Dream high

Ben Tan Amerika da eğitim görüyorum. Daha doğrusu sürgüne gonderildim. Üvey abim varlığıma katlanamadigi için daha doğrusu babamın mirasına göz koyduğumu sanıyor ama ben sadece onunla barışmak gerçek ülkem olan Güney Kore ye dönmek istiyorum. Ama pek mümkün olmuyor. " Kris bekle geliyorum " bu kadar konuşma yeter. " Hadi dostum gel artık " Kris hap satıcısı Kaliforniya da tanıştık zengin olduğum için arkadaşız ama iyi biri oda hap satması dışında tabii ki " geldim dostum " dedim. " Hadi ama akşama kadar beklemem kızlar beni bekliyo " dedi Kris " Tan hadi ama canım " şu Kaliforniya nın kızları ile güney Kore nin kızları arasında büyük fark var. Arkadaslarla birlikte sörf yapmaya gidiyoruz " dostum sörf tahtasıni aldın mı " dedi Kris " evet hadi gidelim " denizi görünce Kris siritmaya başladı ve kızları alıp denize koştu. Bende sörf tahtamı alıp denize girdim. O kadar kıvrımlı dalgalar geliyo ki resmen suda gövde gösterisi yaptım. Bütün kızlar bana bakarken bunu yapmak daha eğlenceli denizden sonra orada ki küçük duş başlığının altına girdik. Anlayamadigim Kris o küçük duş başlığına 5 kızı nasıl soktu. Ben tek başıma zor sigiyorum. Neyse ordan kafeye geçtik. Kris le capucino içerken bi kız gördüm korece konuşuyordu. Dikkatimi çekti ona bakiyodum koreli bi kıza " abla ver annem onları ne zahmetle kazandı " diye bağırıyor. Ablasını tanıyorum bu kafede çalışıyo ama kızı ilk kez gördüm. Koreli birine rastlamak güzel ama onu ağlarken görmek kötü.