GERİDE KALAN

G.K.-3.BÖLÜM

Kendime lanet edip beni fark etmenizi bekledim ama kız sana öyle sıkı sarılıyordu ki beni fark etmen neredeyse imkansızdı. Tabi buna odaların bulunduğu koridorun taaa başında olmamda bir etkendi. 

Daha fazla dayanamadım ve yanınızda dikildim . Sen şükür beni farkedince ayrılmıştın . Siz ayrılınca sana sarılan kızın bu sabah kahvaltıda bana tip tip bakan sarışın kız olduğunu farkettim. İkinizde bana anlamsızca bakınca "Ben odama gidicektim "Dedim. Sonunda odamın kapısını işgal ettiğinizi anlayınca çekilmiştiniz.

Hızla odaya girdiğimde içimde bir şeyler hissettim bu neydi tam çözememiştim. En sonunda amaaan deyip kendimi Rüzgar ÖZTÜRK'üme kapadım . Neyseki okullar henüz tatildi. Bir süre sonra canımın çok sıkıldığını hissettim . Ve İstanbulu hiç bilmeyişimi de düşününce biraz tur atsam iyi olur düşüncesiyle ve biraz da kaybolmama arzusuyla sırt çantamı alarak yurttan dışarı çıktım.

İstanbul'un kalabalık ve bir o kadarda vahşi sokaklarında dolanırken tekrar seni gördüm .Yine sabahki arkadaş grubunla yürüyordunuz. Sonra karşı caddedeki cafeye girdiğinizi gördüm.  Aslında senin yanına gelmeye ya da size uzak  bir masaya oturup seni izlemeyi çok istedim. Ama gel gör ki benim maddi durumum o kafeye girerse sağ çıkamayacağını bildiğinden gerisin geri yurda dönmeye çalıştım.

Çalıştım diyorum çünkü bir süre sonra kayboldum. Hava kararmaya başlamıştı ve ben artık ayaklarımı hissetmiyordum . Ne yurdun yolunu bulabiliyordum . Nede geri dönüp sana ulaşamıyordum. Aslında geri dönmüştüm hatta o cafeye girmiştim ama sen gitmiştin. Numaranda yoktu bende . gerçi olsaydı bile arayacak bir teknolojik aygıtımda yoktu.

Taksiye bineyim dedim .Şansıma taksi gelmedi ben İstanbul sokaklarında ürkek adımlarla ilerlerken sonunda bir taksi gördüm ve durdurdum. Taksiye bindiğimde adama yurdun ismini söyledim ve o raya ne kadar para tutacağını sordum" 50 tl tutar "dedi . Turist olduğum çok mu belliydi bence beni dolandırıyor düşüncesine kapıldım . Ayrıca ben kaç kilometre yürümüştüm böyle allah  aşkına . Cüzdanımı çıkarttığımda durumumun içler acısı olduğunu gördüm . 4 tane beşlik ve 1 adet yirmilik vardı . ve bu benim neredeyse 2 haftalık harçlığımdı .

Taksicinin "Götüreyim mi " sorusundan sonra "hayır teşekkürler " deyip taksiden indim. Havanın tamamen kararması ve ağustos ayında olmamıza rağmen kıyametlik yağan yağmurun ardından sadece bir adet ıslak ben kalmıştı benden geriye.

Birinin beni dürtmesiyle o kişiye döndüm ,bu mezarlığın bekcisiydi." Kızım iyi misin ?akşam oldu hadi evine git" diyordu . Oysa benim evim sendin . Ama sen evini terk ettin beni sensizliğe mahkum ettin sen her ne kadar burada olmasan da ben senin toprağına dokunduğum her an seni hissedicem senin o okyanus kokunu iliklerime kadar hissedicem."Benim evim burası amca bak bu da benim herşeyim o beni bıraktı ama ben onu bırakamam bunu benden isteme ne olur sesim rahatsız ettiyse konuşmam ama lütfen izin ver de ona sarılarak uyuyayım ." dedim gözyaşlarımın arasından."Olmaz kızım seni anlıyorum benimde herşeyim orada bak 5 mezar ötede ama ölüm Allahın emri " "Hayır gitmiyorum " diye diretince hiçbir şey diyemedi ve sessizce uzaklaştı.

Böyleydi işte insanlar acırlardı , avutmak için bir kaç laf edip giderlerdi. Ama orada yatanın benim kalbimin sahibi olduğunu bilmiyorlardı , ya da inanmıyorlardı . Bilmiyorum ben sadece onu özlüyorum . Amcanın gitmesiyle Aren' e döndüm , mezarının yanına kıvrılarak daha sessiz bir biçimde anlatmaya devam ettim bizi .

Sucuk gibi olmuştum ve hala yürüyordum. Yoldan geçen bir kaç kişiye yurdu sordum ve nihayet bi on - onbeş kişiden aldığım cevapla yürüdüğüm caddenin karşısından yurdu görebilmiştim. Derin bir nefes alıp bacaklarımın yorgunluktan titremesini görmezden gelip sanki mümkünmüş gibi hızlandım. Sonunda kendimi odaya atabildiğim de seni yatağında kulaklıkla müzik dinlerken buldum . Beni sucuk gibi görünce gözlerini şaşkınca açtın , bir şey söylemene fırsat vermeden banyoya kaçtım.