanında olan insanlar ve yanındaymis gibi davrananlar.. Bunlar gibi bir çok şey Miranın hayatının parçasıydı. Hayat süprizlerle dolu derler ya tam da o Miranın hayatı işte...