G.K.-2.BÖLÜM

13 2 1
                                    

Aren'in mezarına biraz daha sarıldım. O ,orada toprağın altında savunmasız yatıyorken ona geçmişimizi ,güzel anılarımızı anlatıyordum.

Dün ona tanışmamızı ve benim kabuslarımın kahramanı oluşunu anlatmıştım. Onun ölmüş olması ve sebebini bilmesemde benim yüzümden ölmüş olması canımı hayli yakıyordu . Ona kızgındım sözünü tutmamış ve beni bırakmıştı. Ama ölmüş olması ve beni bırakmasına rağmen ona olan aşkımdan bir gram eksilmemişti. Buna izin vermemiştim.

Şimdi ise toprağını avuçlarıma aldım. Onun elini tutuyormuşum gibi sıkıca kavradım. Gözlerimi kapatıp sanki yanımda oturuyorda ben ona hayatımı anlatıyormuşum gibi hayal ettim ve anlatmaya başladım.

Senin beni kabusumdan uyandırışından ve benim sana sarılışımda kalmıştık.

Sanırım yaklaşık bi beş dakika öyle kaldık . Senin beni kendinden uzaklaştırmanla ve " Tamam ... Geçti güzelim... Geçti" demenle kendime gelebilmiştim . Biliyor musun Aren , ben bütün ilklerimi seninle yaşadım.

Mesela benim ilk arkadaşım sendin . Yurtta arkadaşım olduğu pek söylenemezdi . Sanırım bu seninde demenle birazcık , küçücük(!) cadoloz olmamdan kaynaklanıyor. Ondan sonra ilk sarıldığım insan da sendin hatta ben sarılmayı da senden öğrendim. Senin kollarının verdiği huzur ömre bedeldi be. Öyle işte

Kendime geldiğimde yerden kalkıp yanıma oturdun ben sana sen gözyaşlarımı silerken teşekkür etmiştim sense "Anlatmak ister misin kabusunu ? Belki rahatlarsın." demiştin . Seninle daha yeni tanışmıştık seni tanımıyordum. Bu yüzden anlatmamıştım.

Daha sonra iyi olduğuma kanaat getirip yemekhaneye inmeyi teklif etmiştin. Ben banyoda giyinirken sende odada giyinmiş benim dün akşam okuduğum 'yaramaz çocuk ' kitabımı inceliyordun. Hemen elinden çekip almıştım . O benim en sevdiğim kitabımdı.

" Aman be yemedik kitabını Allah'ın cadolozu " demiştin Allah'ın cadolozu derken hafifte gülümsemiştin. Yine bir ilk !! ilk kez orda bana cadoloz demiştin ve bu bizim ilk tatlı atışmamız olmuştu.

"Ben miyim be cadoloz ? Asıl.sen nesin maydonoz" demiştim ."Maydonoz ne alaka be "dediğinde " Bilmiyorum aklıma ilk o geldi ." dediğimde küçük çaplı bir kahkaha atmıştın . Senin kahahana bende gülümsemekle yetinmiştim.

Yemekhaneye indiğimizde sen arkadaşlarının seni çağırmasıyla bana dönüp "Ben bizimkilerin yanına gidiyorum cadoloz görüşürüz" deyip burnumu sıkmıştın.

Senin arkandan dil çıkarıp
"bin bizimkilirin yinini gidiyirim cidiliz girişiriz." diye seni taklit etmiştim ardından tepsiye doldurduğum birkaç zeytin ,peynir,reçel ,ekmek,yumurta ve çayla salonun ortasında dikilip gözlerimle boş yer aramaya başladım.

Gözlerim size takıldığında gülümsedim. Üçü kız dördü erkek olmak üzere bir masada oturup ,şakalaşıp bi yandan kahvaltınızı yapıyordunuz. Çok eyleniyor gibi görünüyordunuz.

Ben hiç bir zaman böyle bir ortamda bulunmamıştım. Normalde insanların mutlu olması beni gıcık ederdi . Belkide hiç mutlu olamadığım için kıskanıyorda olabilirdim. Ama aksine senin mutluluğun beni de mutlu etmişti. Biliyor musun ben yine ilk defa başka bir insanın mutluluğundan mutlu olmuştum .

Senin karşında oturan sarışın kızın bana dik dik ve sen hayırdır gadaşım bakışlarına maruz kalınca mecbur bakışlarımı sizden çekip tek boş yer olan pencere kenarındaki kollarında ve boynunda dövme olan esmer kızın yanına ilerledim . Yaklaştıkça kaşındaki ve dudağındaki pircingle metalci veya sataniste benzettiğim için hafifte ürkmüştüm açıkçası. Ama aç kalmakta istemiyordum. Çünkü açlıkla ilgili çok sorun yaşamıştım . Daha küçükken annemi ve babamı özlediğim için açlıkla sınanmıştım .Daha doğrusu ben annemi istiyorum diye ağlayıp zırlayınca ceza olarak yemeğimi alıyorlardı. 'Ya bu hayat elimden en değerlilerimi almış ; annem ve babamı almış yemeğimi alsanız kaç yazar ' diyordum bir süre sonra açlığın nasıl bir şey olduğunu öğrendim.


Ne kadar ürksemde dövmeli kızın masasına doğru ilerledim. Cam tarafında duvara yaslanmış 4 kişilik masaya ulaştığımda " oturabilir miyim ?" diye sordum. Kız gülümseyerek "tabii" dediğinde afallamıştım. Çünkü kızın sesi ultra canayakın çıkmıştı. Masaya oturup kahvaltımı etmeye başladım. Gözüm sürekli size takılıyordu . Neden bilmiyorum ama sürekli size bakıyordum. Yanımdaki kız " güzel grup sanırım çocukluktan geliyo bu samimiyet " dediğinde benim baktığım yere bakıp cevap verdiğini gördüm. Başımla onaylayıp 'sanırım' diye onu tekrar ettim. " Bu arada benim adım beril " diyip elini uzattı. bende gülümsemeyle karşlık verip elimi uzattım ve " Dora " dedim. " Açıkca söyleyeyim dışarıdan bakıldığında çok soğuk görünüyorsun seni daha tanımıyorum ama için bence çok iyi ." diyerek dobralığımı konuşturmuştum. "Hmm dobrayız haa "dediğinde "biraz " dedim .


Berille biraz daha konuştuktan sonra ayrıldık .Henüz tatil olduğu için ve ben buraları bilmediğim için ve en önemlisi odamda okunmayı bekleyen bir 'yaramaz çocuğum ' olduğu için hemen odama gittim. Çok pardon düzeltiyorum odaMIZa . Sen çoktan arkadaşlarınla gitmiştin en azından ben öyle biliyordum. Merdivenleri koşar adımlarla çıkmıştım ee rüzgar öztürk benim kendisini okumamı bekler tabi . Odamızın bulunduğu koridora geldiğimde keşke bu kadar acele etmeseydim diye düşündüm . Kim kahramanının başka birine sarılmasını izlemek ister ki..





ÇOK KISA OLDU FARKINDAYIM

AMA LEPTOPUM BOZUKTU YENİ ELİME GEÇTİ

EN KISA ZAMANDA DAHA UZUN BÖLÜM İLE

GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE

ESEN KALIN .


GERİDE KALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin