"Eylül kulağımı s*ktin resmen kaçıncı çığlık bu ? "
"Cansu daha bir ay bile olmadı ne birlikteliği."
"Sence hatamı yaptım."
"Mutluysan ben bilmem."
"Dün sende kaldığımı söyledim anneme. Bu gecede sendw kalıyorum evin yolunu unuttum resmen."
"Kızlar yatın artık." Annemin sesiyle konuşmalarımız bölündü. gökçe teyze duysa kızının yaptıklarını cansuyu son görüşüm olurdu. Sevgi hanımda bizi bakkala göndersin anca. "Gel sana kıyafetlerimden veriyim." Cansuyla bedenlerimiz aynı sayılırdı. Sadece göğüsleri büyüktü. Benim üstümde siyah atlet vardı. Üstüme de gri kapşonlumu giymiştım havalar soğuyordu. Altımdada siyah eşofman vardı. Cansu için dolaptan kıyafetlerime baktım. O bana göre daha iddalı giyiniyordu.
"Eylül Özer babanız ve biz balayına çıkıyoruz. Bir kaç gün gelemeyebiliriz. Eh malum iş güç. " Gözlerimi devirdim sanki üçüncü çocuk için çalıştıklarını bilmiyoruz.
"Eylül anlaşıldı bana birşey bulamayacaksın. Annen daha güzel giyiniyo bak ben ondan giyiniyim." Bana öpücük atarak odadan çıktı. Beş dakka geçmeden odaya daldı. Yok artık bu kız kendini aşmış. Üstünde kırmızı bi gecelik vardı. Siyah sarı saçları elbise yüzünde açıkta kalan göğüsünü kapatıyordu. Yeşil ama maviye çalan gözleri parlıyordu. Özerin sesiyle dikkatim dağıldı.
"Eylül Toprak abi ve bir çocuk geldi." Cansuyla koşarak asağı indik. Mert mavi kot ve beyaz bluz vardi. Toprak ise yine siyahtı. Ve şuan Özerin saçını okşuyordu.
"En son birbirinizi öldürecek gibiydiniz ne ara bu kadar samimi oldunuz bakiyim."
"Toprak abi bana merve hakkında güzel şeyler söyledi."
"Tamam anladım. " bu halime güldüler. Merve hakkında birşey duymak istemiyordum.
"Neden geldiniz. "
"Süpriz yaptık beğenmedin mi aşkım. " kahretsin çok tatlılardı. Mert bir an bakışlarını Cansunun elbisesini çevirdi. Cansu mesajı almış olcakki. Elbisesini.biraz aşağı çekiştirdi. Toprak hemen benim üstüme baktı. Ve dudakları kıvrıldı. Bakışlarını takip ettim. Ve hemen kapşonumun fermuarını çektim.
"Pis sapık. "
"Sapık olabilirm. Ama pis olsaydım dün cansu ve mertin yaptığını bizde yapardık. "
"Olum hadi ya anlattığıma pişman ettin." Toprak güldü. Neden yaptığı herşey dikkatimi çekiyordu. Gülüşü sanki yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibiydi.
"Oturun demiyecekmisin?" Toprağa ters ters baktım.
"Mert otururmusun? Kendi evin gibi rahat davran." Merte hala kızgındım ama Cansuyla araları bozulmasın diye bu konuyu açmıyordum. Toprağada kızgındım. Uyuşturucu yüzünden yapmıştı belki ama sonuçta yapmıştı. Benimde sinirlenme tarzım buydu genelde kızar ama belli etmezdim. Ama birdaha yapmalarına izin vercek kadar rahat davranmazdım. Mert kolunu Cansunun omzuna atarak 2li koltuğa geçtiler. Bende Toprağa bakmadan 3lü koltuğa oturacaktım. Yani amacım buydu. Toprağın eli bileğimi kavradı. Tutuşu sert deildi. Hatta hissettirdiği duygu hoşuma gitmişti. Sanki elektrik akımı olmuş gibi elimi çektim. Tam gözlerine baktım.
"Hayırdır ne kıyafet." Ona anlamazca baktım.
"Birincisi sen beni sorgulayamazsın bunun için bir nedenin yok. İkincisi benim giydiğime laf ediyosan heralde Cansuya bakmadın. Üçüncü olarak evde kimse yok."
"Özer? "
"Ah hadi ama o benim kardeşim. Yani ne kadar cami avlusundan alındığını düşünsemde öyle. Ve bana karışmayı kes."
